Fındık bahçelerinden istenilen verimin alınamama sebebi başta doğal faktörler olup ikinci önemli sorun ise bakım ve benzeri faaliyetlerin bilim ve tekniğe dayalı yaklaşımlardan uzak olmasıdır.

Aslında işin temeli üretim ekonomisi ve maliyet politikasına dayanmakta ve asıl hedef ise toplumsal fayda yaratmaktır.

Üretim ise mevcut kaynakların mal ve hizmet üretme amacıyla birleştirilmesidir.

Bunun için faaliyete başlamadan önce iyi bir üretim planlaması ve proğramının güncelleştirilmesi ve o doğrultuda ilerlenmesi gerekmektedir.

Bu kriterler çerçevesinde baştan sona kadar üretim kontrolününde yapılması neticesinde hedeflenen kalitede yakalanmış olacaktır.

Fındık üretimi ile uğraşan bir çiftçinin yaptığı eylem bireysel ve aynı zamanda ilkesel fayda olup üretilen fındığın işlenip değişik türevlerinin oluşturulması faydayı toplumsallaştırmaktadır.

Mamul madde haline getirilen bir ürünün bir mağazada satılması işin kamuoyu tarafını ve ürünlerin satılana kadarda raflarda tutulması da zaman faydası yaratma anlamını taşımaktadır.

Buradan yaklaşımla üretim topraktan başlar çünkü toprak yokedilemeyen bir güce sahiptir.

Onun için bu gücü kullanmak insan geleceği için biyolojik bir ihtiyaç olup, korunması gereken varlıklarında en başta geleni olmakla birlikte o olmazsa toplumların geleceği ve yaşama şansı olmaz.

Ülkemizde fındık sadece bir bölgede üretilmekle birlikte coğrafi yaklaşım açısından jeoekonomisinin karadeniz olduğu ve ülke ekonomisinede tarımsal ürünler bazında en fazla döviz kazandırdığı bir gerçektir.

Bu bağlamda önemli bir tarımsal güç ve aynı zamanda bölgesel tarım ekonomisinide oluşturan canlı bir varlıktır fındık.

Onun için korunması, geliştirilmesi ve teknolojik anlamda bölgesinde bir fındık sanayi koridorunun (Bolu-Artvin) ve tarımsal sanayi endüstrisinin artık zorunlu hale gelmesi gerekmektedir.

Bölgede geçim ve işsizlik sorunu hat safhadayken bölge çiftçileri emeği ürettiği ve fındık hammaddesine dayalı yabancı menşe'li ürünler marketlerimizde satılıyorsa sorun bizler adına çok üzücü ve bir milli varlık israfıdır.

Zira bu üründen ülkemizde direkt veya dolayılı olarak beş milyon insan yararlanırken bu ürünü işleyen teknoloji bölgede kurulursa faydalanan insan sayısı çarpan etkisiyle artar ve milli servetimize yeni servetler katmış oluruz.

Onun için bölgemiz her ne kadar göç versede, insanlar başta toprağını ve sonra geçim kaynağı ürününü korumak için bu kadim coğrafyada yaşamaya devam etmektedirler.

Yine insanlarımız atadan ve dededen gelen üretim kültürlerinden vazgeçmeyerek bağlılıklarını medeni bir şekilde geçmişi incitmeden sürdürmekle birlikte üretimede devam etmektedirler.

İşte tamda bu aşmada ürün kalitesini ve miktarını artırmak için fındığa verilen emeğin bilim ve tekniğe dayandırılarak yürütülmesi gerekmektedir.

BİRİNCİ aşamada fındık ayıklaması yapılırken,çıkarılması zorunlu olan dal ve sürgünler dipten kesilerek fındık kök sağlığı korunmalıdır.

Ayıklama yapılırken bir ocakta en fazla sekiz en az altı dal bırakılmalıdır ki fındık ideal bir güneşlenmeden yararlanabilsin.

Ayrıca bırakılan yeni sürgünlerin tepeleri bir veye bir buçuk metre yüksekten çapraz olarak kesilmeli ve kesilen yüzey fındık ocağının içine bakmalıdır.

İKİNCİ aşama ise toprak numunesi almak olup, taşlı, küskülüklü, meyilli, su kenarı, gübre yığılmış yerler, ocak dipleri, yaprak, ot birikmiş alanlar, toprak yığıntıları ,ıslak alanlardan, erozyona uğramış ve tepe noktası oluşmuş yerlerin dışındaki alanlardan ortalama bir kazma ağızı derinlikte (V) şeklinde bir çukur açılarak toprak yüzeyinden on beş santimetre derinlikteki yüzeyden 3-4cm kalınlığında bir toprak dilimi alınarak temiz bir torbaya konularak üzeri yazılıp analiz için toprak laboratuvarına verilmelidir.

ÜÇÜNCÜ aşama kireçleme olup,iki aşamalı olarak uygulanmalıdır.

Birinci aşama düz alanda kireçleme; Fındık kökleri yüzlek ve saçak şeklinde olduğundan düz alanda ortalama her yöne bir metre kadar uzamaktadır.

Onun için fındık ocağının yani dalların çıktığı kök kısmının çevresinden ortalama bir metre uzağından tüm çevreyi kapsayacak bir daire oluşturacak şekillde 20-25 cm genişliğinde uygulanmalıdır.

Üçüncü aşama meyilli alanda kireçleme; Meyilli alanlarda fındık kökleri su akış yönünde besin maddelerine ulaşmak için 3-3.5 metre kadar uzamaktadır.

Onun için;meyilin 0/05 ve daha fazla olduğu fındık bahçelerinde, ocağın yukarı kısmı ile yanlardan birer metre uzaklıkta(Düz alanda olduğu gibi) meyil istikametinde ise ocak dal dipinden itibaren ortalama 2.5 metre mesafeden yine 20-25 santimetrelik bant oluşturacak şekilde uygulanmalıdır.

DÖRDÜNCÜ aşama gübreleme olup, düz ve meyilli alanlarda kireç uygulaması nasıl yapılıyorsa aynı uygulama yapılmalıdır.

Uygulanması gereken bu yöntemlerdeki temel kriter, düz ve meyilli alanlarda fındık kök alanlarının oluşturduğu bütünlük dikkate alınarak faaliyet gerçekleştirilmelidir

Fındık bu bölgede sadece ürününden yararlanılan bir bitki olmayıp,bölgemiz coğrafik açıdan meyilli ve kırık arazilerden ibaret olduğu için,erozyon ve ekoloji politiği açısından doğal bir ekosistem ve önemli bir varlıktır.

Üreticiler zaman,zaman fındığa fazla kireç ve gübre vermektedirler.

Aslında bitkiler ilk yıl toprağa verilen gübrenin en fazla 0/060 kadarını alabilmektedirler.

Onun için geri kalan 0/040'lık gübre kar ve yağmur suları ile daha aşağıdaki tabakalara taşınarak bitkilerin faydalanamayacağı bir durum oluşmaktadır.

Sonuçta girdi fiyatlarının yüksek olması itibariyle üretici cebinden para harcayarak fayda temin edemeyeceği bir zarar ile karşı karşıya kalmaktadır.

Bu hususta üründen alacağı paranın azalması anlamını taşımakla birlikte telafiside mümkün değildir.

Bu çerçevede toprak analizi yapılırsa ne kadar kireç ve hangi çeşitten ne kadar gübre kullanacağı verilen analiz reçetesinde görülecektir.

Bu hususta israfı azaltacak ve toprakta fazla miktarda kireç ve gübre birikimi olmayacağı için iş gücü açısından fazladanda emek verilmemiş olacaktır.

Toprak analizi  muhakkak yapılmalıdır ki bitkilerin neye ihtiyacı olduğu bilinsin ve üreticilerin vereceği fazladan para cebinde kalsın, toprak fazla gübreden zarar görmesin ve üretimde bilim ve teknik çağdaş yerini alsın.