Trabzon Lafügüzaf'tan bıktı, somut adımlar bekliyor!
Geçim derdi, seçim derdini yendi.
Geçim derdi olanlar yerel seçimde, seçim derdi olanlara güzel bir cevap verdi.
“Geçim ile seçimin bir bağlantısı yok’ diyenler iyi bir tokat yedi, ‘seçim geçimdendir’ diyenler bir galibiyet yaşadı.
Şimdi derdi seçim olan taraf ile ‘derdimiz geçim’ diyen taraflar bir yarış halinde.
Derdi seçim olanlar, derdi geçim olanlardan yediği tokadı anlamaya çalışıyor. Hazmetmekte biraz zorlansalar da..
Derdi geçim olanlar derdi seçim olanlara attığı tokadın galibiyetini sahada görmek istiyorlar.
Siyaset nedir, belli grupların karar alma mekanizmalarını oluşturan bir kurgu ve bilim dalı…
Türkiye’de siyasi üstünlük karar alma mekanizmalarını doğrudan etkileyen siyasi üstünlüğü sağlamayanların istek ve taleplerinin çok kaale alınmadığı bir mecra.
Siyaset kim için yapılır?
Aslında herkes için ama ülkemizde maalesef siyasileri seçen siyasi üstünlüğü sağlayan grupların talepleri istekleri ihtiyaçları için yapılır veya yapılmakta.
Siyaset denince akla gelen iki ünlü ismin iki sözünü sizlerle paylaşıyorum.
*Sürekli yaptığımız şey neyse, biz oyuz. O halde, mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır.
*Yüce zihinli insan, insanların ne düşüneceğinden çok, gerçeğe aldırış etmeli.
Şimdi bu iki sözü Trabzon yerelini indirgeyerek bir değerlendirmede bulunalım.
Maalesef Trabzon şehri sürekli olarak dedikodu mekanizmasıyla geçinen, mükemmelliği aramayan veyahut mükemmelliği icraata dönüştürecek faaliyetleri ve bu faaliyetleri gerçekleştirecek kişileri görmeyen, görenleri reddeden, konuşmayı bir alışkanlık haline getiren icraata gelince lafügüzaf benimseyip hoş gören bir anlayışla karşı karşıya.
Demokrasi aynı şeyi düşünen insan çoğunluğunun verdiği kararı uygulamak mıdır sizce?
Mesela bir gemidesiniz, geminin bir kaptanı var ve kaptan diyor ki bu istikamette gidersek buz dağına çarpacağız. Fakat gemideki 1000 yolcu diyor ki biz bu güzergahtan gitmek istiyoruz, yoksa manzarayı kaçıracağız.
Burada demokrasi yani çoğunluğun dediği sizce geçerli mi olmalı, yoksa kaptanın dediği mi geçerli olmalı?
İşte burada gerçek ve gerçeği bilenin dediği olmalı. Geminin kaptanı ne diyorsa o olmalı. Gerisine aldırış etmemeli.
Geminin kaptanı demokrasi deyip doğru bildiğinden ödün verip demokrasi adına manzarayı izlemek isteyen 1000 kişinin dediğini yaparsa o 1000 kişinin ölümüne neden olur.
İşte burada demokrasi ölür…
İşte şehrimiz için de tam bu noktadayız…
Seçilmişler seçenlerin kararlarına tabii ki saygı göstermek zorunda ama doğruları bir kenara atmadan ve gerçeklikten sapmadan.
Evet insanların ekonomik durumları kötü vatandaş fakru zaruret içinde.
Peki ne yapmalıyız. Açım diyene ekmek mi vermeliyiz, yoksa ekmek bulmasını, yapmasını mı öğretmeliyiz?
Bu şehrin bir geçmişi bir geleneği ve bir geleceği var. Kimse bunu görmezden gelemez.
Seçilmişler bunları göz ardı etmemeli.
Bir elin verdiğini diğer el görmemeli derken lokanta kuyruklarında milleti rencide etmemeli.
Ülkeyi yönetenlerin de insanları lokanta kuyruklarına muhtaç etmemesi gerekliliğini yönetenler görmeli.
Sosyal devlet, sosyal politikalar, devletine muhtaç olan vatandaşlarını bu duruma düşürmemekle mükelleftir, düşürdüğünde siyasi mekanizma özellikle muhalefet ise bunu kullanmak zorundadır.
Kendisi için bu bir başarıdır, iktidar için ise başarısızlıktır.
Hepsini bir tarafa koyarak gelelim bu şehrin gerçekten yakın gelecekte nelere ihtiyacı var, bu şehrin belediye başkanları bu şehrin milletvekilleri bu şehrin il başkanları, siyasi parti üyeleri sivil toplum kuruluşu başkanları hepsi neyi düşünmeli.
Trabzon kabına sığmayan bir şehir, öncelikle bir ticari liman kenti iken bir turistik şehir olma hüviyetini kazanmışken halen daha maden ocağı gibi işletilen bu limandan kurtulup bu limanın en kısa sürede bir kruvazör limanı bir yat limanı sosyal tesislerinin olduğu bir gezinti yeri olması kanaatinin tüm şehirde oluşması gerekir.
Şehrin içine hapsedilmiş görüntü ve gürültü kirliliğine sebep olan küçük sanayi sitelerinden bu şehrin kurtulması artık zorunluluk haline gelmiştir.
Bununla ilgili yer tespitleri yapılmıştır fakat ilgili belediyelerin harekete geçmesi beklenmektedir.
Bu şehirde bir Boztepe projesi planlanmıştır, bu proje Ganita‘dan Boztepe‘ye muhteşem bir Seyri Sefa halinde ortaya koyulmak zorundadır.
Çok basit, uygulanması kolay, yer teminleri ve ilgili protokolleri imzalanmış projedir.
İlgililerin hızlıca hayata geçirmesi gerekir.
Ulaştırma ve Altyapı bakanlığı çok şükür ki Trabzonlu hemşehrimiz Abdulkadir Uraloğlu’na bağlanmışken hızlıca bir şekilde Gülcemal projesinin tahkimatı yapılmalı.
Ayrıca Ganita ile Selahattin Camii, Avrasya Pazarı ve Bilim Merkezini bağlayacak protokolü imzalanmış iki adet ekolojik köprünün hızlıca hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Bununla ilgili yerel yöneticilerin ve milletvekillerimizin hızlıca harekete geçmeleri beklenmektedir.
Şehrin trafiğine soluk aldıran Kanuni Bulvarı’nın Değirmendere bağlantısı ve Maçka tünelleri bağlantısı hızlıca hayata geçirilmelidir.
Değirmendere Karadeniz sahil yolu bağlantısı bir an önce yapılmalıdır.
Bununla ilgili de ilgili milletvekilimiz ve komisyon başkanımız Sayın Adil Karaismailoğlu‘yla sayın bakanımız Abdulkadir Uraloğlu’nun kararlı adımlarına ihtiyacımız olduğunu özellikle belirtelim.
Ganita ile şehrin denizle buluşturulması memnuniyetle karşılanmış Yalıncak Plajı şehre bir vizyon kazandırmış modern kentlerin sahillerinde insanların özgürce yaşayabilmeleri sağlanmış fakat Kaşüstü Plajı yani sahili ile ilgili kararlı adımların atılması noktasında maalesef planlar sekteye uğratılmıştır.
Vatandaş sahilini kullanmakta mağdur edilmiştir.
Bu konuda da ilgili iradenin kararlı adımları beklenmektedir.
Çömlekçi‘de TOKİ tarafından gerçekleştirilen dönüşüm projesinin ilk etabı başarıyla sonuçlandırılmıştır fakat orada 10 ila 20 milyon TL’ye konut alacak kişilere bir manzara sağlıklı bir ortam yaratılması gerekir maalesef Trabzon limanında maden işletmeciliği olduğu müddetçe bunun imkansız olduğu görülmektedir.
Bu bölgede vatandaş kömür tozu yutmaktan maske takmak zorunda kalmıştır.
Özellikle Çömlekçi projesinin ikinci üçüncü ve dördüncü etaplarının gerçekleştirilmesi ne aşamada bu konuda da yerel yönetimlerin ve milletvekillerinin bir cevap vermesi bir takvim açıklaması zaruridir.
Orası şu anda bir şantiye alanı, şarapçı mekanı, hayat kadınlarının meskeni gibi görünmekte kaç yıl daha böyle görmek zorunda olduğumuz bilinmemektedir.
Evet evet bunun gibi birçok şeyi bu şehir beklemekte ve lafügüzaf dinlemekten sıkılmaktadır.
Artık somut şeyler bekliyoruz, boş laflara karnımız tok, bu şehrin milletvekilleri, bu şehrin belediye başkanları, bu şehrin siyasi parti il başkanları ve bu şehrin sivil toplum kuruluşu başkanları bu şehre yön vermek için boş konuşmaktan vazgeçmelidir.
Somut şeyler söylemeli ve tarih vermeliler.
Hadi meydandaki o çirkin Tanjant üstgeçidini yıkın.
Hadi Reşadiye‘deki o çirkin köprülü üstgeçidi yıkın.
Hadi Atapark‘taki o trafiği mahveden hemzemin geçit yerine farklı bir çözüm bulun.
Hadi bu şehri deniz ile buluşturacak gerçekçi projelerden bahsedin.
Yeni bir şey yapmayın istemiyoruz yaptığınız yanlışlardan vazgeçin yıkın ve bu şehri güzelleştirin, sizi seçen size oy veren bizi yönetin diyen insanların gerçekten ihtiyaç duyduğu ve bu şehre fayda sağlayacak şeyler yapın.
Kula vefası olmayanın
Hakka vefası olmaz
Bunu unutmayın.