Bipolar bozukluk, tüm dünyada en sık yeti yitimine yol açan bozukluklar arasında altıncı sıradadır. Hem doğrudan (hastaneye yatış )ve hem de dolaylı (kaybedilen iş günü ve üretim kaybı) yollardan ağır maddi ve sosyal yüklere sebep olan ciddi ve kronik bir hastalıktır. Bipolar bozukluk insidansı erişkin popülasyonda yaklaşık %4 tür. Fakat atipik ve minör formlar da kapsandığında genel popülasyonda bu oran %6.5’a ulaşabilir.
Lityum tuzunun keşfi bipolar bozukluk tarihinde önemli bir gelişmedir. Lityum Avusturalyalı John Cade tarafından “sakinleştirici” özelliğinin tanımlanmasıyla birlikte, 1949’de ilk kez insanlar üzerinde denenmiştir lityumun antimanik etkisini göstermişlerdir.
Manik atak: bipolar bozukluğun manik atağının temel belirtileri belirli bir zaman dilimi içinde öforinin yanı sıra taşkınlık ve irritabilitenin de görülebildiği duygudurum değişikliklerinin olmasıdır. Bu belirtiler aşırı kendine güven, sanrısal düzeyde de olabilen grandiyozite (büyüklenmecilik), azalmış uyku sürekli ve çok konuşma (logore), yarışan düşünceler, çelinebilirlik (distraktibilite), artmış haz veren ya da yüksek riskli eylemlerde bulunma ve psikomotor anksiyete ya da ajitasyondur. Manide hipomaniden farklı hastanın sosyal ve iş etkinliklerinde hızlı bir tahribata yol açacak ya da kendisi ve çevresine zarar vermesini önlemek için hastaneye yatırılmasını gerektirecek denli ciddi olmalıdır. Diğer ilişkili belirtiler, duygusal oynaklık, anksiyete ve disforidir. Varsanılar ve sanrılar da görülebir.
Hipomanik atak: Hipomani atak, yükselmiş, taşkın ya da irritabl duygudurum ve gerçek manik belirtilerin belirli bir zaman diliminde belirgin olarak bulunmasına karşın bu belirtilerin sosyal ya da iş yaşamında belirgin bir kötüleşmeye ve hastaneye yatışa gerektirmeyecek düzeyde olması ile karakterize bir tablodur. Tüm belirtiler manide olduğundan daha hafiftir ve psikotik belirtiler yoktur. Uyku yoksunluğunun hipomaniye neden olduğu gösterilmiştir.
Depresif atak: Bipolar bozukluğun depresif dönemi kendisini unipolar endojen depresyondan reaktif veya durumsal depresyondan ayıran çeşitli özelliklere sahiptir. Manik- depresif bozukluğun depresif atağına, sıklıkla üzüntüden çok apati, anksiyeteden çok psikomotor baskılanma ve uykusuzluktan çok aşırı uyku eşlik eder. Diğer farklılık ise, anoreksi ve kilo kaybının daha az oluşu ve şiddetli olgularda psikotik belirtilerin gelişme olasılığının daha fazla olmasıdır.
Karma atak: Depresif mani olarak tanımlanan en yaygın formu, aşırı aktivite ve psikomotor anksiyete, tam uykusuzluk, psişik duyguların ya da süreçlerin aşırı hızlılığı ve logore ile birlikte depresif düşünce, ağlama ve duygusal oynaklık ve sıklıkla sanrısal olan suçluluk düşüncelerinin değişik kombinasyonlarda görüldüğü bir tablo ile karakterizedir. Karma atak mevcudiyetinde bipolar bozukluk tip I tanısı konması gerekir.
Tip I bipolar bozukluk: En temel ayırt edici özelliği maninin varlığıdır. En sık karşılaşılan örüntü, major depresyonun ardından maninin görülmesidir. Psikotik belirtiler hem manik atakta hem de depresif atakta görülebileceği gibi hiç olmayabilir.
Tip II bipolar bozukluk: Tip II bipolar majör depresyon ile hipomani tablolarının birlikteliğinden oluşur.
Siklotimi: Siklotimi bipolar bozuklukların minör bir varyantı olarak değerlendirilir ve sıklıkla tip II biplar bozukluk ya da daha sık olarak tip I bipolar bozukluğa dönüşür. Kronik bir gidiş ve sık tekrarlayan ataklarla karakterizedir.Ataklar aşırı sıktır davranış değişiklikleri psikososyal komplikasyonlara yol açar. Bir çok siklotomi hastası borderline kişilik bozukluğu tanısı alır.