Stanford Üniversitesi araştırma ekibi tarafından 2022 sonu itibariyle hazırlanan Updated
Science-Wide Author Databases of Standardized Citation Indicators verilerine göre dünya
genelindeki 50 milyon bilim insanı arasında ilk 1,58’lik dilim içerisinde yer alan TRÜ Fatih
Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muammer Çalık, Endonezya
10. Uluslararası Matematik ve Fen Bilimleri Araştırma Uygulama ve Eğitimi Sempozyumuna
katıldı. Farklı ülkelerden birbirinden seçkin bilim insanlarının katıldığı sempozyumda Çalık baş
konuşmacı olarak yer aldı ve dönüşünde yaptığı açıklamada, Uzak Doğu’dan Türkiye’ye
onbinlerce öğrenci ve akademisyen adayının gelmek için formül aradığını, bunun sağlanması
halinde büyük girdiler sağlayan sürekli bir yükseköğretim sektörü doğacağını bildirdi.
Referansları TürkiyeYogyakarta Devlet Üniversitesi’nin davetlisi olarak Endonezya’da Türkiye’yi ve Trabzon’u
başarıyla temsil eden Çalık program dönüşü yaptığı değerlendirmede, Uzak Doğu Asya’nın
yükseköğrenim potansiyeline dikkati çekti. Özellikle Endonezya ve Malezya gibi ülkelerin hem
eğitimde sürdürülebilir kalkınma bilincinin oluşması, hem de OECD’nin belirlediği 2030
kriterlerini yerine getirip ideal akademik seviyeye ulaşılabilmesi için çok heyecanlı olduğunu
ifade eden Çalık şöyle dedi: “Bilimsel seviyelerini ve akademik portföylerini yükseltmek
istiyorlar. Bunun için sürekli Türkiye hakkında bilgi topluyorlar. Türk üniversitelerini yakından
takip ediyorlar. Bizi referans olarak görüyorlar. Bu avantajı yükseköğretimin her alanında
kullanıp çok ciddi kazanımlar elde etmemizin mümkün olduğunu yerinde gördük.”
Matematik ve Fen Bilimleri eğitimi üzerine son uluslararası paradigmalar ışığında seçilmiş yayınlarının
sunumu için Endonezyadaki sempozyumda sahneye çıkan Çalık, Yogyakarta Üniversitesinde master ve
doktora öğrenimi gören farklı ülkelerden birçok lisansüstü öğrencisine ders anlattı. Çalık, temaslarına
ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulunurken ulusal anlamda ‘akademik girdi fırsatları’na dikkati çekti:
BİLİMSEL ORTAK OLALIM“12 üniversitenin bir araya gelerek düzenlediği Matematik ve Fen Eğitimcileri sempozyumunda
konuşmacı olarak sunum yaptık. Lisansüstü öğrencilerine de ders anlatımı yaptık. Yükseköğretimde
bize göre çok gerideler. Orada konuştuğumuz herkes Türk üniversiteleri ile işbirliği istiyor. Aslında
2019 ve 2022 yıllarında TRÜ olarak ortak bir bilimsel çalışma yapmıştık fakat Uzakdoğu Asyasındaki
akademisyenler ve öğrenciler buraya gelip gitmek, Erasmus’a katılmak, yayın yapmak, diploma ve
bonservis kazanmak istiyorlar. Türk üniversitelerini uluslararası seviyede ilerleme yapmak için referans
merkezleri olarak görüyorlar. Dış ilişkilerle irtibata geçmek için işlemleri soran Singapur, Malezya,
Endonezya ve Avustralya’dan öğretim üyeleri bize akademik ortaklık ve iş birliği teklif etti…
TÜRKİYE’YE YAKIN TAKİPUzak Doğu’da seçkin araştırmacılara büyük destek var. Fakat akademik aşama kaydetmeleri ve
yayınları ile kabul görmeleri Uluslararası ‘H Endeksi’nin 15 olmasına bağlı. Ya da QS sıralamasında ilk
500’de olmaları isteniyor. Gelişmiş üniversitelerle iş birliği kurabilmek için büyük masraf yapıyorlar.
Devlet, bütçelerini destekliyor. Bu doğrultuda bizden de hoca çağırıp kendi hocaları ile irtibata geçirmiş
oluyorlar. Son yayınımız yeni çıkmıştı, içeriğin sunumunu yaptık. Maddenin tarihteki yapısıyla ilgili
tarihte yapılmış Meta Analiz (Birden çok bilimsel çalışmanın sonuçlarını birleştirerek yapılan istatistiksel
analiz) çalışmaları hakkında ve talep üzerinde bunun sürdürülebilirliği ile ilgili değerlendirmeler yaptık.
Çok ilgilerini çekti. Bizi yakından takip ediyorlar. Amerika, İngiltere gibi ülkeler üzerinden referans
almaları zor, meşakkatli ve pahalı olduğu için hedeflerinde ülke olarak Türkiye var. Bir Türk hocaya atıf
yaptığımızda hepsi birden tanıdıklarını gösteriyorlar. Her tepkileri mimiklerle dolu. Bize benzeyen
yanları var. Yayınlarımızı izliyorlar. Bizden iyi takip ettikleri okullarımız ve başarılı hocalarımız var.”
AVUSTRALYA ÖRNEĞİFen ve Matematik eğitiminde Trabzon Üniversitesi olarak Dünya genelinde iyi bir yerde olduklarını
vurgulayan Muammer Çalık, “Bizim sunumumuz fen bilimleri eğitimi ile ilgili bir çalışmaydı. Daha önce
yapılmış formatik müdahalelerin etkili olup olmadığını, fen eğitiminde hangi seviyede hangi yöntemler
kullanılması gerektiğini anlattık. Meta Analiz yapı hangi sınıfta öğretilmeli müfredatına temas ettik.
Sürdürülebilirlik bağlantısı olarak da kaliteli eğitim, bilinçli ve sorumlu tüketici olma konularına,
zaman/kaynak harcamalarının önemine değindik. Yeni Zelanda ve Avustralya’nın en önemli yurtdışı
kalemleri eğitim. Akademik imkanları birkaç kat fazladan satıyorlar. Biz de başka ülkelere gidiyoruz,
nereden kabul alabiliriz diye düşünüyoruz. Oysa daha fazla vakit kaybetmeden buralara ulaşmamız
lazım. Yurt, konaklama yeri, eğitim projeksiyonu, lisansüstü kontenjanlar. Bunların hepsine yönelik izin
ve imkan sağlamamız mümkün. Bunu yaparsak sürekli ve düzenli olarak milli ve ciddi gelirler elde
edeceğiz. Çünkü böyle bir ihtiyaçtan öte bize açlık var. Açılacağımız yerler Endonezya, Malezya olmalı.”
dedi.
RAKİBİMİZ OLAMAZLARBaşarılı akademisyen şöyle devam etti: “Ülkemizi bilmiyorlar ama kültürümüzü çok merak ediyorlar.
Dizi filmlerimize bayılıyorlar. Kültürel olarak çok uyumlular. Bize ulaşmaları Avrupa ve Amerika
ülkelerinden çok daha ucuz ve kolay. Türkiye burslarını bizden daha iyi takip ediyorlar. Alabilir miyiz
diye grup araştırmaları yapıyorlar. Kontenjan olsa kazanır, Türkiye’de lisans üstü yaparız diyorlar.
Müslümanlar. Bursları, kaynakları, ciddi bütçeleri var. Çabalıyorlar. Romanya’ya öğrenci gönderiyorlar
ama Rumenler bizden ileride değiller. Rakibimiz olamazlar. Dolayısıyla akıllarında önce Türkiye var.
Bunu karşılamalıyız. Karşılıklı Erasmus anlaşmalarla ya da lisans, lisans üstü ve akademik programları
hayata geçirerek sürekli anlamda çok ciddi avantajlar ve gelirler elde edebiliriz.”
Prof. Çalık açıklamasının sonunda özellikle Fatih Eğitim Fakültesi mensubu akademisyen
arkadaşlarından Uluslararası ‘H Endeksi’ne girmeleri konusunda gayretli ve ciddi çalışmalar içinde
bulunan hocaların varlığına işaret ederek, “TRÜ’nün dünya çapında böyle bir ayrıcalığı ve akademik
marka değeri var. Yeni yayınlar, yeni başarılar ve katılımlar olmasını için arkadaşlarımızı da teşvik
etmemiz lazım” dedi.