Meteoroloji uzmanları, son 400 bin yılın en sıcak günlerinin geldiğini açıklamıştı. Hava sıcaklığının artması ile kalp, tansiyon, şeker gibi kronik hastalığı olan bazı vatandaşlarda da çeşitli rahatsızlıklar da görülebiliyor. Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi’nde görevli Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Necati Murat Aksoy, aşırı sıcak sebebiyle vatandaşların sağlık sorunu yaşamaması için yapmaları gerekenleri anlatarak, uyarılarda bulundu.
"Dünya Sağlık Örgütü de bunu bir felaket olarak değerlendirmeye başladıSakarya Eğitim Araştırma Hastanesi'nde görevli Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Necati Murat Aksoy, "Hassas popülasyonlarımız var. Yüksek sıcaklıklardan daha çok etkilenmesi muhtemel bir takım popülasyonlar var toplum içerisinde. Kim bunlar? Toplumumuzda 65 yaş üzerinde olan bireyler. Özellikle bu konuda hassaslar. Neden? Çünkü 65 yaşın üzerinde vücudun terleme kapasitesi azalıyor, su kaybına tahammül azalıyor ve bu sıcakların kardiyovasküler sistem üzerinde oluşturulmuş olduğu yükü kalp karşılayamamaya başlıyor. Aynı zamanda böbrek fonksiyonları da belli bir miktar hepimizin yaşayacağı şeyler bunlar. Dolayısıyla 65 yaş üzerindeki bireyler biraz daha hassas. Onun dışında çocuklar tabii ki terleme kapasitesi düşükse özellikle bir yaş altı çocuklar yüksek sıcaklıklar tehlikeli. Daha önceden kalp damar hastalığı olanlar yani bypass olmuş, kalp yetersizliği var, hipertansiyon hastası bu hastalar özellikle sıcaklara karşı duyarlı. Böyle dönemlerde o sıcak hava dalgasının olduğu zamanlarda mümkün olduğunca içeride kapalı alanlarda kalmaları gerekiyor. İlla dışarıya çıkmaları gerekiyorsa mutlaka üzerlerini, vücutlarını sarmayan açık renkli terlemeye izin veren pamuklu kumaşlar giymeleri gerekiyor. En önemlisi de tabii ki su içmeleri. Vücutlarını susuz bırakmamaları gerekiyor. Sıcak havalarda su tüketirken vücudun susamasını beklememek lazım. Susama hissini bekleyip de su içmekten ziyade yarım saatte bir, 20 dakikada bir, bir bardak su tüketerek vücudu sürekli hidrate kalmasını, vücudun sürekli sıvı dengesini korumasını sağlamak lazım. Aşırıya gitmek de doğru değil. 3 litre, 4 litre, 5 litre su içmek de doğru değil. Onun da kendine göre bir sürü problem oluşturabilir ama yarım saatte bir, bir bardak su içmek, kapalı alanlarda kalmak, güneşten uzak durmak bunlar şu anda alması gereken önlemler" dedi.
"Mümkün olduğu müddetçe sıcağa maruz kalmamalarını tavsiye ediyoruz"Rahatsızlıkları olan vatandaşların sıcağa maruz kalmamaları gerektiğini aktaran Aksoy, "Özel popülasyonlardan kalp hastaları için tabii söylenecek birkaç şey var. Bunlardan en önemlisi şimdi kalp hastaları bir sürü ilaç kullanıyorlar. Tansiyon ilaçları kullanıyorlar, idrar söktürücüler kullanıyorlar. Bu noktada bu dönemde sık sık tansiyonlarını ölçmelerini, tansiyonlar eğer düşmüş tansiyon ilaçlarını almalarını tavsiye ediyoruz. Sıvı alım ve çıkarına dikkat etmeleri gerekiyor mutlaka. Ona çok dikkat etmeleri lazım. Mümkünse yaşlı hastaların ve 65 yaş üstü ve kalp hastaların mutlaka kapalı alanlarda bu zamanı geçirmelerini, varsa klima kullanmalarını veyahut da pervaneler de faydalı bu noktada pervane kullanmalarını. Yani mümkün olduğu müddetçe sıcakta sıcağa maruz kalmamalarını tavsiye ediyoruz" diye konuştu.
"Sıvı dengesini iyi korumalarını tavsiye ediyoruz"65 yaş üstü vatandaşların ve bir yaş altı çocukların sıvı tüketimine dikkat etmeleri gerektiğini aktaran Aksoy, "Sıcak olduğu zaman vücudun yapmak istediği şey, iç sıcaklığını yani iç organlarının sıcaklığını düşürmek ister. Bunu da ciltten yapabilirsiniz. Terleyerek yapabilirsiniz. Başka bir yolu yok. Dolayısıyla giden kan akımını artırması lazım. Geriye giden kan akımı artırmak için o giden damarlar genişler. Bu sırada kalp de cilde giren kan akımını artırmak için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bu ancak sempatik aktivasyon dediğimiz, vücudun kalbin üzerine yük bindiren bir mekanizmayla ortaya çıkabilir. Sıcak havalarda kalbin iş yükü artar, ikincisi biz deriden terledikçe su kaybetmeye başlarız. Su kaybedince kanın yoğunluğu artmaya başlar ve trombositler kanın pıhtılaşma oranları daha yoğun bir şekilde kanın içinde akmaya başlar. Bu da damar içindeki pıhtılaşma yani kalp krizi, inme gibi birtakım damar içi pıhtılaşmayla giden rahatsızlıkların sıklığını arttırır. Dolayısıyla hem kardiyovasküler sistemin çalışmasını zorlar, hem de kalp krizi inme gibi birtakım ölümcül kardiyovasyen olayların sıklığını artırır ama burada kilit nokta tabii susuz kalmak. Dolayısıyla tekrar ediyorum hassas popülasyondakiler, 65 yaş üstündekilerin, kalp hastalıkları olanların, çocukların bol bol su içmeleri bu dönemde vücudun sıvı dengesini iyi korumalarını tavsiye ediyoruz" şeklinde konuştu.