İşitme kaybının dünyada milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir sorun olduğunun altını çizen Medical Park Karadeniz Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Betül Değer Kulaksız, modern tıp teknolojisi ve önleme stratejileri sayesinde işitme kaybının tanı ve tedavisinin günümüzde daha etkili hale geldiğini söyledi. Op. Dr. Kulaksız, işitme kaybının nedenleri, tanı yöntemleri, tedavi seçenekleri ve koruyucu önlemler hakkında bilgilendirmede bulundu. İşitme kaybının birçok faktörden kaynaklanabileceğini vurgulayan Op. Dr. Kulaksız, genetik yatkınlık, yaşlanma, gürültü maruziyeti, enfeksiyonlar, ilaçlar ve travma gibi etkenlerin işitme kaybına yol açabileceğini belirtti. Çocukların yeni doğduğu andan itibaren seslere tepki verdiğini söyleyen Op. Dr. Kulaksız, çocuğun ana dil öğreniminde işitmenin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Çünkü duymayan bir çocuk konuşma yetisini geliştiremez. Çocuklarda işitme kaybını kabaca ikiye ayırabiliriz. Birincisi doğuştan işitme kaybı, diğeri normal işitme ile doğan çocukta sonradan işitme kaybı gelişmesi durumudur” diye konuştu.
“Akraba evlilikleri neden olabilir”Doğuştan meydana gelen işitme kaybına değinen Kulaksız, “Biz doğum sonrası görülen işitme kaybına doğumsal işitme kaybı (konjenital) diyoruz. Doğumsal işitme kaybına genetik nedenler, akraba evlilikleri, gebelik sırasında gelişen bazı enfeksiyonlar, iç kulak gelişim anomalileri ve bazı sendromlar neden olmaktadır. Doğumsal işitme kaybının erken dönemde tespiti ve hızlı bir şekilde işitme rehabilitasyonunun yapılması, konuşma ve dil gelişimi açısından çok önemlidir. Bu yüzden ülkemizde doğan tüm yeni doğan bebeklere rutin olarak işitme taraması yapılır. İşitme taramasında işitme kaybı şüphesi olan çocuklar uzman bir odyolog tarafından değerlendirilmelidir. İşitme kaybının tespit edilmesi durumunda işitme cihazı uygulaması ve aile bilgilendirmesi yaparak işitme rehabilitasyonuna başlanmalıdır. Çünkü çocuk ne kadar erken ses ile tanışırsa, dil ve konuşma gelişiminde elde edilen başarı da o kadar yüksek olmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Enfeksiyonlar da işitme kaybına yol açabilir”Normal işitme ile doğan çocuklarda viral enfeksiyonlar, menenjit, yüksek gürültüye maruz kalma, tekrarlayan orta kulak enfeksiyonları gibi nedenlerden dolayı sonradan da işitme kaybı gelişebileceğini işaret eden Op. Dr. Kulaksız, “Bu işitme kaybı türünün en sık nedeni, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları, geniz eti büyüklüğü ve alerjik nedenlerdir. Bunlara bağlı olarak orta kulakta sıvı birikmesi ve bunun sonucunda da işitme kaybı görülebilir” dedi.
Tanı ve tedavi yöntemleriİşitme kaybının doğru şekilde tanımlanması ve değerlendirilmesinin uygun tedavi sürecinin başlaması için son derece önemli olduğunun altını çizen Op. Dr. Kulaksız, “İşitme testleri, odyolojik incelemeler ve diğer tanı yöntemleri, işitme kaybının türünü, şiddetini ve altında yatan nedenleri belirlemek için kullanılır” şeklinde konuştu.
İşitme kaybının tedavi edilebilir veya yönetilebilir birçok nedeni olduğuna işaret eden Op. Dr. Kulaksız, işitme cihazları, koklear implantlar, cerrahi müdahaleler ve ilaç tedavisi gibi seçeneklerin işitme kaybının farklı türlerine yönelik etkili tedavi yöntemleri olduğunu dile getirdi.
“İşitme kaybı önlenebilir”İşitme kaybının bazı nedenlerinin önlenebilir veya azaltılabilir nitelikte olduğunu aktaran Op. Dr. Kulaksız, “Bu yüzden koruyucu önlemler almak, işitme sağlığını korumak için son derece önemlidir. İşitme koruyucu cihazlar, sağlıklı işyeri politikaları, bilinçli gürültü yönetimi ve işitme sağlığını destekleyen yaşam tarzı seçimleri gibi stratejiler, işitme kaybını önlemede etkili olabilir” ifadelerini kullandı.
İşitme kaybının bireylerin yaşam kalitesini ve iş yaşamında başarılarını etkileyebilen önemli bir sorun olduğunu sözlerine ekleyen Op. Dr. Kulaksız, ancak doğru tanı, etkili tedavi seçenekleri ve koruyucu önlemlerle işitme kaybının etkilerinin azaltılabileceğini belirtti.