Son yıllarda mutfağımıza yerel tat olarak dikte edilmeye çalışılan ve somon olarak lanse edilen balık , Amerika kökenli bir alabalıktır. 

Bu balık türü hızlı geliştiği için 100 yıldır dünyanın her yerinde, akarsularda ve Karadeniz gibi düşük tuzluluğa sahip  deniz ve iç sularda yetiştirilen bir çiftlik balığıdır.

Türk Somonu olarak tanıtılmaya çalışılsa da Karadeniz’e özgü gerçek Karadeniz somonu ile ilgisi olmayan bu balık türü son yıllarda hızla gelişen deniz ve barajlardaki kafeş yetiştiricilik tesislerinde  üretilmeye başlamıştır.

Balığın Karadenizle tek ilgisi; kış ve bahar dönemlerini  Karadenizde bulunan kafeslerde geçirerek satışa sunulmasıdır.

Halk arasında alabalık olarak bilinen bu balık türü kapasitesi bin ila on bin ton arasında değişen kafeslerde üretilmekte ve bölgemizde yıllık üretim miktarı elli bin  tonu bulmaktadır.

Son yıllarda halk mutfağından daha çok otel ve restoran mutfaklarında yer alan ve geçtiğimiz yıllarda şehrimizde yapılan festival ve tanıtım projelerinde yerel mutfağımızın ana yemeği olarak tanıtılan bu balık türü son olarak Ortahisar Belediyesinin organizasyonu ile şehrimize gelen bir ünlü bir  yemek programında yöreye özgü tat olarak  yerini aldı.

Akçaabat köftesi, Sürmene pidesi, Kalkanoğlu pilavı, kuymak, karalahana sarması ve Trabzonla özdeşleşmiş balıklar hamsi, palamut   gibi tatlarımız yok sayılarak   Amerikan kökenli balık,  Türk-Karadeniz somonu adıyla  şehrimizin tanıtımı için sunuldu.

Akçaabat köftesi yok sayılarak Piralinin, nihat ustanın kemiklerini sızlatan bu çalışma sürmene pidesini, kuymağı, kalkanoğlu pilavı gibi birçok yerel tadımızı gölgede bıraktı.

Bunları söylerken balık üretimine, bu üretimin ülke ekonomisine katkı sağlamasına karşı değilim. Bilakis bölgemizden üretilen bu balığın Rusya ve Japonya başta olmak üzere dünya pazarına ve ülke içine satılmasını gururla takip ediyorum.

Ancak bu balığın  yerel bir tadımızmış gibi ön plana çıkarılmasının şehrimizin gastronomisine bir katkı sağlamayacağını düşünmekteyim.

Gel gelelim jüriye…

Nihat Usta, Cemil Usta, Akpınar, Komoroğlu gibi köftecilerden birini, vizyonları ile şehre katma değer sağlayan Bora numanoğlu, Burak Tonyalı, Turan Pervanlar, Ahmet Haşim Ekici gibi isimlerden birini, Ertuğrul, Çardak, Merkez, Terminal, Rüştünün fırını veya Sürmene pidecilerinden birini, Hamsiköy sütlacı, Trabzon haşlaması gibi ürünlerimizin üreticilerinden birini gözlerim aradı.

Trabzon’un tanıtımı için halis  niyetle yapılan bu çalışma program yayınlamdıktan sonra çok tartışılacaktır kanısındayım.

Kısa bir anı.

Yıl 2020.

Akçaabat belediye Başkanı Sayın osman Nuri Ekim’e Ortamahalle’de bulunan bir tesis ve ortamahallenin tanıtımı için 6 aylık danışmanlık yaptığım yıl...

Bahse konu yemek programının yapımcıları ile görüştüm ve programın Akçaabat Orta Mahallede çekilmesi için girişimlerde bulundum.

O günlerde  Osman Başkan covid teşhisiyle karantinada bulunduğu için   Başkan yardımcısı Serkan Bey ve Akçaabat Belediyesi Kültür Müdürü Turan Bektaş’la toplantı yaptık.

Toplantı Kültür Müdürü Turan Bektaş’ın Akçaabat köftesinin tanıtıma ihtiyacı yok söylemi başta olmak üzere farklı konulardaki çekinceler ile olumsuz sonuçlandı ve bu programın Akçaabatta çekilme fikri rafa kaldırıldı.

Kıymetli müdürümüzün söylemi ile yola çıktığımızda Akçaabat köftesinin tanıtıma ihtiyacı olmadığı için Trabzon’u tanıtan bir yemek programında somonun ön plana çıkmasının mantıklı olduğunu düşünebiliriz!