Okullardaki rehber öğretmen eksikliği, hem veliler hem de öğretmenler açısından eğitimin en büyük sorunlarından biri haline gelmiş durumda.
Öyle ki;
Artık, öğretmen odalarındaki sohbetlerin çoğu, rehber öğretmen açığına kayıyor.
Belli ki bu eksiklik, yalnızca öğrencileri değil, öğretmenleri de zorlar hale gelmiş.
Konuyla ilgili bizlere ulaşan bazı branş öğretmenleri, sırf bu eksiklik yüzünden kendi alanlarının dışındaki sorunlarla ilgilenmek durumunda kaldıklarını ifade ediyor.
Yönetmelik, bir okulda rehber öğretmen kadrosu açılabilmesi için okul öncesi, ortaokul ve liselerde en az 150, ilkokullarda ise en az 300 öğrenci bulunması şartına hükmediyor lakin…
Bu kıstasın varlığının öğrenciler kadar öğretmenlerin de akademik, psikolojik ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkilediği aşikar.
Dolayısıyla, sorunlu olduğu iddia edilen yönetmelik ivedi gözden geçirilmeli.
Neticede eğitimde başarı yalnızca sınavlarla değil, öğretmen ve öğrencilerin ruhsal ve sosyal gelişimleriyle de ölçülmekte.
KENTTE ARTAN SAYGISIZLIK VE TAHAMMÜLSÜZLÜK…
Trabzon, hırçın deniziyle bilinen bir şehir olmasının yanı sıra, son yıllarda bu dalgalanma memleket insanımıza da sirayet etmiş gibi görünüyor.
Zira, sokaklarımız öfkeyle dolup taşarken, en ufak tartışmalar bile anında büyük kavgalara dönüşebiliyor.
Özellikle gençlerdeki saygısızlık ve büyüğünü tanımama alışkanlıkları hızla yaygınlaşıyor.
★
Dün, henüz altı yaşındaki küçük kızımla birlikte, sırf geleneklerimizi yaşatmak adına iftar öncesi Ortahisar’daki bir fırına pide almaya gittik.
Huzurlu bir alışveriş niyetiyle gittiğimiz işyerinde, pide sırası gibi eften püften bir mesele yüzünden bir gencin çıkardığı kavga hepimize ‘pes’ dedirtti.
Sıranın önüne geçmek isteyen genç, yaşının iki katı büyüklüğündeki yaşlı adama bağırarak hakaretler savurdu.
Çalışanlar ve diğer müşteriler her ne kadar duruma müdahale etmeye çalışsalar da, adeta kendini kaybetmiş olan gencin öfkesi dinmek bilmedi.
İçerisi savaş alanına dönerken, yaşananlara şahit olan kızımın gözlerindeki korku ve endişeyi görmek yüreğimi burktu.
Dahası, kendimi dışarı zor attım!
★
Hasılı…
Ayıptır be kardeşim!
Biz nasıl bir toplum olduk böyle?
Küçücük bir çocuğun gözleri önünde yaşanan bu saygısızlık, ne hale geldiğimizin en açık göstergesi değil mi?
Sırf birkaç dakika daha erken pide almak uğruna büyüklerine saldıran, kimseye saygısı olmayan bu gençler, Allah aşkına nerede ve nasıl yetişti?
Belli ki aşınan geleneksel değerlerimiz, özentiyle büyüyen nesli iyice rayından çıkarmış.
Bu işin kanunla veya cezayla düzelmesini kimse beklemesin!
Çünkü sorun, her gencin başına bir polis dikmekle çözülmez.
Çocuklarımızı sokakların tehlikelerinden korumak, onları Türk örf ve adetlerine göre yetiştirmek, biz ebeveynlerin en büyük sorumluluğu.
Trabzon, tarih boyunca mertliğiyle bilinen bir şehir...
Onu şiddete ve öfkeye teslim etmeyelim.
Çocuklarımıza sahip çıkalım ki, gelecekte pişmanlık duymayalım.
Nitekim huzurlu bir şehir için toplumsal sorumluluk ve bireysel otokontrol çok önemli.
NİCE BAYRAMLARA…
Mübarek Ramazan ayının sonuna geldik.
Yarın arefe, pazar günü ise bayramın ilk günü.
Bayramlar, çocukluğumuzun en güzel hatıralarını saklayan zaman dilimleri...
Mis gibi baklava kokan mutfaklar, büyüklerimizin ellerini öpmek için sıraya girdiğimiz bayram sabahları…
Kapı kapı dolaşıp şeker topladığımız, içimizde tarifi zor bir heyecanla beklediğimiz o saf ve neşeli günler…
O günleri özlemle anarken, şimdi bizlere düşen, bayramın o eski sıcaklığını ve samimiyetini yaşatmaktır.
Gelecek nesillere, bayramların sadece tatilden ibaret olmadığını, paylaşmanın, sevmenin ve sevilmenin en güzel vesilesi olduğunu göstermek hepimizin görevi.
Bu mübarek Ramazan Bayramı’nda, geçmişin güzel hatıralarını anarak, büyüklerimizi unutmadan, küçüklerimizi sevindirerek, dostluk ve kardeşlik bağlarımızı güçlendirelim.
Tüm sevdiklerinizle birlikte sağlık, huzur ve bereket içinde bir bayram geçirmenizi dilerim.
Bayramınız mübarek olsun!
xXx
Yazmak iyi gelir.
Bana;
“apektas6161@gmail.com” adresinden ulaşabilirsiniz.