Karadeniz’in yaşam kaynağıdır Fındık. Fındık hasat zamanı, gençler evlilik hazırlığı yapar, evlerde yenikler başlar, tatil planları yapılır, hayat yeniden başlar.
Ama birde sorunları vardır ki, üreticiye hayatı zindan eder.
Bu sezon fındığı etkisi altına alan ‘Kahverengi Kokarca’ müptelası bahsettiğim sorunların başında geliyor.
Geliyor da bazı hükümet yetkilileri ‘Kahverengi Kokarcayı’ gelir kapısına çevirmeye çalışmış.
Durumu fark eden İyi Parti Trabzon Millet vekili Yavuz Aydın, aynı anda 3 bakana soru önergesi verdi. Cevap ilginçtir Burdur Milletvekilinden geldi.
Hayırdır Afyon’da kahverengi Kokarca mı var.
Karadeniz’de yaşanan “kahverengi kokarca toplama yarışması” meselesi, ilk bakışta masum bir çevre etkinliği gibi görünebilir.
Ama içine biraz yakından baktığınızda, karşımıza ürkütücü bir tablo çıkıyor.
İlkokul çocuklarına, toksik etkisi bilinen bir böceği toplatmak…
Üstelik bunu bir yarışma gibi sunmak, birincilere bisiklet hediye etmek, “çevre bilinci” adı altında çocukları zehirli bir böcekle temasa zorlamak!
Bu olay, sıradan bir idari hata değil. Bu, devlet ciddiyetinin sarsıldığı bir anı gösteriyor bize.
Üç Bakanlığa Üç Soru
İYİ Parti Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın, bu akıl dışı kampanyayı Meclis gündemine taşıdı.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na, Sağlık Bakanlığı’na ve Millî Eğitim Bakanlığı’na üç ayrı yazılı soru önergesi verdi.
“Çocuklara zehirli böcek toplatmak devlet ciddiyetine sığmaz” diyerek açıkça konuştu.
Ve haksız da değil.
Yutulduğunda ölümcül olabilen, dokunulduğunda ciltte yanma ve gözde tahriş yapan bir böcekten söz ediyoruz.
Bilimsel adı Halyomorpha halys — yani halkın bildiği adıyla kahverengi kokarca. Tarım için zararlı olabilir ama çözüm çocuklar değil, bilimdir!
“Toplayın Çocuklar” Diyen Kim?
Bu sorunun en can alıcı kısmı da burada:
Bu kararı kim verdi?
Hangi bilimsel kurul, hangi pedagojik ilkeye dayanarak “ilkokul çocuklarına toplatalım” dedi?
Ve en önemlisi: Millî Eğitim Bakanlığı bu işe onay verdi mi?
Çocukların eline eldiven bile geçmeden, koruyucu önlem alınmadan, “çevre etkinliği” kisvesi altında böcek toplatmak…
Bu, sadece bir idari yanlış değil; aynı zamanda etik, sağlık ve eğitim açısından büyük bir skandaldır.
Devletin Görevi Nedir, Çocukları Korumaktır
Devlet dediğimiz yapı, çocuklarını korur. Onları deney malzemesi yapmaz, zehirli böceklerle “eğitim” adı altında buluşturmaz.
“Yarışma” kelimesinin ardına saklanarak yapılan bu tür uygulamalar hem çocuk psikolojisine zarar verir hem de güven duygusunu zedeler.
Bu olay, aslında sadece bir böcek değil; devlet refleksinin ne kadar köreldiğini gösteren bir örnektir.
Aydın’ın Sözleri Sert Ama Yerinde
Yavuz Aydın’ın Meclis’te kullandığı şu sözler bence çok şeyi anlatıyor:
“Bu skandaldır! Bu devlet ciddiyetinin iflasıdır! Bu aymazlıktır, bu gafilliktir!”
Sert mi? Evet. Ama tam da olması gerektiği kadar sert.
Çünkü burada mesele partiler değil, çocukların sağlığı ve devletin itibarıdır.
Takipçisi Olmak Yetmez, Hesap Sorulmalı
Aydın “Takipçisi olacağız” diyor. Doğru, olmalı da.
Ama bu işin sadece takibi değil, hesabı da sorulmalı.
Kim bu kararı aldı? Hangi kurum onay verdi? Çocukların sağlık durumu izlendi mi?
Bu soruların yanıtı verilmeden hiçbir açıklama, bu gafleti örtmeye yetmez.
Karadeniz’in Vicdanı
Karadeniz insanı, doğayı da çocuğunu da sever.
Ama görünen o ki, bazı karar vericiler ne çocukların güvenliğini ne de bilimin sesini duymuş.
Kahverengi kokarca bir zararlıdır, doğru.
Ama ondan daha zararlı olan, sorumsuzlukla alınan kararlardır.
Bu olay, yalnız bir “böcek toplama skandalı” değil; bir devletin, çocuklarının eline yanlışlıkla zehirli bir sorumluluk tutuşturmasının hikâyesidir.
