Önce sezona Avrupa'ya havlu atarak başladık.
UEFA'dan elenince, "Zaten burası zordu, bizim yerimiz Konferans Ligi" dedik. Konferans Ligi'nde de umduğumuzu bulamayınca rotayı mecburen lige çevirdik.
Ama sorun yok, şükür ki sponsorlarımız var!
Lige beraberlik serüvenleriyle başladık. Daha ekim ayını görmeden şampiyonluktan koptuk. Bunun yanında oyun anlamında da yukarıya çıkamadık.
Fakat hiç problem değil, iyi ki sponsorlarımız var!
Bjelica ile yola çıktık, olmadı, şampiyon hoca umuduyla Abdullah Avcı'yı getirdik; o da olmayınca efsane Şenol Güneş'e yöneldik. Şenol Hoca da olmayacak gibi görünüyor ama sorun değil, sponsorlarımız var!
3 yıl boyunca şampiyonluk yarışına katılamadın, Türkiye Kupası tesellisini bitik Beşiktaş karşısında kaybettin, Anadolu'da mağlup olmadığın deplasman kalmadı ama iyi ki sponsorlarımız var!
40'a yakın transfer yaptın, oyuncuları alırken para ödedin, aldıklarını gönderirken yine para ödedin, topa değmeyen futbolcular kamyon kasasıyla para kazandı ama sorun değil, çünkü sponsorlarımız var!
Şimdi soru şu... Saha sonuçlarının rezalet olduğu bu uzun süreçte; sponsorluk tezi bir züğürt tesellisi miydi, yoksa görevde kalabilmek için tutunacak tek dal mıydı?
Öyle görünüyor ki 2 Aralık gününe de sponsorluk şarkılarıyla uyanacağız...!