Bugün sizlerle biraz nostalji yapalım istiyorum. 1988 yılında, Türk müziğinin efsane ismi Barış Manço'nun Yomra ilçesine yaptığı ziyareti hatırlayanlarınız var mı? O gün, Barış Manço'nun Yomra tabelasının önünde çekilen fotoğrafı, hafızalarımızda yer edinmiş bir kare olarak duruyor. Bu fotoğraf, aslında Yomra'nın o günkü haliyle bugünkü hali arasındaki büyük farkı gözler önüne seriyor.
Düşünsenize, sadece 36 yıl önce çekilmiş bu görüntü, Yomra'nın ne kadar değiştiğini ve geliştiğini anlatıyor. O günkü Yomra, bugünkü Yomra ile kıyaslandığında neredeyse tanınmaz halde. Binalar çoğaldı, nüfus arttı ve gereksinimler değişti. Ancak, şehirleşme ve imar çalışmalarının nasıl yapıldığına baktığımızda, kısa vadeli çözümlerle ve günlük çalışmalarla ilerlediğimizi görmekteyiz.
Avrupa'da şehirler yüzyıllık planlarla şekillenirken, bizde ise "kim ne kadar kat yapabilirse yapsın" anlayışı hakim olmuş durumda. Bu sadece Yomra'da değil, tüm ilçelerimizde aynı şekilde yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor.
Oysa gerçek şehirlerin uzun vadeli planları olur. Bugün, 1939 yılında Trabzon için yapılan "Lambert" planını hala konuşuyor ve o dönemi hatırlıyorsak, bizim de geleceğe dair sağlam adımlar atmamız gerekiyor. Yetkililere buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum: Gelin, bugünden itibaren uzun vadeli bir imar düzenlemesi yapın ve 100 yıl sonra adınız bu şekilde anılsın.
Barış Manço’nun Yomra tabelasının önünde durduğu o kareyi hatırlarken, aslında şehrimizin ve ilçelerimizin de ne denli değiştiğini ve değişmeye devam ettiğini fark ediyoruz. Ancak bu değişimin daha planlı, daha düzenli ve daha sürdürülebilir olması için hep birlikte çalışmalıyız.
Gelin, geleceğin Yomra'sını, Trabzon'unu ve Türkiye'sini birlikte inşa edelim. Unutmayın, bugün attığımız adımlar, yarının tarihini yazacak.