Trabzon’da turizm bitmiş, Araplar gitmiş, daha da gelmezlermiş, ekonomi dipmiş, rakamlar şişmiş. 

Bunlar konuşuluyor. 

Turizm sezonunun en dolu dolu, en hareketli olması gereken günlerde otellerin doluluk oranları yüzde otuzmuş. 

Üzüldük mü! 

Bu kadar vicdansız olma diyorsunuz değil mi?

“Geçen sene 300 €’ya sattığınız odayı bu sene neden 100 €’ya satıyorsunuz?” diye sorarsanız üzülüp üzülmemem gerektiğine siz cevap verir misiniz?

Bile bile kıydınız bu şehre, bile bile kovdunuz bu şehirden turizmi. 

Elbirliğiyle becerdiniz bunu, hepinizi alkışlıyorum şehre ihanetinizden ötürü.

 Nasıl becerdiniz bunu bilemiyorum ama örgütlenerek imkansızı başardınız vallahi bravo.

“Efendim biz bir şey yapmadık turist kalitesi düştü, artık Trabzon’a gelmek istemiyorlar” diyorlarmış. 

Allah aşkına…

Hiç güleceğim yoktu.

Bas bas bağırdık. 

“Komisyoncuların önüne geçin” dedik, “WhatsApp grupları var” dedik “bunları inceleyin” dedik “100 liralık yemeği 300 TL’ye yediriyorlar” dedik inanmadınız, “kaçak yapıların önüne geçin” dedik, ”kaçak konaklamanın önüne geçin” dedik, ”kaçak turizmcilerin kaçak seyahat acentalarının ne olduğu belirsiz turizm firmalarının Arapça biliyorum diye turistlere mihmandarlık yapan mültecilerin önüne geçin” dedik kimse duymadı duymak isteyen var mıydı, kim olacaktı ki. 

Uzungöl‘de bir tencerenin bir saatlik kirasının 300 TL olduğunu biliyor musunuz?

Tencere bu tencere alsan zaten 300 TL. 

Demir kapıda 500 liralık bir çadırın saatlik kirasının 600 TL olduğunu biliyor muydunuz?

100 TL maliyeti olan bir kebabın 900 TL olduğunu biliyor muydunuz?

500 TL maliyeti olan dört kişilik kahvaltının 4000 TL’ye verildiğini biliyor muydunuz?

Şehir merkezinde en lüks kuaförde saç sakal ve maske uygulamasının 500 TL olduğu yerde Uzungöl‘de köhne bir yerde makineyle beraber 10 dakikalık hizmetin  fiyatının 600 TL olduğunu biliyor muydunuz?

Turisti taşıyan şoför anlatıyor diyor ki yahu abi elindeki makineyle 10 dakikada 1 traş yapacaksın böylesine bir fahiş fiyat olur mu? 

El cevap burası Uzungöl.

Yazıkkkk…

250 gr tavuğun 1000 TL’ye satıldığını, pazarlık ile bunun 500 TL’ye indirildiğini ”ablası sana kurban olsun” diye bir de güfte yapıldığını biliyor muydunuz?

Tokyo‘da dünyanın en pahalı şehrinde beş yıldızlı otelin 150 Euro olduğu bir dönemde, Trabzon’un Çaykara ilçesinin turizm mahallesi olan Uzungöl‘de bir odanın, apart bir odanın 250 €’ya turistlere verildiğini biliyor muydunuz?

Hani bir şarkı vardır ‘bir çok giden memnun ki yerinden çok seneler geçti çok seneler geçti dönen yok seferinden’

Dönmezler abi niye dönsünler ki!

Bosna’dan arıyorlar ”bu kadar Arap beklemiyorduk” diyorlar, 

Amsterdam’dan arıyorlar ”Araplar burada cirit atıyor” diyorlar. 

Viyana’dan arıyorlar ”biz hiç bu kadar Arap görmemiştik” diyorlar. 

Danimarka’dan arıyorlar ”Araplar burayı mesken tuttu” diyorlar. 

Gürcistan’dan arıyorlar ”Araplara ne yaptınız hepsi buraya kaçıyor” diyorlar. 

Vebaliniz çok büyük bu şehre büyük ayıp ettiniz. 

Bir sene önce 270 €’ya sattığınız odayı bu sene 100 €’ya satamıyorsunuz. 

Bunu denetlemeyen yetkililer yönetenler kendinizden utanmalısınız. 

Hep birlikte bitirdik bu şehri. Hadi kendimizi alkışlayalım biz bize kaldık. Kan kusup kızılcık şerbeti mi içelim şimdi ne yapalım hadi siz söyleyin fabrikamız yok sanayi şehri olamayız kültür şehri de olamadık spor kenti desen eh hadi işte onu da beceremiyoruz.

Yahu okullarımıza, kamu kurumlarımıza İŞKUR personeli alacağız, nüfusumuzun üçte biri kadar olan bir şehrin aldığı İŞKUR personeli kadar eleman alamıyoruz yahu.

Her geçen gün eriyoruz, bitiyoruz, bitiriliyoruz. Bilmem farkında mısınız?

Tüm kazanımlarımızı tek tek kaybediyoruz… 

Lojistik üssümüzü, askeri üssümüzü, tren yolumuzu hepsini tek tek kaybediyoruz.

Rekortmen şehir Trabzon ne kazanacak biz neyle geçinceğiz ne ile avuncağız ne ile şahlanacağız. 

Elimizde hiçbir şey kalmadı tek tek verdik tek tek aldılar. 

Emeği geçenleri tek tek alkışlıyorum başta milletvekillerimiz başta bu şehrimizi yöneten bürokratlarımızı ve yerel yöneticilerimizi. 

Algıyla, magazinle devam edin belki milletin bunlara aldanması ile kıs kıs gülüp ”başardık” diyeceksiniz. Ama bu şehrin asıl ihtiyaçları bunlar değil.

Hastaneler dolup taşıyor salgın var deniliyor bugün denize giren yarın hastaneye gidiyor neden. 

Bu şehrin bir biyolojik arıtma sistemi yok. 

Hâlâ daha bir çok mahallenin kanalizasyonu direk denize akıyor. 

Bu şehir yıllardır aynı yerde aynı şekilde trafik çilesi çekiyor. Bu şehrin işsizlik sorunu var. Bu şehrin meslek edinme sorunu var. Bu şehrin trafik sorunu var. 

Siz konserlerinizle, siz workshoplarınızla, siz magazin programlarınızla algıları yönetmeye devam edin. 

Trabzon her geçen gün bir ileri üç geri gitmeye devam ediyor. 

Maalesef kabul edilir gibi değil. Harekete geçin. Bu şehrin gerçek ihtiyaçlarına cevap verin. Tribünlere oynamayın, tribünlerde kişi sayısı sınırlıdır… 

Halka oynayın sizi seçen halktır millete oynayın sizi vekil eden millettir. 

Milletin vekili olun, milletin belediye başkanı olun bırakın şov yapmayı bırakın çatışmayı. 

Hizmetlerinizle yarışın.