Öncelikle söze, dostluk safını seçmeyen illa da düşmanlığı seçecek diye bir kayde olmadığını belirterek başlamak istiyorum.
Yaklaşık bir haftadır ne hikmetse Trabzon'da oynanacak olan Fenerbahçe maçı öncesi bir dostluk türküsü tutturulmuş gidiyor. Peki neden?
Ben kiminle dost olayım? Otto Baric ile mi yoksa Ali Şen'le mi? Boroni ile mi ya da Aykut Kocaman'la mı? Bahisi daha da büyütüyorum, Emre Belözoğlu ile mi Volkan Demirel'le mi? Yahut Aziz Yıldırım ile mi Ali Koç'la mı? Ve son yetmeler Mert Hakan Yandaş ile mi İrfancan Eğribayat'la mı? Bu örnekleri istediğimiz kadar çoğaltabiliriz fakat harf israfından başka bir şey olmaz.
Farkında mısınız yıllar değişiyor, isimler değişiyor fakat tek değişmeyen bir şey var o da kurgulanan senaryo... Hal böyle iken bizim kiminle dost olmamızı istiyorsunuz?
Trabzonspor başkanı, yönetimi, hocası, futbolcusu ve tüm elemanları; istediği kurum ve kişiyle dost olabilir hatta istiyorsa hısım bile olsun ama bir zahmet bunu Trabzonspor adı altında yapmasın. Yapacaksa da camiasının olurunu alsın.
Mesela bir soru daha; şike davasının baş faili Aziz Yıldırım görevde olsaydı, İstanbul'da oynanacak Trabzonspor maçı öncesi böyle bir dostluk gündemi oluşturur muydu? Bence cevap çok net, hayır! Çünkü sen, onların umurunda değilsin.
Mağdur ben iken, neden bu çaba?
River Plate ile Boca Juniors dost mu? Celtic ile Rangers dost mu? Real Madrid ile Barcelona dost mu? Manchester City ile Manchester United dost mu? Bu saydıklarımız ve birçok örneği daha olan takımların, bırakın dost olmayı böyle bir arzuları dahi yok.
Okuduğunu anlamayan ya da anlamak istediği gibi okuyan insanlar için tekrar yazıyorum; dost olmamak düşman olmak demek değildir...!
Şu anki ve gelecekteki başkanlarımızın dikkatine; namus davamızın failleri ve her zaman bizi masada kirli oyunlarıyla mağlup eden şahıslarla dost olmak istemiyoruz. Varsa sizin böyle bir isteğiniz, bir ömür boyu mutluluklar dileriz...