Dün gece Eyüpspor karşısında izlediğim Trabzonspor, geçen haftaki galibiyetini aynı skorla yinelerken, Rize dâhil bugüne kadar defolarının birçoğunu geride bırakmış oldukları görülüyordu.
Maçın üçte ikilik bölümünde sergiledikleri oyunla birlikte ön alan baskıları, coşkuları ve arzuları neticesinde istedikleri gole erken kavuştular. Taraftarlarına haz verdiler.
Yetmedi; Oulai’nin attığı estetik, zarif golün yanı sıra Onuachu’nun bitmek bilmeyen enerjisiyle birlikte sahanın her bölümünde “dalga kıran” etkisi yaratan Folcarelli, Augusto ve Zubkov’un kıvraklıkları ve mücadelecilikleri harikuladeydi. Adeta “futbol sanattır” diyenleri haklı çıkardılar.
Ha, sakın yanlış anlaşılmasın! Bu maçta övgüler yazarak dereyi görmeden paçalarımı sıvadığımı da sanmayın. Sadece diğer maçlarda görmek isteyip de göremediklerimi gördüm, hepsi bu kadar. Bir atıp mola veren, “ha yedik ha yiyeceğiz” dedirten bir takım yoktu dün akşam. Ondan iştahlandım zahir! Çok görmezsiniz elbet.
Madalyonun “yazı” bölümü bundan ibaret diyebilirim. Eksikleri eksik etmeden gelelim paranın “tura” yüzüne...
Katılırsınız, katılmazsınız ama futbolumuz her yıl geriye gidiyor. Türkiye Süper Ligi’nde çoğu takımın oynadığı oyunların kalitesi arasında gece ile gündüz kadar fark var. Kendimizi bu takımlara göre kantara koyarsak, yeterlilik adına çoğundan üstünüz. Ne anlatmak istediğimi anlamışsınızdır; o yüzden lafı fazla uzatmak istemiyorum.
Artık ligin neredeyse ilk dilimi bitti sayılır. Takımımızın iyi başlangıcının yanında, iyi sonucu iyi futbolla taçlandırmanın zamanıdır artık. Bilirsiniz, tek çiçekle bahar gelmez!
Diyeceğim odur ki Eyüpspor gibi zayıf bir ekip karşısında defans S.O.S. verdi — bu birinci gerçek.
İkincisi; hemen hemen sahanın her bölgesinde Onuachu’nun indirdiği veya indireceği hava toplarıyla nereye kadar gidilebilir? Üçüncüsü ise, hani derler ya “kalecidir kurtaracak”, tamam da o da nereye kadar?
Trabzonspor’da bir gerçek daha var: Her maç bir oyuncu sahne alıyor, rolünü iyi oynuyor ama nereye kadar? Tedbir almak lâzım, yoksa alırlar. Hatırlatmak istedim.