Bugün 6 Şubat...

2023 yılında meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremin 2. yıldönümü. 

53 bin 537 vatandaşımız hayatını kaybetti.

107 bin 213 vatandaşımız yaralandı.

120 bin kilometre karelik alanda 11 ilimiz, 124 ilçemiz, 6 bin 929 köy ve mahallemiz ağır yıkıma uğradı.

6 Subat Depremi Ne Zaman Oldu Kac Kisi Vefat Etti Hangi Sehirlerde Yasandi 6418

Asrın felaketinde kaybettiğimiz can sayısı dünyadaki 30’u aşkın ülke nüfusundan fazla.

Böylesine büyük bir acı büyük bir felaketti unutmak mümkün mü?

Allah böyle bir acıyı tekrar yaşatmasın.

Bir kez daha büyük felakette hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa geride kalanlara başsağlığı ve sabır diliyorum. 

xXx

İMAMOĞLU MU, YAVAŞ MI? 

Uzun yıllar seçim takip ederim ve bu yazımda çok net bazı şeyler söyleyeceğim. 

Türkiye önümüzdeki genel seçimlere kilitlenmiş durumda. 

2025 Kasım ayı gibi görev adamı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yeniden bir erken seçim çağrısında bulunarak 2026’nın ilk yarısında Türkiye’yi genel seçime götürecek kararı ilan edecek gibi görünüyor…

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir dönem daha görevine devam etmek istiyor. 

Son seçimin galibi olan Erdoğan’ın devam etmesinin şart olduğunu söyleyen ve isteyen bir kesim var…  

Bu kesim ‘İçerde mi veya dışarda mı? diye merak edilirken son gelişmeler bu konuda kafamızı iyice karıştırdı. 

Trump’ın Netanyahu’yu el pençe kabulü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı anda Suriye Devlet Başkanı Ahmet Şera’yı kabülü, İsrail’in komşumuz Suriye’ye yerleşme çalışmaları, Gazze’nin Mısır’a taşınma planı, tüm bunların yanında iç siyasette bebek Katili Terörist Öcalan’ın TBMM’ye hem de MHP tarafından daveti…

Hepsi bir kitap olacak detaylara sahip konular ama bu sürecin Türkiye lehine olduğunu çok söyleyemeyeceğim. 

Ama şu bir gerçekçi Erdoğan’ın devam etmesini isteyenler kadar istemeyenler de var... 

Erdoğan’ın karşısındaki en güçlü rakip şu anda Trabzonlu hemşehrimiz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gibi görünse de aslında gerçek bence bu değil. 

Siyaseti biraz bilen muhalefet Ekrem İmamoğlu’nu Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına koymaz. 

Hakkında iddialar, mahkemeler var ve negatif yönlü videoları sosyal medyada sergileniyor... 

Aday olmaması gerekçeleri tabi ki bunlar değil. 

Bunların kasıtlı olduğunu hepimiz biliyoruz ve görüyoruz.

Zaten muhalefet içinde bir karışıklık, bir kaos söz konusu. 

Hele Özgür Özel‘in ‘Adayımızı üyelerimiz belirleyecek’ açıklaması tam bir facia…

Belli ki Genel Başkan sayın Özgür Özel partisinden çok başkalarının değirmenine su taşıyan bir figür olarak şu anda kamuoyunda yorumlanıyor ama tahmin ettiğimi yapıyorsa doğru yolda. 

Ankara BB Başkanı Mansur Yavaş ağırlığı ise herkesi şaşırtan, milyonluk konser facialarına rağmen devam ediyor. Sahnesi 1-2 milyon olan sanatçılara şişme faturalarla 60, 70 ve 80 milyon gibi paralar ödeyen Yavaş bunun açıklamasını da yapamayınca bayağı itibar kaybetti.   

Tablo veya muhalefetin planı son haliyle şu şekilde

196185

Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı olacak parlamenter sisteme geri dönülecek, Ekrem İmamoğlu başbakan olarak kabineyi yönetecek, meclisi yönetecek… 

Bunun haricindeki bir plan şu ortamda çok tutar gibi görünmüyor veya böyle bir plana müsade edilir gibi görülmüyor.

Edindiğim intiba şu; devlet aklı mı dersiniz, derin devlet mi dersiniz bilmem ama bu yapı şu anda görünen Ekrem İmamoğlu’na Türkiye Cumhuriyeti’ni asla teslim etmeyecektir. 

İmamoğlu her ne kadar savcılıktaki ifadeleri öncesi mitingler yapsa da, Mansur Yavaş alternatifi varken her zaman ikinci tercih olabileceğini kendi de biliyor. 

Zaman zaman Yavaş’ı ısırmaları, Özel’e ‘güç bende’ demeleri bu yüzden. 

Bunu ben demiyorum saha diyor, halk diyor, vatandaş diyor... 

Diyelim ki Ankara BB Başkanı Mansur Yavaş oldu da Cumhurbaşkanı  seçildi, plan yürüyor emin olun dediğimiz derin yapı Ekrem İmamoğlu’na başbakan olma yolunu açılmayacaktır. 

Bu benim kanaatim veya öngörüm.

İmamoğlu yetersiz, beceriksiz, bu işi yapamaz buraya layık değil gibi bir düşünceden bahsetmiyorum sadece ona ön açmayacaklarını ifade ediyorum.  

Belki muhalefete istediği verilecek gibi görülse de Ekrem İmamoğlu’na istediği verilmeyecektir. 

Bu önemli bir stratejidir bu önemli bir plandır. 

Muhalefet eğer Yavaş ve İmamoğlu’nun içinde olduğu ikiz başkan planını uygularlarsa umut ettiği seçim stratejisini hayata geçirebilir. 

İmamoğlu küser tek başına bir harekete kalkışırsa Özel ve Yavaş İmamoğlu’nu devre dışı bırakır. 

İmamoğlu kendisini nerede bulur, arkasındaki parti desteği çekildiğinde ve yanındakiler karşıya geçince  İmamoğlu’na neler olabileceğinin örneklerini daha önceleri çokça gördük…

Bu dönem görmemizi sağlayacak unsurlar daha kuvvetli.

Direk siyaset çöplüğünde yerini alır. Bu nedenle çok akıllıca davranması gerekiyor karşısındakiler kadar yanındakilere de çok dikkat etmesi gerekiyor. 

xXx

O KILICI ÇEKENLER 

Şimdi diyeceksiniz ki bunları yazıyorsun da niye Türkiye’nin gündemini sallandıran, Türk Silahlı kuvvetlerinden ihraç edilen teğmenlerle ilgili bir laf etmiyorsun…

O konuyla ilgili de birkaç kelime söyleyeyim. 

Ama başta şunu söyleyeyim Bebek Katili Terörist Başı Katil Öcalan’ın MHP tarafından meclise davetiyle Teğmenler konusunun aynı döneme gelmesi olayın alevlenmesine sebebiyet vermiştir. 

Aslında herkes TSK’nın gücünü ve sistemini bulur ama siyaset işte yakalayınca gözüne gözüne vuruyor. 

Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın gıpta ile seyrettiği en başarılı orduya askere sahip önemli bir güçtür ve bu gücü öz disiplini. ile sağlamıştır. 

Ne olursanız olun, Orgeneral, Albay, Teğmen… Türk Silahlı Kuvvetlerine dahil olduğunuzda bir disipline, bir hiyerarşiye uymanız gerekir. 

Evet ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dediği için asla Ordu’dan kimseyi ihraç etmezler. 

G Wd K M1H W0 A E7S Kd 1 1200X1200

Bunu siyasi malzeme yapan zavallılara bir şey söylemeyeceğim. 

Ama ordunun hiyerarşisine, disiplinine, kurallarına aykırı hareket ederseniz maalesef kendinize kapıda bulursunuz 

Hiçbir başarı tesadüf değildir. 

Türk Silahlı Kuvvetlerinin dünyadaki başarısı herkes tarafından kabul edilmiştir. 

Bu disipline aykırı hareket derseniz mutlaka bunun bedelini ödersiniz. 

Çok badireler atlatmış bir ordudan bahsediyoruz. 

Gençler  askere girerken bir sözleşme imzalıyor; terli terli su içmeyeceğim, elimi prize sokmayacağım, hamamda sabuna basıp kaymayacağım, bu ve benzeri birçok kural Türk Silahlı kuvvetleri yönergesinde tek tek ifade edilmiştir. 

Kaldı ki yemin töreni öncesinde bir kaç teğmen ısrarla törene aykırı olan bir icraatı hayata geçirmek için izin istiyorsunuz… 

Bunu bir değil birkaç kez talep ediyorsunuz. 

Size üstleriniz ne diyor, “hayır, yapacağınız davranış programa uygun değil, yapmayın. 

Türk Silahlı Kuvvetlerinin tören programı bellidir. Bu programın olduğu alanda veya çevresinde, tören programı  haricinde TSK’nın izni olmadan halkın gözü önünde hemde size izin verilmeyen yapmayın denilen bir şey yaparsanız maalesef bedelini ödersiniz... 

Kılıç kaldıran İkiyüzü aşkın askerden sadece beş tanesi ceza alıyor ve diğerleri sadece uyarı alıyorsa,

belli ki burada farklı bir şey var, 

farklı bir örgütlenme var, 

farklı bir kışkırtma var, 

farklı bir operasyon,

farklı bir azmettirme var… 

Kusura bakmayın ama Türk Silahlı Kuvvetlerinin dünyadaki başarısına gölge düşürecek bir itaatsizlikle gündeme gelemezsiniz TSK’yı böyle bir olayla gündeme getiremezsiniz.

1 Milyon askeri personele sahip bir yapıda küçük bir tavizin ileride neler doğurabileceğini bir düşünün, 

Anlamayanlara daha net bir örnekle anlatayım, 

Öğretmen sizi kürsüye çıkardı ve dedi ki andımız okuyacaksın. 

Sen de dedin ki ben andımızın sonrasında Trabzon kolbastısı oynayacağım. 

Öğretmen dedi ki senin talebin bu işin ciddiyetini bozar, andımızdan sonra bunu yapamazsın. 

Ama sen kurala uyacağını söylemene rağmen andımızdan sonra kolbastı oynuyorsun. 

Ve sonrasında diyorsun ki ben öğretmenden izin istedim bana izin vermedi, ama gelin kolbastı oynayalım. 

Kolbastı oynuyorsunuz ve disipline gönderiliyorsunuz

Sonrasında da diyorsunuz ki dünyaya mal olan kolbastımızı oynadık diye bizi disipline gönderdiler… (Örneğin yaşanan olayla ve kişilerle alakası yoktur)

Bu kadar basit. 

Tekrar ediyorum.

Hepimiz “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ama hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız ve Türkiye Cumhuriyeti’ni var eden Türk Silahlı Kuvvetlerinin neferleriyiz… 

Bugün dünyada Türk Silahlı Kuvvetleri bir numaraysa disiplin ile hiyerarşisi ile bir numaradır. Bunu kimsenin ezip geçmesine müsaade edilmez, edilemez.