İlçe Türkiye kamuoyunda köy enstitüsü misyonuyla tanınmış ve bu anlamda hiçbir reklam kullanmadan özgün özelliğini muhafaza ederek günümüze kadar bu vasfını başarıyla sürdürmüştür.
Yılları içine alan bu süreç aynı zamanda ilçe insan profilinin iç dinamikleriyle özdeşleşerek medeni bir sabır içerisinde yürütülüp,merkezkaç kuvveti oluşturulmuştur.
Bu yönüylede ilçenin öznesi olmayıda sürdürerek başarısını sosyal anlamda kanıtlamıştır.
Ancak;emperyalizm tüm dünyayı tüketim toplumuna dönüştürme çalışmalarını hızla yürütüp,gıda kalemlerini ve teknolojiyi çeşitlendirerek toplumları bağımlı hale getirmede önemli mesafe almıştır.
Olay üzücüdür ama Türkiye toplumuda bundan fazlasıyla nasibini alarak tarımda ve diğer sektörlerde bağımlı hale gelmekten kurtulamamıştır.
Üzerinde yaşadığımız dünya temel gereksinimleri karşılamada yeterli olanaklara sahip olmasına karşın,kaynakların işletilmesi ve adil paylaşımındada çok sorunlar yaşanmaktadır.
Yoksulluk bu adaletsizliğin bir sonucu olup,en temel hak olan insan yaşamını tehdit eder boyuta ulaşmıştır.
Burada sorun medeniyet diye adlandırılan batılıların postmodern yaklaşımlarının neoliberalizm tarafından bir beslenme kaynağı haline dönüştürülmüş olmasıdır.Onun için bu sorunun ortadan kaldırılması artık,yeni bir medeniyet ve kültür anlayışının devreye sokulması ,üretim ile çağdaş planlama oluşturulmasından geçmektedir.
Bu bağlamda kıt kaynaklar bir tarafa,fındık ve kısmen çay üretimine sıkışan ilçemizin ve insanının bu girdaptan çıkması için yeni,yeni sosyal faliyetleri ve üretim çeşitliliklerini kırsalda ve kentte denemek bir zorunluluk haline gelmiş ve geçmektedir.
Burada çok gerçekci bir zihniyete yani hesabımızı ve kitabımızı bilmeye önemli derecede ihtiyaç vardır.
Onun için ilçenin enaz geriye yönelik on yıllık verilerinin kullanılarak Beşikdüzünü ayağa kaldırmak için projeksiyonlar yapılmalı ve sorunlar çözülerek insanların nefes alacağı bir ortam yaratılmalıdır.
İlçenin üretim hacmi,ekonomik yapısı ve ticaret sirkülasyonu belli olduğundan üretilerek hayata geçirilecek projeler,birinci derecede akıllı ve karlı olacağı gibi yaratacağı istihdam,ilçeye girecek sermaye ve oluşacak ticaret hacmi için ciddi paralar harcamaya gerek olmayacaktır zira,ilçenin böyle güçlü bir ekonomisi bulunmamaktadır.
Çünkü projede amaç ;temel sorunları çözmek ve fayda sağlayacağı kitleler için sürdürilebilir olmasıdır.
Şayet uygulanacak projeler toplumsal refaha katkı sağlayamayacaksa bu projenin devamlılığı söz konusu olamaz ancak zaman ve maddi zararı olur.
Ayrıca projecilikte çatışma ve tamamlayıcılık kavramları çok önemli olup,ilçe geçmişinden bugüne kadar,DOKA,TKDK,DOKAP,AB ve Kırsal kalkınma gibi aǰansların projelerinden hibe anlamında yararlanamamış ve projecilik kültürüde gelişme kaydetememiştir.
Toplumsal karşılık bulmayan bu tür sosyal faaliyetlerin ilçede altyapısıda oluşturulmadığı için proje çağrılarıda ilçeye hiç uğramamıştır.
Halbuki fındık ve kısmen çay gibi iki temel ürün olmasına karşın,bu ürünlere ait tarım sanayi bile kurulamamıştır.
Aynı ürünlerin başka il ve ilçelerde değerlendirilmesi ,Beşikdüzüne GSMH girişi ile istihdam ve vergi gelirlerininde elinden çıkmasına sebep olmuş ve olmayada devam etmekte ve ilçe gelişememektedir.
Yani hammadde ve emek Beşikdüzünden rant ise başka illere veya ilçelere aktarılmaktadır.Artık ilçedeki bu gidişata dur demenin zamanı gelmiş ve geçmektedir.
BUNUN İÇİN;
●-Karadeniz ana ulaşım arterinde bulunan Beşikdüzünden karayolu ile bir yılda giren ve çıkan yolcu(Yerli,Yabancı) sayısı ortalama dört milyon civarında olup,ilçe bu potansiyelden hiçbir şekilde yararlanamamaktadır.
Halbuki bu insan trafiğinin ilk edapta ilçeye yüzde onunun uğraması sağlanabilirse bu rakam 400 000 kişiye tekabül eder.Her uğrayan yolcunun 50 tl.bırakacağı hesabıyla yılda ilçeye 20 000 000(Milyon) para girmiş olacak ve bunun için ilçenin hiçbir kaynağı parasal anlamda devreye girmeyecek ve esnafın sıkıntısı önemli ölçüde çözülecektir.
●-Kırsal kesimde girişimci yaratmak için ilçe insanının eğitimliliğini ve tarımla uğraşan insanların yıllardır süregelen üretim kültürünün devreye sokularak fındığı ve kısmen çayın yanında alım garantisi verilerek,her türlü sebze(35 çeşit,50 tavukluk organik yumurta üretimi vs.) üretimi devreye sokulursa kırsal kesim insanının evine yılın her ayında para girmesi sağlanabilir.
●-Yine kırsaldaki üretimi yetinde pazarlamak için beş veya daha fazla köyün kesişme noktalarında "KIRSAL"mahalle pazarlarının kurulması.
●-Yöresel el ürünlerinin üretilmesinin teşvik edilerek pazarlanmasının sağlanması.
●-İmkanı olmayan veya üretim yapmak isteyen çiftçilere sebze fidesi,fidanı,tohum ve gübre gibi girdi destekleri vererek ürtimden kopmuş insanların yeniden üreten ve gelir getiren bir sürece evrilmelerinin sağlanması.
●-Ülkemizde artık özellikle tekstil firmalaŕının işlerinin önemli bir kısmını fabrıka dışında evlerinde işsiz olan ev hanımlarına yaptırmaktadırlar.Bu kanalın muhakkak bu firmalarla temas sağlanarak ilçedede hayata geçirilmesinin sağlanması.
●-Ülkemizde bir takım üretim konularında ön plana çıkan(Maraş,G.Antep,Eskişehir,Aydın,Adana,Mersin,Malatya vs.) illerden yatırımcıların Beşikdüzüne getirilmeleri ilçeye sermaye girişi ve akabinde istihdam yaratacak ve ilçemiz Anadolu kenti hüviyetini ulusallaştıracaktır.
●-İnşaat sektörünün yavaşlaması dolayısıyla çok düşük kapasitede çalışan AHŞAP doğrama atölyelerinin bir araya getirilerek oluşacak konsorsiyumun her yıl büyükşehirler rarafından park ve bahçe donatılarına harcanan ortalama 1.5 milyarlık ihalelere girmeleri sağlanabilirse bu atölyelerin ayakta kalmalarının yanında ilçeye sermaye girişide sağlanabilir ve önemli bir husus
İlçemizde köy enstitüsünde her türlü enstrümanın çalınması öğretilmiş ancak insan hayatı için çok önemli olan SANAT ilçemizde geliştirilememiştir. Halbuki verilen bu temel öğreti sürdürülebilseydi büyük olasılıkla Beşikdüzü sanat yönüylede ön plana çıkabilir ve Misak-i milli topraklarımızdada çok ciddi bir karşılık oluşturulurdu.
Günümüzde artık bu sektörün uluslararasılaşmış olması arayı önemlı ölçude açmıştır.Bu sanat birikiminin yeniden hayat bulması için projelendirilmesinde ilçenin başta turizm olmak üzere bir çok sahada aktivite gelişmelerini tetikleyecektir.
SONUÇ OLARAK;İlçede sorun kırsal kesimde devam eden fakirleşme,iş kapasitesi gittikçe azalan esnaf ve Beşikdüzünün gelişememesi gibi üç önemli noktada düğümlenmektedir.Bu çıkmazdan ilçenin kurtulması,üretim ve ticaretten geçmektedir.
Yani sermaye girişinin olması temel kriterdir.Onun içinde bu kriz döneminde yukarıda açıklanan projeler çerçevesinde,farklı kültürleride içeren proje üretimlerinide devreye sokarak yeni sermaye girdilerini Beşikdüzü ile buluşturmada önemli faydalar sağlanacaktır.
Dünyadaki iletişim hızının ve insan kaynaklarının ulaşamayacağı zemin ve mekan olmayacağı gibi bu anlamda,çeşitli üretkenliklerin(Kültürlerin) homojenleşmişliğinide oluşturmak ve tanıtımını yapmak çok kolay olacaktır.İşte yerleşik kültüre(Her üretim bir kültürdür) yeni,yeni farklılıklar kazandırılabilirse işte o zaman BEŞİKDÜZÜ bir ANADOLU kenti olur.
Bu durum başarılmalı ve başarının bir modeli olarak zihinlere yerleşmelidir.