Oxford merkezli La Trobe Üniversitesi’nden Prof. Jenny Graves’in aktardığı bulgulara göre, genetik düzeydeki bu farklar yalnızca hormonlardan değil, doğrudan genetik yapıdan kaynaklanıyor.

Beyinde genetik farklar erken dönemde başlıyor

2025’te yayımlanan araştırmada, erkek beyinlerinde 610, kadın beyinlerinde ise 316 genin daha aktif olduğu belirlendi. Uzmanlar bu farklılığın fetal dönemin en erken aşamalarında ortaya çıktığını belirtiyor.
Çalışma, cinsiyet hormonlarının (östrojen ve testosteron) gen aktivitesi üzerindeki etkisinin güçlü olduğunu, ancak farkın sadece hormonlarla açıklanamayacağını gösterdi.

Genlerin çoğu “normal” kromozomlarda

Bilim insanları, bu genlerin sadece yüzde 10’unun cinsiyet kromozomlarında bulunduğunu tespit etti. Yani genlerin büyük bölümü, hem kadınlarda hem erkeklerde ortak olan diğer kromozomlarda yer alıyor. Bu da beyin farklılıklarının biyolojik temellerinin çok daha karmaşık olduğunu gösteriyor.

Hastalık riskinde de farklılık yaratıyor

Araştırma, genlerin bu farklı davranışının sağlık açısından da önemli sonuçları olabileceğini ortaya koydu.
Kadınlarda nöronlarla ilişkili genlerin, erkeklerde ise hücre zarları ve çekirdek yapılarıyla ilgili genlerin daha aktif olduğu gözlendi. Bu durum, bazı beyin hastalıklarının neden kadınlarda ya da erkeklerde daha sık görüldüğüne dair ipuçları sunuyor.
Örneğin Alzheimer ile bağlantılı genlerin kadınlarda daha aktif olduğu, buna karşılık erkeklerde Parkinson hastalığını etkileyen SRY geninin süreci hızlandırabileceği ifade edildi.

“Zekayı ya da kapasiteyi belirlemiyor”

Araştırmacılar, genetik düzeydeki bu farkların erkek ve kadın beyinlerinin farklı çalıştığını gösterdiğini ancak bunun zekâ veya davranış üzerinde kesin bir sınır oluşturmadığını vurguluyor.
Prof. Graves, “Cinsiyetler arasında genetik farklılıklar var, ama bu farklar kimsenin yeteneğini ya da kapasitesini belirlemiyor” dedi.