Türkiye ve Trabzon Siyasetinde Gündem: Partilerdeki Ayrışmalar ve Seçim Senaryoları
Türkiye siyasetinde olduğu gibi Trabzon siyasetinde de ilginç gelişmeler yaşanıyor.
Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık’ın, defalarca AK Parti’den davet almasına rağmen Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) tercih etmesi, kamuoyunda farklı yorumlara neden oldu.
Bir kesim, Yomra’dan artık aday olmak istemediğini, bu yüzden gelecek seçimlerde Ortahisar veya Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmayı planladığını iddia ediyor.
Ancak gerçek bu mu?
Bana göre değil.
AK Parti’den Mustafa Bıyık’a ciddi bir davet gitmediğini düşünüyorum.
“Gel, ilçen için ne gerekiyorsa yapalım, taleplerini konuşalım, partimize katıl” gibi bir açık davet yapılmadığı kanaatindeyim.
Zaman geçince de AK Parti’nin yerel seçimlerde beklenmedik oranda oy kaybetmesi ve olası bir genel seçimde benzer bir tablo oluşabileceği ihtimali, Bıyık’ın CHP’ye geçmesinde etkili oldu.
Mustafa Bıyık, AK Parti’de bir gelecek görmediği için CHP’ye geçmiş olamaz mı? Bence öyle.
Seçmeninin %60’ının AK Partili olduğu bir ilçede, sadece %15 oy alan bir partiye geçmesi ilk bakışta mantıklı görünmeyebilir, ama bu tercih partiler arası dengelerindeki değişimle ilişkili olabilir.
CHP’DEKİ KAVGA
CHP’de ise iç karışıklıklar sürüyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan çıkışı sonrası, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in aldığı kararlar, partinin bir kesiminde öfkeye yol açtı.
Muhalefet cephesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın arasındaki rekabete dikkat çekerken, Kemal Kılıçdaroğlu da destekçilerine gizliden adaylık sinyali verdiği iddiaları hakim…
Bu gelişmeler CHP’yi sanki bir tuzağın içine çekilmişçesini adeta 3 parçaya böldü.
Sağ cenahta saflar sıklaşırken, solda ciddi bir iç savaş başladı.
“Özgür Özel, İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener gibi bir projenin aktörü mü?” sorusu gündemde.
Özel’in genel başkanlık sonrasındaki saha çalışmalarında Erdoğan’a yönelik sıcak eylem ve söylemleri, MHP lideri Bahçeli ile kurduğu diyalog, birçok kesimde soru işaretlerine yol açtı.
CHP tabanı bu duruma şaşırırken, İmamoğlu ve diğer liderler de bu yeni siyasetten rahatsız gibi görünüyor.
Diğer taraftan, erken seçim söylemleriyle ilgili gözler Devlet Bahçeli’de.
Erken seçim ihtimalinin artmasıyla, Bahçeli’nin seçim çağrısını ne zaman yapacağı merak konusu.
AĞIRALİOĞLU AĞIR BAŞLADI
Hemşehrimiz ve Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu’na büyük bir beklentiyle bakılıyordu, ancak parti ismi, logosu ve kadrosu beklenen ilgiyi görmedi.
Belki de Ağıralioğlu’nun en büyük yanılgısı, AK Parti’nin yavaş yavaş iktidarı kaybedeceğine ve oluşacak boşluğu kendisinin doldurabileceğine olan inancıydı.
Ancak AK Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yaptığı doğru hamlelerle tekrar güçlenerek Ağıralioğlu’na beklediği alanı bırakmadı.
İşler şimdilik hesap ettiği gibi olmadı.
Onun hesabına göre 2028 yılında bir iktidar değişimi kesindi fakat Recep Tayyip Erdoğan’ın hamleleri sonrası 2026 yılında yapılacağı öngörülen erken seçimde yeniden genel başkan olabileceği senaryosu Ağıralioğlu‘nun kendine "acaba zamanlama hatası mı yaptım?” sorusunu sordurtmuş olabilir.
YRP’YE NE OLDU?
Yerel seçimlerde “Yusuf Miroğlu” gibi kükreyen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın bir süre sonra geri çekilmesi ve kazandığı belediyeleri teker teker AK Parti’ye geçmesi de dikkat çekici bir diğer gelişme. Erbakan’ın bu sessizliğinin nedenini kimse tam olarak bilmiyor, ancak parti tabanında ciddi bir rahatsızlık olduğu söyleniyor.
GERÇEK SORUNLAR
Son olarak, ülke gündemi öyle hızlı değişiyor ki, liderlerin şaşırtıcı söylem ve eylemleri halkın kafasını karıştırıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili “Eğer on yıl daha yaşasaydı başka bir Türkiye görecektik…” şeklindeki kıymetli sözlerine karşılık, Devlet Bahçeli’nin Öcalan DEM gurubunda konuşsun önerisi ve Özgür Özel’in DEM partililerinin kabul edilemeyecek söylemleri sonrası aynı otobüs üzerinden halka seslenmesi gibi olaylar milletin adeta beynini yaktı.
Bu arada, asıl sorunlarımız olan ekonomi, adalet ve eğitim gibi konuları tartışacak ne zaman ne de alan kalıyor.
Neyse ki savunma sanayii yatırımları sayesinde Türkiye, iç ve dış tehditlere karşı direnç gösteriyor.
Ekonomide de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı politikalarla fiyatların stabil hale gelmesi, kiraların düşmesi gibi gelişmeler umut veriyor.
Toplum olarak adil bir yönetim ve iyi bir eğitim sistemi istiyoruz.
Adalet ve eğitim, bir toplumun temelini oluşturan başlıca değerlerdir. Adaletle yönetilen ve eğitimli bir toplum asla kandırılamaz, boyun eğmez, geçmişine ihanet etmez ve geleceğine sahip çıkar.