Derbi dediğin böyle olur dedirten dün geceyi anlatmak çok zor. Yaşamak lazım; yaşamayanlar çok şey kaybettiler. Zira son yılların en güzel derbisiydi diyebilirim. Bir daha yaşanır mı, bilemem! Bu düelloyu izlerken "Sabahlar Olmasın"şarkısını hatırladım. Nefeslerin tutulduğu bu maç hiç bitmesin, sabaha kadar izleyelim dedim kendi kendime! Tabii, 61saat'in personelleriyle birlikte hop oturup hop kalkarken, Hasan Tuncel’i “Bir daha kalk, sana vurmasın!” diye sürekli ikaz ederek maçı tamamlayabildim.

Şimdi işin magazin yönünden futbol şölenine dönersek; iki büyük takımın büyüklüğüne yakışır karşılaşmada orta sahalar pas geçilerek hızlı geçildi. İkili mücadeleler ayyuka çıktı. Hep dikine oyun tercih edilerek gollük pozisyonlar arandı, goller arandı. Hakemin, "VAR"ın, adeta “Neden kavga etmiyorsunuz?” dercesine verdikleri kararlara ve kartlara rağmen oyuncular işlerine odaklanıp maçı kazanabilmek için birbirleriyle adeta savaştılar.

Bu harikulade oyunun sonucu 3-3 hatta 4-3 Trabzonspor’un olmalıydı. Ali Şahin’in dikkatsizliği mi dersiniz, talihsizliği mi; takımının mağlup olmasına neden oldu. Ali’nin hatası çok basitti, olmamalıydı! Ama ben skordan daha çok, “Nedir bu haliniz?” dediğim oyuncuların takımlarının büyüklüğünü hatırlayıp verdikleri mücadele, özgüven ve kazanma arzusu çok daha önemliydi. Hep böyle olun, böyle kalın.

İyi oynayıp kaybetmek de var. Galiptir bu yolda mağlup olanlar! Ancak böylesi güzel bir maça hiç mi hiç yakışmayan futbol yönetim kuralları yerine, Galatasaray’ın adeta amigoluğunu yaparcasına istediği gibi kural üreterek bordo-mavililerin yenilgisini hazırlayan bir taraf vardı. Daha önce olduğu gibi bu maçta da Kadir Sağlam, sarı kartlarını tereddüt etmeden Trabzonsporlu oyunculara dağıtırken, Galatasaraylıların faullerine ve kalecisinin yaptığı penaltıya sırtını döndü.

Şimdi gelelim sadede: Bir değil, beş değil, her maç sonu aynı terane. Bu hakem Kadir Sağlam’ı atayan MHK ve başındaki TFF’ye ne demeli? Ne desek boş, ben söz bulamıyorum; sözün bittiği yerdeyiz! Başkan Ertuğrul Doğan “Rezalet” demiş. Ben de yığınla dedim Başkan; rezile rezil desen, yaptığına rezil desen ne yazar! Herkes bildiğini okuyor, değişen bir şey yok. Bu gidişle de olacağı yok. Sayın Başkan Ertuğrul Doğan, çok yorulduk. Bunlar lafla terbiye edilir gibi durmuyorlar.

Milyonların güzide kulübü üzerinde, sizin de bildiğiniz gibi oyunlar oynanıyor. Adına ne derseniz deyin! Ama bu gelişmelerin adına ben "DARBE" diyorum.

Son sözüm, sayın Murat İskender’e: Kardeşim, 2 hafta önce “Hacıosmanoğlu gerekeni yapacak” diye demeç vermiştin. O gereken yapıldı sanırım, bilmem yanılıyor muyum?