Bolu’daki otel yangını bir kıvılcım gibi çaktı, ama etkisi tüm Türkiye’ye yayıldı. Gözümüzü açtı desek yeridir. O facianın ardından değişen itfaiye yönetmeliği ve başlayan sıkı denetimler şimdi Trabzon’da da yankı buldu. Ve bu sefer işler sadece “evrak tamam” seviyesinde kalmadı, sahaya inildi. Gerçek denetimler yapıldı. Eksikler tespit edildi, bazı oteller baştan sona elden geçirildi. Öyle “var mı var”la geçiştirilen sistemler değil, gerçekten iş gören, hayat kurtaran sistemler kuruldu.
Bu değişimin ne kadar yerinde olduğunu geçtiğimiz günlerde bir olay kanıtladı aslında. Denetim sonrası yenilenen sistemlerden birine sahip bir otelde yangın çıktı. Ama korkulacak bir durum yaşanmadı. Otomatik söndürme sistemi devreye girdi, kimsenin eline yangın tüpü almasına bile gerek kalmadı. İşte bu! İşi kuralına göre yapınca, hayat kurtuluyor. Lafla değil, işle yangına karşı duruluyor.
Ama her yerde işler yolunda mı? Maalesef değil…
Araklı’dan gelen haber düşündürücü. Otelinin denetimlerde haksız yere takıldığını düşünen bir işletmeci, tepkisini ilginç bir şekilde gösterdi. Ses sistemi kurdu, balkondan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını açtı, ilçe meydanına yayın yaptı. Dert büyük belli. Ama meseleye gösteriyle değil, gereğini yaparak çözüm bulmak gerek. Çünkü konu basit bir ruhsat meselesi değil, can güvenliği.
Sonrası daha da ilginç… Aynı otelin ikinci denetiminde sözde “tamamladım” denilen eksiklerin aslında sadece etiketi değişmiş olduğu ortaya çıktı. Eski sistem aynı, sadece kabuğu farklı. Kusura bakmayın ama bu artık trajikomik. Hayat kurtarması gereken bir sistemle bu kadar oynamak da nedir?
İşte bu yüzden bu denetimler çok kıymetli. Ve yetkililer de çok net: kimseyi zor durumda bırakmak gibi bir dert yok ama ihmale asla geçit de yok.
Yangın bir felaket. Öncesi ihmalle, sonrası pişmanlıkla dolu olmasın diye bu denetimlerin hakkını vermek hepimizin sorumluluğu. İtfaiye yönetmeliği kağıt üstünde bir zorunluluk değil, yaşanmış acıların sonucudur. Gereğini yapmak hepimizin boynunun borcu.