Dur yolcu! 
Bilmeden gelip bastığın bu toprak, 

Bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek 

Anadolu'nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmet'in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,

Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmet'in kanının akıttığı yerdir.

Düşün ki, haşrolan kan, kemik eti,
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin,
Bir harbin sonunda bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Çanakkale zaferinin ve kahraman Mehmetçiklerimizin anısına yazılan bu şiiri her okuduğumda tüylerim diken olur gözlerim dolar hıçkırarak ağlarım.

Şanlı Türk ordusunun en büyük deniz zaferinin ardında ne kahramanlıklar ne hüzünlü hikayeler vardır bilir misiniz?

İşte onlardan biriside
Çanakkale deniz zaferine bizzat katılmış, 
o savaşta destan yazmış askerlerimizden biri olan 
pazarkapı mahallemizin sevilen sayılan büyüklerinden Salim Önder ağbimizinde dedesi olan, 
Yoloğlu Temelin hikayesidir bu hikaye.

Ömrünün üçte ikisini Klasik Türk sanat müziğine vermiş Trabzon'da herkes tarafından sevilen, sayılan , yüzlerce çocuğun sünnet düğününü yapan, onlarca gencin düğününü hiç bir ücret talep etmeden şenlendiren 
Salim Önder ağbimizin dedesi,
Pazarkapılı Yoloğlu 
Temel Erdemir 1913'de Bahriye askeri olarak Osmanlı donanmasına katıldı.

Akçaabat/Çarşuda köyünden Yoloğlu Temel ağa 
(Soyadı kanunundan sonra Erdemir soyadını aldı)

Çok iyi yüzme bildiği için ve özellikle de Trabzonlu olduğu için kendisine Nusret mayın gemisinin mürettabında görev verilmişti.

18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale boğazına mayın döşeme görevide bu mürettabata verilmişti.

Gemi Komutanı Yüzbaşı Hakkı bey de anne tarafından (Trabzon) Akçaabatlıydı.

Çoğu Karadeniz çocuklarından oluşan bahriye askerleri, 
verilen emri harfiyen yerine getirmek için geceden başlayarak, sabaha yakın bir saatte kadar 16 mayını kıyıya yakın ve paralel olarak boğazın sularına bıraktılar.

İngiliz ve Fransız donanmasının en nadide gemileri bu mayınlara çarparak battı.

Bütün imkansızlıklara rağmen, Çanakkalede 
el ele, gönül gönüle veren Osmanlı ordusunun bu muhteşem başarısı  İstanbul'un ve devamında  Anadolu'nun işgalini de önlemişti.

Temel Erdemir 20 sene şanlı Türk ordusuna vatan aşkıyla severek hizmet etti. 

Bütün Gemi mürettebatı, pazarkapı mahallemizin gurur kaynağı 
Temel Erdemir dahil, şeref madalyası ile ödüllendirildi.

Bu madalya ve verilen hediyeler günümüzde Çanakkale Deniz Müzesinde sergilenmektedir.

Ellerinde Son kalan kılıç ve kılıç kuşanma kemeri de Salim ağbinin Babaannesi tarafından 
Beşiktaşta bulunan deniz harp müzesine bağışlanmıştır.

Terhisinden sonra Trabzon'a gelir gelmez evlenip yuva kuran,
Temel reis dokuz yılda
dokuz çocuk sahibi oldu.

Daha sonra Yunan harbine(Kurtuluş savaşı)na çağırıldı.

Ancak o zamanlar çoğu küçük olan dokuz çocuğu maddi sıkıntılar nedeniyle bakacak durumda olmadığı için çok istemesine rağmen ne yazıkki kurtuluş savaşına katılamadı.

Ordumuz dan affını istemesi anlayışla karşılandı 
o zamanlarda elinde avucunda ne varsa satarak o yıllardaki para tabiriyle, 
25 bin kara kuruş para vererek Kurtuluş savaşına maddi anlamda destekte olmuştur.

Göğsünde gururla taşıdığı Gazi madalyasını İzmir harp tarihi müzesine bağışlamıştır.

27 Ağustos 1936 senesinde İstanbul'da  50 yaşında prostat kanserine yenik düşerek vefat ederek aramızdan ayrıldı ve Topkapı Merkez Efendi mezarlığına defnedildi.

Salim ağbinin Babaannesi Güller hatun da yıllar sonra İstanbul'a eşinin kabrini  ziyarete geldiğinde o da oracıkta çok sevdiği eşinin mezarının başında vefat ederek yanı başına defin edildi. 

Allahım her ikisinede gani gani rahmet eylesin. 

Her santimi şehit kanlarıyla sulanmış bu Aziz vatan için gözünü kırpmadan çarpışan, ebediyede intikal eden, 
başta 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere ebediyete intikal eden bütün gazilerimizi, şehitlerimizi Rahmetle Minnetle Özlemle anıyorum.

Çanakkale Savaşının bir simgesi niteliğinde olan Nusret Mayın gemisi, 18 Martta düşman gemilerini bozguna uğratmıştır. 
17 Martı 18 Marta bağlayan gece Çanakkale savaşının seyri değişmiştir.

Bu gemi Almanya'da yapılmış ve 3 Eylül 1914 tarihinde Türkiye'ye getirilmiştir. 

Kolayca manevra yapabiliyor olması ve az su çekerek etrafta kolayca dolanması gibi özelliklere sahiptir. 

Bu özellikleri sebebiyle mayınlı arazilere giriş yapılmış ve düşmanlar  yenilgiye uğratılmıştır.

Nusret Mayın gemisi 
1955 yılına kadar devlet yönetiminde kullanılmaya devam etmiştir. 
1962 yılında ise bir kuruluşa satışı yapılmıştır. 

1990 yılına kadar kullanılmaya devam etmiştir ve bu yıl daha fazla dayanamayarak Mersin Limanında maalesef sulara gömülmüştür.

Nusret Mayın gemisi, Tarsus Belediyesi tarafından sudan çıkarılmış ve bakım  onarımları yapılmış, yük gemisi şeklinde kullanılması için sonradan eklenmiş olan kısımlar çıkarılmıştır. 

Nihayetinde Tarsus'da Çanakkale Savaşı Şehitleri anısını yaşatmak amacıyla yapılmış olan parka getirilmiştir. 

Ayrıca Nusret mayın gemisinin bire bir kopyası yapılarak 
Çanakkale Deniz Müzesine hediye edilmiştir.

Sahiden özlenebilen bir diyar,
Ben bir başıma bir deli,
Ben sanki bin yaşında bir deli,
Bir memleket özledim ki sormayın
Her yanı gülden kemerli.

Karşı yaka memleket,
sesleniyorum Varna'dan,
işitiyor musun?

Memet! Memet!

Karadeniz akıyor durmadan,
deli hasret, deli hasret,
oğlum, sana sesleniyorum,
işitiyor musun?

Memet! Memet!

Bu Aziz Vatan için canını vermekten hiç çekinmeyen kınalı kuzularımızı, mehmetçiklerimizi bir kez daha sevgiyle, minnetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğilmekten onur duyuyorum.

Kalın sağlıcakla....