Ailenin yanında genç birey, en çok gözlemlediği ve içselleştirdiği, maruz kaldığı bilgi ve davranışlar otomatik hareketlere dönüşür.
Dönüştürdüğü olguları seçimleri, dönüştürmediklerini ise yetişkinliğine kaderi olarak taşıyacaktır.
Okul ile besleyecek, çevre ile taçlandıracağı ve duygu düşüncelerini bir projeksiyon gibi aktaracağı hayatını imar edecektir.
Tartışma, ifade edebilme, yerinde konuşup yerinde susma yani iletişim becerileri, hazır bulunuşluk hepsi birer proje gibi aktarım yaşayacak, yani kimlikler oluşacaktır.
Problem çözebilme, aynı zamanda hayatı yaşayabilme, deneyimlerle birebir alakalıdır.
Kimi, sivilcesinin vücudundaki görüntüsü ile başa çıkamazken, psikolojik esnekliği yüksek olan kişilerin ise acılar ve kaybedişlerden küllerinden doğan anka kuşları gibi kanat çırpışlarına şahit olunur.
Olaylardan dersler alıp hayatını kurgulayabildikleri, hatta örnek kişi olmak adına yapmadıkları bu ilerleyişin başkalarının nazarında güçlü kimlik olarak algılanmasını sağlar.
Birey, toplumun yansıttığı renklerin, tatların, dokusunu oluşturur.
Kişisel gelişim, bu metaforlardan bağımsız değildir. Herkesin mutlu, iyi, huzurlu olmasını istediğimizde bireyin kendi iyilik hareketini yok saymamalıyız.
Bu isteklere enerjinizi aktardığınızda hayal kırıklığına uğramamak adına seçimlere saygılı olmalıyız. Toplumun kaosunun, güncel haberlerin kâbus dolu yansımalarını bireysel olarak duvarlar örüp iç dengemizi koruma noktasında bir anne gibi hassas olmalıyız.
Ayrıca, teslimiyet ile yapmış olduğunuz dualara küsmeden akışta kalabilmeliyiz ki ümitsizlik tohumlarını beslemeyelim.
Eskiden tüm tırtılların kelebeğe dönüştüğünü sanırdım. Bilim adamlarının açıklamalarına göre bin tırtıldan sadece onu kelebeğe dönüşebiliyor.
Tırtılların kelebek olmasının sırrı ise çok basit: Bazı tırtıllar, DNA'larında bulunan hayalci geni harekete geçirip hayal kuruyorlar.
Evet, yanlış duymadınız; cesurca hayal edip o zorlu, acılı süreci ve dönüşümü kabul ediyorlar ve kabuk değiştirerek güzel bir kelebek olmayı başarıyorlar.
"Hayat cesurları sever," diye boşuna dememiş atalarımız.
Öyleyse biz de önce var olanı kabul edelim; olmak ve dönüşmek istediğimiz durumun hayalini kuralım.
Dönüşümün acılı doğum sancılarını göze alalım. Cesurca adım atalım; gerisini ilahi sisteme bırakalım.
Bir kelebek için bile geçerli olan istek, parçası ve mücadele yetisi insan denilen varlık için sizce nasıl bir anlam içerir?
Umut etmek, devam etmek, istemek ve pozitif alandaki hak edişlere şahit olma ihtimalinin gerçekliği ile hayat aslında bir hareket çağrısıdır.
Her şeye rağmen yeni başlangıçlar ya da yeni deneyimler için kendinize izin verin.
Elinizde var olan her şeyin içinde destekleyici yeteneklerinizi, sevginizi, neşenizi işin içine maya yaparak hamuru bereketlendirmeye gönüllü olun ki hayatın renkleri kaçmasın.
Tatil öncesi, içinizdeki çocuk ile yanınızdaki çocukların iletişim ve bağ kurmasına ışık yakalım.
Özümüzdeki sevgiyi tekrardan ortaya çıkarmak için bir şans verelim kendimize ve kolektife.
Dünyada iyi şeylerin bir parçası olabilmek için varlığınızın gücüne inanın...
Soru, öneri ve şikayetlerinizi aşağıdaki iletişim kanallarından bana ulaştırabilirsiniz:
betulsozenakademi.gmail.com
betulsozenakademi (Instagram)
WhatsApp'tan 0533 512 68 89 numaralı soru hattından da bana ulaşabilirsiniz.