Her şeyin bir tahammül sınırı vardır!
Küçük çocuk yaramazlık yaptığında; ona hemen kızmazsınız, bir süre beklersiniz...
Üst komşunuz gürültü çıkarttığında; hemen yukarı çıkıp uyarmazsınız, bir müddet sabredersiniz...
Dişiniz ağırdığında; hemen doktora gitmezsiniz, geçmesini beklersiniz...
Evet, ne demiştik "her şeyin tahammül sınırı var..."! Pek tabi ki sezonun ilk maçı zordur hem de bu Avrupa maçı ise daha da zordur. Bu maçlarda gol yiyebilir, berabere kalabilir hatta mağlup bile olabilirsiniz. Fakat seviye olarak sizin çok altınızda ki bir takıma 7 net gol pozisyonu vermezsiniz, 18 şut çektirmezsiniz, 14 korner kullandırtmazsınız, maçın hakimiyetini rakibe kapdırtmazsınız... Bunları yaparsanız, kızılmayı hakedersiniz!
Gemileri yakmıyoruz, enseyi de karartmıyoruz fakat sıkıntılı bir müsabakadan geçtiğimizin farkına da varıyoruz.
"Hiç olumlu şey yok muydu?" diye soranlara cevap verelim; Uğurcan'ın performansı transfer yaptırır cinstendi, Lunstdram'ın oyun aklı ve temiz ayağı umut vericiydi. Cihan'ın golü hem yürek hoplattı hem de 11'de ben de varım dedi...
Her şeye rağmen bu Trabzonspor haftaya Trabzon'da, adını söylemekte zorlandığımız rakibe 5 atabilir mi? Atar! Hiç şaşırtıcı da olmaz...