Davut Çakıroğlu yazdı

Her konuya yüzeysel yaklaştığımız gibi, ne yazık ki Cumhuriyetin ilanı gibi milli değerlerimize de yeterince önem vermiyoruz. Bugün bile büyük bir anlam taşıyan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, ilan edildiği dönemin şartları göz önüne alındığında çok daha değerli hale geliyor.

Savaştan Modernleşmeye Uzanan Yol

Savaştan yeni çıkmış, dünya devletlerinin ablukası altında olan bir millet olarak, kurtarıcı ve kurucu irade gücüne daha da güç katmak, gücümüzü pekiştirmek ve milletin desteğini almak yerine, modern dünyaya ayak uyduracak hamleler yapmayı tercih ettik. Bir devletin gelişimi ve ilerlemesini destekleyecek her türlü adımı atmaktan çekinmedik.

Egemenliğin Halkta Toplanması

Cumhuriyetin ilanı, basit bir yönetim şekli değişikliği değildi. Aslında, bir toplumu dünya sahnesinde etkin kılan en önemli dönüm noktalarından biriydi. Bu, bir devrimden öte, köklü bir dönüşümdü. Sarayın hükümdarlığını halkın iradesine devretmek, gücü gerçek sahibine vermek anlamına geliyordu. Cumhuriyet, milletin kendi gücünün ve iradesinin farkında olmasını sağlayan bir sistemdi.

Unutulmaması Gereken Bir Miras

Bugün belki de daha iyi anlaşılması gereken bu tarihi adım, cesaretli bir karar ve etkileyici bir devrimdi. Bu cesur karar ve devrimle ilgili daha anlaşılır açıklamalar yapılması, daha iyi anlatılabilmesi için çaba göstermeliyiz. 100 yılı aşkın bir süre önce insanların, liderlerin ve ülkeyi yönetenlerin ortaya koyduğu vizyonu bugün de arıyoruz.

Cumhuriyet demek ilerlemek, modernleşmek, atılım yapmak ve kalkınmak demektir. Bu tarihi adımın her yönüyle incelenmesi, etkilerinin ve bileşenlerinin iyi anlaşılması gerektiğine inanıyoruz. Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, dönemin tüm askeri ve siyasi aktörlerini saygıyla, rahmetle ve minnetle anıyoruz.

Bütün milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. Nice 29 Ekimlere!