Avukat Özderya, "Firmanın sondajı yaparken ÇED raporu alması gerekiyordu. Ama kendini istisnai yüzeysel arama kapsamı içine sokmuş. İşi kılıfına uydurmuş. Sondajdan sonra siyanürle altın araması yapılırsa ve bir siyanür sızıntısı olursa Araklı biter" dedi.
ORADA DERİN SONDAJ YAPILIYOR!
Firmanın Maden işletme ruhsatı olmadığını hatırlatan Özderya, "Sadece arama ruhsatı alınmış. Bu aramada ÇED raporu gerektirmeyen durumlar istisnai olarak kanunda sayılmış. Bunlar genelde yüzeysel aramalar olarak belirlenmiştir. Bu tip aramalar ÇED raporu gerektirmiyor. Derin sondaj ÇED raporu gerektiriyor. Firma işi kılıfına uydurup sanki kendini yüzeysel arama yapıyormuş gibi gösterdi. Böylece ÇED raporu istisnası olarak ifade edilen durum onlara göre ortaya çıktı. Oysa orada derin sondaj yapılıyor. Sondaj su kaynaklarına zarar verme riski olduğu için ÇED raporu gerektiriyor. İşi kılıfına uydurmuşlar. İnşallah mahkeme bu hukuksuzluğa dur der" dedi.
ERİKLİ ARAKLI'NIN SU KAYNAĞIDIR!
Maden şirketinin sondajdan sonra siyanürle altın arama faaliyetine girişeceğine dikkat çeken Özderya, "Erikli denilen yer Araklı'nın su kaynağı ve en tepe noktasıdır. Siyanür sızması durumunda bütün Karadere vadisinin suyu kirlenir, heba olur gider. Araklı biter, buna izin vermemek gerekiyor" diye konuştu.
BÜYÜK BİR ÇEVRESEL TEHDİTLE KARŞI KARŞIYAYIZ!
Avukat Özderya, "Trabzon İl Tarım müdürlüğünün vermiş olduğu sondaj izni söz konusu. Maden kanunu 17.maddeye göre bu yasaya aykırıdır. Bu kanuna göre sondaj yapılması için ÇED raporu alınması gerekiyor. Mera Komisyonunun böyle bir yetki verme izni yok. Biz de buna ilişkin İdare Mahkemesinde bir dava açtık. Mahkeme İdareden savunma istedi. Bundan sonra mahkeme yürütmeyi durdurma ile ilgili bir karar verecek. Şu anda biz mahkemenin kararını bekliyoruz. Ama diğer yandan malesef sondaj da devam ediyor. Erikli Yaylası maalesef böyle bir sondaj sebebiyle çevresel bir tehditle karşı karşıya" şeklinde konuştu