Karma Ortaokulu Trabzon'un göbeği sayılan, Karagöz meydanı da denilen şimdiki Büyükşehir belediyesinin işlettiği otoparkın olduğu yerdeydi.

Mevki itibariyle şehrin dört bir yanından öğrenciler tarafından yürüme mesafesinde ulaşılabilecek bir konumdaydı.

1975 yılında Ortaokulu okumak için Karma ortaokuluna kayıt yaptırmıştım. 

Yetmişli yıllarda karma ortaokulu sabahcı ve öğleci olmak üzere eğitim veriyordu aynı zamanda mevcut olarak da çok kalabalık bir okuldu. 

Trabzon'un bütün mahallelerinden gelen kız ve erkek öğrencilerinin birarada eğitim ve öğretim gördüğü için ismi Karma Ortaokulu diye telafuz ediliyordu.

Karma ortaokuluna kayıt olduktan sonra bana sen barakada okuyacaksın denilince şaşırmıştım.

Okula şimdiki tanjant yolu tarafındaki ana kapıdan girip sola döndüğümüzde meşhur sınıflarıyla BARAKALAR karşımızdaydı. 

Beni uzun sokak tarafına bakan en uctaki sınıfın olduğu barakaya vermişlerdi.

Tavanları alçak, ısıtma sistemi odun sobası kurularak halledilmeye çalışılmış, bir sınıfta üç tam yıl okuyacaktık. 
"Şaka gibiydi."

Uzaktan bakıldığında sanki ana binadan tecrit edilmiş bir konumumuz vardı.

BARAKALAR, Kışın çok soğuk, yazın çok sıcak olurdu. 
Kışın çok soğuk olduğu zamanlarda bazen bütün sınıf sırayla dışarıdan odun getirir sobaya atardık.

Soğuktan ellerimiz kalem tutmazdı. Öğretmenimiz dersteyken müsade isteyerek yanaşabildiğimiz kadar sobaya yanaşır ısınmaya çalışır öyle dersi dinlemeye çalışırdık.

Yağmurlarda çatılardan akan sular sınıfımızda başımıza damlardı.

Bölümümüz Almancaydı 
o yıllar da eğitim sistemi öğrencileri seçtikleri yabancı dil branşına göre bölümlere ayırıyordu. İngilizce, Almanca ve Fransızca 
o yıllar tercih edebileceğiniz üç seçenekten birisiydi.

Bende ne alakaysa Almancayı tercih etmiştim.
Almanca öğretmenimiz de Haydar Kazaz'dı. 

(1975 yılı Karma Ortaokulu BARAKALAR arkasında sınıf arkadaşımla birlikte)

Çok disiplinli şık giyimli bir hocaydı derslerde ciddi duruşunun yanında bizlere espri de yapar, esprileriyle bizi motive ederek derslere katılım yapmamızı sağlardı.

Üç sene karma ortaokulunda Almanca okudum üç kelime öğrenemedim. Hâlâ daha aklım almaz, öğretmenimiz bize nedense her defasında Almancayı daha kolay öğretebilmek için her derste fiil çekimi yaptırırdı.

Okul müdürümüz Ömer Büyüksalihti. 
Uzun boylu, pehlivan görünümlü, çok sert mizaçlı, disiplinli bir adamdı.
Teneffüslere çıktığımız da onu görünce korkudan yolumuzu değiştirirdik. 
Hiç unutmuyorum yaramazlık yapan öğrencileri yakalar herkesin içinde saçlarından yada faullerinden tutup ayağa kaldırarak ceza vermeye çalışırdı.

Okul kantinine teneffüslerde herhangi bir şey almak için girmek neredeyse imkansızdı. 

İnanılmaz kalabalık olurdu, biz barakadan çıkıp ana binaya girip kantine gidene kadar zaten zil çalardı.

Tam üç yıl soğuklarda ve sıcaklarda, yağmurlarda barakada okuduk. 
Bir çok arkadaşlarımız oldu yüzlerce anılar biriktirdik ama aradan on yıllar geçsede o barakalarda okuduğumuz günleri hiç unutmadım.

Yıkılana kadar her önünden geçtiğimde yüreğim burkulur gözümde canlanan anılarla birlikte barakalara bakınca 
o yıllara gitmiş gibi olurdum.

Yıllar çok çabuk geçiyor karma ortaokuluna başladığım zaman on iki yaşındaydım, şimdi altmış iki yaşına girmek üzereyim.

Nedense karma ortaokuluna özellikle sınıfımızın olduğu barakalara bakınca birden kendimi on iki yaşımda hissediyor gibi oluyordum.

Trabzon'da yaşayan insanların yüzlerce hatıraları olan onlarca binayı son yıllarda, yol, köprü, viyadük yapacağız gerekçesiyle yıktılar.

Onlardan biriside yüzlerce anı biriktirdiğimiz Karma Ortaokulumuzdu.

Şimdilerde bu alana Karagöz meydanı yapılacak eski hüviyetine bürünecek deselerde, hali hazırda Büyükşehir Belediyesi tarafından otopark olarak kullanılmaktadır.

Karagöz meydanı ismi ; eskiden burada panayırlar kurulur buralarda karagöz Hacivat oynatılmasından dolayı ismi karagöz meydanı olarak bu alana verilmiştir diye bilinsede esasında durum hiç bilindiği gibi de değildir.

1800 li yılların başında Trabzon'un kalbur üstü  zenginlerinden olan 
Rum asıllı
Karagöz adında bir banker mevzu bahis olan alana geniş bahçeli büyük bir konak yaptırmış konağın alanını o kadar büyük yaptırmıştı ki resmen şehrin ortasında bir meydan gibiydi. İçersinde her çeşit meyve ve çam ağaçlarının bulunduğu bu alanı içindeki konağıyla birlikte yıllarca ailesiyle birlikte kullanan Rum asıllı Trabzonlu Karagöz ailesi mübadeleden önce konakları yanıp yıkılınca Trabzon'u terk etmek zorunda kaldılar.

Karagöz ailesi Trabzon'dan gittikten sonra bu alan Karagöz meydanı diye anılır oldu. 

Mübadeleden sonrasında bu alanı panayır yapmış burada Hacivat Karagöz oynatılmış da onun için bu alanın adı Karagöz meydanı konulmuştur diye bilinen hikaye yanlış bir hikayedir. 

Gerçek hikayesi anlattığım gibi; bizimde büyüklerimizden dinlediğimiz gibi; 
Trabzon'da yaşayan aynı zamanda bu meydanın sahibi de olan Karagöz adında bir Rum bankerin şehrin göbeğinde zamanın en büyük arazisi içerisinde yaptırdığı muhteşem konağının yanarak yok olup yıkılmasıyla birlikte bu meydan Karagöz meydanı diye anılmaya başlar, 
Karagöz meydanının gerçek hikayesi anlattığım gibidir. 
Gerisi sadece teferruattır.

Bir şehri anıtlaştıran, ölümsüzleştiren üzerinde taşıdığı anıtsal ve kurumsal yapılardır.

Bir insanın çocukluk yıllarında okuduğu okulla ilgili anılarını o okulu gerekçesi ne olursa olsun yıksanızda unutturamazsınız.

Doğup büyüdüğüz binlerce hatıramızın olduğu Trabzon'umuz artık bizim çocukluğumuzda yaşadığımız Trabzon olmasa da bu şehri çok seviyoruz, istesekte bu şehirden kopamayız.

Dilek ve temennim odur ki, bundan sonra elimizde kalanı koruyalım, asırlık binlerce yıllık tarihin içinden gelen kadim şehrimiz Trabzon'umuzu en azından elimizde kalan bu haliyle gelecek nesillere taşıyalım.

Bazen geç, bazen erken
biz okula giderken
seneler çok çabuk geldi geçti.

Sonunda dersler bitti.
Bitirdik sınavları
Kurtardık zayıfları,

yaşanan hatıralar
Sınıf, masa, sıralar, defter kalem, çanta ve 
Hoşça kal kara tahta !!!

Hep beraber güldük
hep beraber üzüldük gözümüzden aksın yaşlar,
elveda arkadaşlar.

Bizi hep aydınlattın,
bilgimize bilgi kattın
her şeyimizdin bizim,

Hoşçakal Okulum.

Kalın sağlıcakla...