İstanbul'un eminönüsü neyse Trabzon'un pazarkapısı da odur.

Şehrin dört bir yanından alışveriş için gelen insanların ilk uğrak ve buluşma yeriydi.

Sadece alışveriş için değil bir çok mesleği ve aktiviteyide bünyesinde barındıran 24 saat nefes alıp veren, yaşayan Trabzon'un en eski ve en önemli mahallesidir.

Dört bir tarafı surlarla çevrilmiş, denizle içiçe nereye bakarsanız bakın binlerce yıllık tarihini çıplak gözle görebileceğiniz, misafirlerine sürprizler hazırlayan pazarkapı mahallesi son yıllarda yıkımlara uğrasada günümüzde de çekiciliğini korumaya devam etmektedir.

Camileri, Kiliseleri, şapelleri, hamamları, otelleri, tarihi fırınlarını, yemek içmek yerlerini, at hanlarını, süpürgecileri, at arabacıları, hamalları, sobacıları, peynircileri, tarihi tünelleri ve dünyanın en eski ve en büyük limanı olan 

Büyük Roma imparatorluğunun en büyük üç imparatorundan birinin ismini taşıyan Hadrian limanının kalıntılarını,  günümüzde de çıplak gözle görebilirsiniz.

Yaşadığı dönemde dünya tarihine yön veren Muhteşem Süleyman diye anılan, Osmanlı imparatorluğunu zirveye taşıyan, 
Kanuni Sultan Süleyman da pazarkapı mahallesinde doğmuş büyümüştür.

Doğduğu büyüdüğü koşup oynadığı bu mahallenin sokaklarından birinde, 
çok da bilinmeyen gözlerden ırak, Kanuni'niyi yetiştiren  hocası adına yaptırılan beş yüz yıllık Hoca Halil camisi de vardır.

İstanbul Beşiktaş'ta türbesi bulunan, şehzadeliğinden padişahlığına kadar hiç bir zaman yanından ayırmadığı süt kardeşi kerametiyle ünlü Yahya efendi de doğma büyüme pazarkapılıdır.

Bu şehrin bilinen , bilinmeyen en eski ve en önemli hazineleri pazarkapı mahallesindedir.

Şimdiki kadınlar pazarından kuzgun dereye doğru giderseniz devasa surlarına dikkatlice bakarsanız sizi tarihin derinlerine getirecek çok önemli bulguları çıplak gözle görebilirsiniz. 

Surlara dikkatlice bakınca bir çok kapalı kapı ve o dönemde gemilerin bağlandığı baba'ları görebilirsiniz.

Trabzon'un bünyesinde bulunan bir çok mahallesi olmasına rağmen, iddia ediyorum Trabzon'un dört bin yıllık tarihinin yüzde doksan beşi pazarkapı mahallesinde başlar pazarkapı mahallesinde biter.

Ne kadar erozyana uğrasada hala daha tarihi dokusunu mistik havasını korumayı başarabilmiştir.

Hepimiz A.V.M.lere gidince orada kaldığımız iki saat boyunca sanki üç günlük odunu sırtımızda taşımış gibi evlerimize yorgun ve bitap bir şekilde geliyoruz.

A.V.M.ler hiç bir zaman mahalle kültürünü ve alış veriş zevkini yaşadığımız pazarkapı mahallesinin yerini tutmayacaktır.

Pazarkapı mahallesinde doğdum büyüdüm ömrümün üçte ikisi bu mahallede geçti. 

Şimdilerde orada oturmasamda günde en az bir defa uğrayıp ziyaret etmesem eksikliğini derinden hissederim.

Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet'in ayak izlerini pazarkapı mahallesinde görebilirsiniz.

Gün içinde değil, sabahın ilk saatlerinde aç karnınıza gezmenizi tavsiye ederim.

Gezinizin sonunda ister istemez pazarkapıdaki fırınlarda damak çatlatan peynirli ve kıymalı yiyeceksiniz hiç kaçarınız yoktur.

Eskiden sokaklar dar gönüller genişti.

Şimdi ise sokaklar geniş gönüller dar olmuş.

Kalın sağlıcakla...