Artan turizm potansiyelimiz, hava ulaşımının gelişmesi ve bölgemizdeki birçok ile hizmet edişi özelliği ile Trabzon havalimanı bölgemiz için büyük önem arz etmektedir.
Son yıllarda şehrimizde ivme kazanan turizm hareketliliği ve buna bağlı olarak sayıları her geçen gün çoğalan otel ve seyahat acentesi sayısı havalimanın önemini her geçen gün artırmıştır.
Bölgemiz için bu denli öneme sahip havalimanımız son yıllarda pistinde oluşan deformasyon ile ilgili sıkça gündeme gelmiş ve pandemi döneminde kısıtlamaların devam ettiği süreçte pist yenilemesi yapılarak bu tartışmaları sona erdirmiştir.
Tadilatı takiben kısmi dönemlerde pistte oluşan aksaklıkların, uçuşları belirli saat aralıklarında engellemesine ve bundan dolayı teknik olarak eleştirilmesine rağmen pandemi döneminde yapılan bu işlemin şehrimiz için önemi üst düzeydir.
Hatta ve hatta bu işlemi pandemi döneminde şehrimizde yapılan en önemli yatırım olarak da nitelendirebiliriz.
Çünkü pistin yenilenme çalışmalarından önce pistimiz SOS vermekteydi ve sivil havacılık tarafından uçuşların yasaklanmasına sayılı günler vardı diyebiliriz.
Devamında olan tüm aksaklıklara rağmen pandemi döneminde pist yenileme çalışmasında emeği geçen herkese teşekkür borçluyuz…
Şimdi gelinen süreçte Trabzon havalimanı ile yeni yeni kulisler gündemi meşgul etmeye başladı.
Rize havalimanı açıldıktan sonra Trabzon havalimanın kapanacağı, uçuşların Rize ve Giresun havalimanlarına yönlendirileceği yorumları yapılmaya başladı.
Trabzon havalimanının büyütülmesi/yenilenmesi için deniz dolgusu yapılacağı, bu süreçte devam eden inşaat çalışmalarından dolayı mevcut havalimanının uçuşlara kapanacağı ve uçuşların yakın illerdeki havalimanlarına yönlendirileceği etkileyici bir görüş aslında…
İlk başlarda benim de ciddi ciddi aklıma yatan bu görüş yaptığım birkaç telefon görüşmesi neticesinde bendeki itibarını kaybetti.
Bendeki itibarını kaybetti kaybetmiş olmasına ancak bendeki itibarının kaybolması kafi değil.
İnsanlar bu konuyu konuşmaya ve tartışmaya devam ediyorlar.
Herkesin içine su serpmesi için ve bu tartışmaların son bulması için yaptığım görüşmelerde ulaştığım ortak üç fikri paylaşmak isterim.
Birincisi; an itibari ile havalimanı için yapılmış bir ihale, belirlenmiş bir inşaat başlama tarihi ortada yok.
İkincisi; tartışılan bir proje var ancak o proje hayata geçse dahi havalimanının kapatılmasına gerek kalmayacak. İnşaat devam ederken havalimanı hizmete devam edecek.
Üçüncüsü ve en gerçekçi olanı ise; Trabzon havalimanı çok yoğun bir trafiğe sahiptir. Bu trafiği Rize ve Giresun havalimanlarının kaldırması mümkün değildir.
Bu üç madde benimi içime su serptiği gibi umarım tüm okuyanların da içine su serper.
İçimize su serpsin serpmesine ancak olanaksız gördüğümüz yaşanmışlıklarımız ışığında bu endişeleri barındıran insanları da anlayışla karşılamamız gerektiğini düşünmekteyim.
Şöyle ki;
• Sümela Manastırı gibi bir değerin yıllarca kapalı kaldığı gerçeği hep aklımızda,
• Kostaki Konağı gibi bir yapının restorasyonunun yılan hikayesine dönmesi ve orada sergilenen eserlerin inşaatın deposunda saklanması aklımızda,
• Uçuş yoğunluğu olmasına rağmen en pahalı uçak biletlerine sahip şehir oluşumuz aklımızda,
• Tarihi yapıların üzerine “modern” binalar yapan şehir oluşumuz aklımızda,
• Yapımı yılan hikayesine dönen kongre merkezini hala savunanlarımızın olduğu aklımızda,
• Turizmde bölgenin lokomotifi olmamıza rağmen TGA’a (turizm geliştirme ajansı) bölge temsilcisi seçememiş bir şehir oluşumuz hala aklımızda,
• Pandemi dönemindeki kırmızı harita uygulaması hala aklımızda,
• Pandemi döneminde İstanbul’da cafe ve restoranlar açıkken Trabzon’da kapalı oluşları hala aklımızda,
• Yıllardan beri turizm il müdürümüzün asaleten atanmayışı aklımızda,
Bunlar olanaksız gördüğümüz halde karşılaştığımız gerçeklerden sadece bazıları.
Demem o ki havalimanı ihalesi gerçekleşir ve şehirden bihaber bir kişi havalimanını kapatarak uçuşları çevre illere yönlendirmeye kalkarsa çok şaşırmayız.
Umarım böyle bir durumla karşılaşmayız.
Şehrimize ve potansiyelimize yakışır bir havalimanına kavuşmak ümidi ile,
Kalın sağlıcakla…