"Sezona galibiyetle başlamak çok önemliydi."
"Eksiklerimize rağmen kazanmayı bildik."
"Takım olarak çok iyi mücadele ettik."
…Bunlar ve daha nicesi, bu akşam için kurulabilecek klişe cümlelerden sadece birkaçı. Trabzonspor’un kangrene dönen orta saha problemi için kuracağımız cümleler ise yine malumun ilanından öteye geçmeyecek.
Fatih Tekke, göreve geldiği günden bu yana —biraz da mecburiyetten— farklı sistemler denemekten, oyuncuları farklı bölgelerde kullanmaktan çekinmiyor. Cesur bir yaklaşım… ama taraftarın en çok eleştirdiği ve zaman zaman antipatiyle karşıladığı bir durum.
Bu akşam da on numara pozisyonunda başlattığı Nwakaeme ile orta sahaya oyun aklı katmayı amaçladı. Ancak ön alan baskısıyla başlayan takımda Nwakaeme hem baskıya gidip hem de ikinci adamı kovalamaya çalıştı. Bu tercih, sınırlı enerjisi olan bir oyuncunun erkenden tükenmesi demekti.
Oysa Nwakaeme, top ayağındayken oyunu olgunlaştırabilen, geçiş oyununda bire birde adam eksiltebilen bir profil. Onu sürekli koşu kovalamaya zorlamak, yeteneklerini törpülemekten başka bir işe yaramıyor. Hele ki kanatlar bire birde etkisiz kalmışken, merkezden savunmayı delme konusunda da ağır ve güçsüz kalınca… Ne kanattaki adam eksiltme özelliğinden yararlanabildik ne de onun enerjisini doğru kullandık.
Ancak oyunu yalnızca Nwakaeme üzerinden okumak Fatih Hoca’ya haksızlık olur. Çünkü orta sahada oynamak istediği oyun için elinde doğru profilde oyuncular yok. Beni asıl endişelendiren ise şu: Tekke, maçların ilk bölümünü —beraberlik senaryosunda skor arama planını— iyi kurguluyor. Fakat öne geçtiğimizde işler değişiyor.
Skor üstünlüğünü aldıktan sonra, rakibin öne çıkmasından faydalanıp geçiş oyunlarıyla pozisyon üretmemiz gerekirken… Biz baskıdan çıkamayan, panikleyen, savruk bir takıma dönüşüyoruz.
Bu, hocanın bilinçli olarak oyun temposunu düşürme tercihinden mi kaynaklanıyor? Yoksa geçiş oyununa uygun olmayan, dikine top taşıyamayan ve ısrarla başarısız uzun toplara yönelen orta saha oyuncularının bir sonucu mu?
Cevap ne olursa olsun, Fatih Hoca’nın bu mesele üzerine kafa yorması artık kaçınılmaz. Üstelik, sorunu çözmek için yaptığı oyuncu değişiklikleri de giderek kendisi için büyük bir eleştiri konusuna dönüşüyor.
Biz de bir klişeyle bitirelim: Trabzonspor, bugünkü gibi dolu tribünün gücünü arkasına alabildiği sürece, sorunları çözmek çok daha kolay olacaktır.