Gelişmış ve modern toplumlar kalkınma planlarını hazırlarken tüm sektörler için en az ileriye doğru uzanan yılları dikkate alarak 10-20 yıllık gibi projeksiyonlar ortaya koyarak olası risklere karşı güçlü bir öngörü ortaya koymak anlamında MASTER planlar hazırlayıp, bu planlara bağlı olarak karlı fikirler üretmektedirler

Bu üretim planlaması yapılırken önce yerelde,daha sonra bölgede ve en sonundada dünya genelindeki durumlar ayrıntılı olarak irdelenmektedir.

Şayet bu risk taşımayan bir gıda ürünü ise stratejik önemi dahada artmaktadır.

Bu durum hem dünya ürünü olup, hemde stratejik konuma gelme teknolojik bilgi ile evrensel ekonominin iletişim kurmasıyla yakından ilgilidir.

İşte bu açıdan dünyada stratejik ürün üretip pazarlamada öncü olan devletler ve holdingler küreselleşme söylemleriyle üretim yerine tüketim toplumu yaratma çabalarını hızlandırmışlardır.

Bu bağlamda milli ve bir dünya ürünü olan fındığın başına gelenlerde bundan başka birşey değildir.

Çünkü küresel rekabette ön plana çıkarak vizyon oluşturma eylemlerini sürdüren uluslararası holdingler ünlü bilim adamlarını,etkin yayın organlarını,görsel iletişimi, internet sistemleri, yetenekli gıda ajanlarıni ve benzeri organları güçlü bir şekilde kullanarak istedikleri kanun, tüzük ve yönetmelikleri çıkararak sömürü mekanizmalarını devam ettirmektedirler.

Yani ülkemizde genelde 8 vilayet gibi dar bir alanda üretilerek toplamda beş milyon insanın bir şekilde yararlandığı fındık gibi ulusal ürünümüz EMPERYALİST bir işgal altındadır.

Bu süreç tesadüfen böyle gelişmemiş olup, önce FİSKOBİRLİK kapatılarak olay  hiç ilgisi olmayan TMO'ya devredilerek üretici psikolojik olarak çökertilmiştir.

Kaldıki yılda ülkemize 3 milyar dolar döviz kazandıran fındığın başına gelenler öyle gösteriyorki fındık bizlere değil ummadığız birilerine kalacaktır.

Yıllardır fındığa düşük taban fiyat verilerek üretici tüccara mahkum bırakılmıştır.

Bu husus üreticide sosyal bir kırılganlık yaratıp,ilimizde göç travmasını tetiklerken özellikle bölgede geçmişten gelen güçlü misyona sahip ilimizdeki siyasilerden ses çıkmamasıda, zihniyetin üreticiye karşı ne kadar umursamaz ve körelmiş olduğunun bir başka göstergesidir.

Avrupada fındık üreten ülkelerde çiftçiye kilo başına 9 aura fiyat verildiği bir gerçeklikken bizim çiftçimizin kendi topraklarında sahipsiz bırskılmasıda anlaşılabilir değildir.

2023 yılında belirlenen 84 tl taban fiyata karşı tüccarın kendi kasasını doldurma pahasına aylarca 65-70 tl'den fındık alması üreticinin sahipsiz olduğunun ifadesidir.

Bu bağlamda 2024 yılı fındık taban fiyatı ne olmalıdır düşüncesinden haraketle MALİYET analizine göre (Bu analiz hesaplamasında DPT'nin 30 kalemden ibaret olan maliyet analiz cetveli kullanılmıştır) tüm girdilerde hesaplamaya dahil edilmiş ve toprağın maliyetide ilave edilerek bir kilo fındığın maliyeti (165) tl.olarak bulunmuştur.

Üreticinin gelecek yıl üretime devam edebilmsei için gerekli olan kar marjı bu fiyata dahil edilmemiştir.

SONUÇ VE ÖNERİLER;

1-Fındık taban fiyatı rekolteye göre değil maliyet analizine göre belirlenmeli,

2-Taban fiyatın tüccarın isteğine göre belirlenmesinden vazgeçilmeli,

3-Rekolte yüksek olduğu takdirde fiyat maliyetin altına düşerse aradaki farkı devlet sübvanse etmeli,

4-Üretici muhakkak örgütlenmeli ve devlet denge unsuru olma özelliğini daha güçlü kullanmalı,

4-Zaman faydasından çiftçinin yararlanması için lisanslı depoculuğa bir an önce geçiş sağlanmalı,

5-Tarım ve ticaret bakanlığı fındığın pazarlanması için güçlü lobi faaliyeti yürütmeli,

6 -Üreticinin fındığın yanında ürün çeşitliliğini ve gelirini artırmak için devlet destekli PARALEL tarımı geliştirmeli,

7-İhracatta sınırlı ülkelerle yetinilmeyerek yeni,yeni ülkelere açılım ssğlanmalı,

8-Yaşlı fındık bahçelerinin gençleştirilmesi ve çeşit içi klon seleksiyonunun yapılmasında devlet öncülük etmeli,

9-Fiskobirlik yeniden aktif hale getirilmeli,

10-Bölgenin kalkınma anlamında itici güç olabilmesi için fındık fiyatı Avrupa'daki 
çiftçiye tanınan haklarla aynı düzeye getirilmeli,

11-Hasat efilen fındığın kendi yerelinde(Kırsalda) işlenerek üreticinin gelirinin artırılması sağlanmalı,

12-Fındıkta iyi tarım uygulamalarına geçiş özendirilmeli.

aha bir çok öneri üretmek olanaklıdır ancak,yüksek girdilerin oluşturduğu belirsizlik devam ettiği sürece tarımın diğer sektörlerinde olduğu gibi üretici fındıktan kopartılmış olacaktır.

Durum böyle oluncada yaşanacak mağduriyetler tarif bile edilemez.

Onun için iktidar üreticinin sesini dinleyerek emeğinin karşılığını vermeli ve Türk fındığı dünyada stratejik ürün olmaya devam etmelidir.