Üretim her yönüyle toplumsal bir faaliyet olup,aynı zamanda kültürü ifade eden bu olayın temelini istihdam ve ekonomik gelir oluşturmaktadır.

İnsanlar ürettikleri ve tükettikleri sayesinde yaşar gelişir ve üretmedikleri zamanda ise ciddi sorunlarla karşılaşırlar.

Üretim artık toplumun her biriminde yani aileden başlayarak süren ve zaman, zaman farklı açılımlara evrilen kültürel bir eylemdir.

Bu husus aynı zamanda bir emek bütünlüğünün birlik ve beraberliğin, sosyolojik bir zaruretidir.

Süreçi çalışma yaşında olan ve cinsiyet ayrımı yapmadan herkes üstlenir ve ülke kalkınmasına, ülkenin önünün açılmasına katkı koyarak yeni, yeni iş kollarının hayat bulmasına yönelik kültürler oluşturularak insanların sonsuz olan ihtiyaçlarına sunulur.

Tarihi gelişmelerde her üretilen şey bir kültür olarak kabul edilip,üretimin tarifide burada hayat bulmuş ve yeni üretimlerle bu hayat güçlenerek devam etmektedir.

Dünya artık teknolojide önü alınmaz bir hızla ilerlerken,bizdeki gelişmelerde gelişmiş ülkelerin eskimiş bilgilerini satın alarak yeni bilgi diye topluma sunmaktayız.

Bu durumda bizleri üretimden uzaklaştırarak üretimsizlik ve hazır tüketicilik zihniyetine hapsetmektedir.

Halbuki geçmişe bir akıl yürütüldüğünde üretmeyen toplumların hepsinin battığını görmemek olanaksızdır.

Üretim herşeyden önce bilgi, fikir, birlik, güven ve pazarda değer fiyattan ürünün satılma marjıyla doğru orantılı olup,yoksa insanları sonu olmayan emek peşinde tutma olanaksızdır.

Bu bağlamda tarımın iki alt sektörü olan bitkisel ve hayvansal üretimde tarladan başlayarak kooperatif, birlik, şirket, toptancı, market ve mahalle bakkalına kadar tüm ara kademeler ve tüm sosyal yapı hep içiçe girmiş üretim zinciride giderek azalsada devam etmektedir.

Kırsal kesimde üretimin temel örgütlülüğü koopratifler olup,bu sayede insanlar daha fazla üreterek hane halkına parasal girdi artmakta ve dolayısıylada refah seviyesi yükselmektedir.

Ancak gelinen aşamada kırsal kesımde sürekli artan fakirleşme,üretimden olan uzaklaşma dolayısıyla göç hız kazanmış köylerde boşalmaya devam etmektedir.

2023 sonu itibariyle ülkemizin toplam nüfusu 85 milyon 327 bin 377 kişi olup, bu nüfusun sadece0/07'si yani 6 milyon kişi yıloniki ay köylerde yaşamaktadır.

Burada ortaya çıkan net sonuç artık ülkemiz üretim değil tüketim toplumuna dönüşerek sosyal bir kırılkanık girdabına düşmüş çıkmasıda zor görünmektedir.

Halbuki Cumhuriyetin ilk  dönemlerinde kurulan kooperatiflerin üretim konusundaki başarıları ortatayken bu oluşum gittikçe çeşitli nedenlerle zayıflatılarak önemli ölçüde işlevsizleştirilmişlerdir.

Ve sonuçta kırsalda fakirleşme artarken kentlerdede esnafın ticari sirkülasyonda ciddi sıkıntılar çekmeside heriki kesim arasındaki etkileşimde azalmış iç ve dış göçlerde hız kazanmıştır.

Neticede köylerin boşalması üretimin azalmasını tetiklerken kırsal kesimdede köylerde yaşayanlar azımsanmayacak sıkıntılar çekmektedir.

Yıllardır ataerkil kültürle üertim yapan insanlar ne olduda 60,70ve 80 yıllık üretimden uzaklaşma durumunda kaldılar.

Nasıl bir politika topluma enjekte edildiki herşey tersine dönerek üretim gibi milli bir görevden koptular.

Zira üreticinin ürünü elinden maliyetinin altında alındı, girdi fiyatlarının yüksekliği ile çiftçi mücadele edemedi,ürün fiyatları toptancıların inisiyatifine bırakıldı, geçim sıkıntısından dolayı gençler köyleri terkederken devlet önlem almadı,kırsal kesimde girişimci oluşturulamadı, devlet kırsal kalkınmaya yeterli bütçeyi ayırmadı,üretimin temelini oluşturan hammadde kaynakları gittikçe azaldı ve en önemlisi devlet kırsaldski okulları ve sağlık evleriyle benzerlerini kapatarak kırsalın boşalmasının yolunu açtı

Bu bağlamda kırsaldaki kooperatiflerinde aynı şekilde çoğu kapandı ve kapanmayanlarda zor şer ayakta kalmaya çalışmaktadırlar.Bunlardan en önemlisi TONYA SÜT KOOPERATİFİ olup,68 yıllık görkemli tarih iflasla karşı karşıya kalarak kapanmak üzeredir.

Halbuki bu kooperatifin hammaddesi(çayır ve ot),canlı maddesi hayvan ve üretimdede insan kaynağı yer almaktadır.Bölgedeki en eski ve en başarılı koop.olmasına ve ürettiği ürünlerin kalitesi her tarafta bilinip pazar sorunu olmamasına karşın nasıl olurda kapanma gibi hazin bir sonlanmayla karşı karşıya kalır anlaşılabilir değildir.

Tonya koop.kurulduğunda doğan bir çocuk bugün 68 yaşında olup hep bu kültürle ve algıyla yaşamıştır.

Tonyanın insanları Tonya için küçük HOLLANDA denildiğini hala unutmadıkları gibi Trabzonda bu kooperatifin ürünlerinin girmediği ev kalmamışken ne olduda bu güzel tarihi koopratif kapanma durumuna geldi.Hammadde olarak Tonya'nın tek yıllık florası karadenizin başka bir yerinde yokken burdan kaynaklı reklam boşunamı yapıldı 

Tonyada yaygın ırk JERSEY olup,bakım,besleme ve hastalıklara direnci bakımından yerli ırklarla benzerlik taşıması ve geleneksel kültürle özdeşleşmesi insanlar açısından önemli bulunarak sahiplenilmiştir.Ancak bu derece sahiplenilen ırk Tonya için bir GEN merkezi oluşturmaya çok müsaitken işin başında bulunanlar,sütün haricindede canlı damızlık hayvan satılmasını sağlayarak üreticinin gelirini oniki aya yaymak için bir çalışma yapmışlarmıdır.Dünyanın her bir tarafından canlı hayvan ithal ettiğimiz bilindiği halde Tonyadan bu potansiyeli ülkemizin diğer illerine satmak çok zormuydu acaba.

Ayrıca kooperatifde işlerin yürümediğine dair 6 yıl önce açılan dava hala fiiliyatta hayat bulmadığı konuşularak farklı spekülasyonlar yapıldığı bir gerçektir.Şayet durum doğru ise TUZ kokmuştur ve iflastan başka bir seçenek kalmamıştır.Tonya gibi kırsal bir ilçede 70000 hayvan varken bugün bu sayının  7000 seviyesine düşmüş olması çok incidici olup, bu işle uğraşan teknik kuruluşlarda ciddi derecede sorumludur.

Tonya süt üzerinden para kazanan insanların ayrıştırılarak başka fabrikalara süt vermeleri kooperatif aleyhine ve aynı zamanda üreticinin zararınaiken, yönetim önlem almada hangi argümanları kullanmıştır.Yani daha açıkcası tabanda üretici kesim ayrışırken kooperatif yönetimi üretici için hangi radikal kararları alarak hayata geçirdi. Ayrıca 68 yıl gibi önemli bir zaman diliminde yaşanacak olayları bugün yaşanan  gibi önlemek anlamında yönetimler rezerv olarak bir fon ayırmayı planlamışlarmıdır.Şayet planlamamışsalar gerekçeleri ne olmuştur.Yine  bugün itibariyle Tonyada yaşayan 14315 insana yazık değilmi,Bu konuda koşan koşuşturan gece gündüz didinen emekçi 7265 kadına yazık değilmi,Ülkrmizin en kaliteli FLORASININ bulunduğu Tonya doğasına yazık değil mi?

Yaşanan 68 yıllık üretim kültürünün bir sabah aniden sonlandırılmasına yazık değilmi,Tonya süt kendi bölgesinde öncü bir kooperatif olduğu için sonradan kurulan tüm kooperatifler onu örnek alarak kurulmuştur.Şimdi ise iflasa hazırlanıyor yazık değilim ürünlerini arayıpta bulamayacak olanlara yazık değilmi,Küçük HOLLANDA ya yazık değilmi ve daha sayılacak bir çok kritere yazık değilmi.Bu tarihi çınarı iflasa sürükleyen yönetimler bu konularda ne düşünüyorlar .Gönülleri,Ruhları ve Beyinleri rahatmı acaba.Yaklaşık kırk yıldır kesintisiz bu kooperatifin ürünlerini alan bir Trabzonlu olarak;

VAH TONYA SÜT KOOPERATİFİ VAH demekten ağır bir üzüntü duyuyorum.