Trabzon'da 3 nesildir tekvandoyla uğraşan Aydemir ailesi, spor sevgisini üç kuşaktır nesilden nesile aktarıyor.
Trabzon Büyükşehir Belediye Spor Kulübünde tekvando branşında antrenörlük yapan Muammer Aydemir, kardeşi Erdal Aydemir ile birlikte oğlu ve torunlarına antrenörlük yaparak, 40 yıllık tecrübelerini yeni nesillere öğretiyor.
Gençlik yıllarında arkadaşlarının tavsiyesi üzerine bu spora yönelen eski milli tekvandocu ve milli takım antrenörü Muammer Aydemir, 43 yıldır Trabzon'da tekvando branşında sporcular yetiştirdiğini söyledi.
Aydemir, tekvandoya başladıktan sonra ailesini de bu spora yönlendirdiği ifade ederek, "Bir ailede bir insan hangi meslekte ise kendi ailesini de peşinden sürükler. Biz de tekvandocu olmamız hasebiyle beraber, ilk önce kardeşim Erdal Aydemir'i bu spora başlattım. 16-17 yaşlarından itibaren başlatmıştık onu. Kendisi tekvandoda birçok başarı elde etti. Ülkemizi yurt dışında temsil etti. Milli sporculukta, milli takım antrenörlüğüne kadar." dedi.
Kardeşinin antrenörlüğünü üstlenen Aydemir, kendi oğlunun antrenörünün de kardeşi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Aynı zamanda da milli takımda sporcuydum. O süreç içerisinde kendi spor salonumuz da vardı. Orada kardeşimi de hazırlıyordum. Daha sonra oğlumu 4 yaşında salona getirdim. Oğlumun antrenörü de kardeşim. İnsan kendi kardeşine ve oğluna biraz daha duygusal oluyor tabii ki hazırlarken. Ben dedim o sorumluluktan kurtarayım, kardeşime vereyim oğlumu. En azından o süreci yürütsün diye ve oğlumu tekvandoya başlattık."
- "Ben okuyamadım ama onların bu süreçlerine katkıda bulunmuş oldum"
Oğlu ve kardeşinin başarılarıyla gurur duyduğunu vurgulayan Aydemir, "Oğlum da milli sporcu, Avrupa ve dünya şampiyonlarına katıldı. Milli takımda kaptanlık yaptı. Bu süre içerisinde tabii eğitim hayatları da devam etti. Oğlum Karadeniz Teknik Üniversitesinde beden eğitimi bölümünde bölüm başkanı. Kardeşim de beden eğitimi öğretmeni. Ben okuyamadım ama onların bu süreçlerine katkıda bulunmuş oldum, onun için ben kendim de biraz gurur duyabilirim." diye konuştu.
Ailedeki birçok kişiyi tekvando branşına yönlendirdikten sonra sıranın torunlarına geldiğine işaret eden Aydemir, şöyle devam etti:
"Daha sonrasında da sıra, ailede birçok kişiye, yeğenlerime, amcamın çocuklarına, dayılarımın çocuklarına ve en sonunda torunlarıma geldi. Damadım da bu arada tekvandocu, torunları da bu işe başlattık ve onlar da müsabık sporcular. Bu süreç böyle. 40 yılı aşkın oldu. Bu bizim ailece kanımıza işledi. Yaptığımız işi çok seviyoruz. Dolayısıyla bir işinizi sevdiğiniz zaman başarı da kendiliğinden gelmiş oluyor."
Oğul Burak Aydemir, 4 yaşından itibaren babası ve amcası tarafından yetiştirildiğini aktararak, "Bu süreç boyunca kariyerimde bazı başarılara imza atmak nasip oldu. Türkiye şampiyonlukları yaşadım. Avrupa ve dünya şampiyonasında ülkemi temsil etme gururunu yaşadım. Bayrağımı temsil etme hakkını elde ettim. Şu anda da milli takım antrenörü olarak görev yapıyorum." dedi.
Babasının açtığı yolda ilerlediklerinin altını çizen Aydemir, "Amcam çok başarılı bir sporcuydu. Bunu başka insanlardan duymanın da gururunu yaşıyoruz. Böyle başarılı bir ailede başarılı olmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. Bu vesileyle çok ciddi çalışmalar gerçekleştirdim. Onunla birlikte olmak çok keyifliydi." ifadelerini kullandı.
Kendi yeğenlerinin antrenörlüğünü üstlendiği belirten Burak Aydemir, "Babamın ve amcamın benim üzerimde hissettiği duyguları ben şimdi yeğenlerimin üzerinde hissediyorum. Özellikle ufak ufak dereceler yapmaya başladılar. Bu gidişat beni biraz daha heyecanlandırıyor. Onların 17-18'li yaşlara gelip kariyerlerinin zirvelerini yaşadığı dönemleri görmek için sabırsızlanıyorum açıkçası." diyerek sözlerini tamamladı.
- "Kendi ulaşamadığım hayalim olimpiyatlara kendi yetiştirdiğim sporcuları ulaştıracağım"
Ağabeyinin oğlu ve torunlarına antrenörlük yapan Erdal Aydemir ise bu sürecin belli bir zaman dilimi aldığını ve yaşarken bunu insanın fark edemediğini söyledi.
Tekvandoya futbol branşından geçtiğini belirten Aydemir, şunları aktardı:
"Futboldan bir dönüş yaptım. Çok geç tekvandoya başladım. Sporculuğun geç başlaması, erken bitmesi... Benim en büyük hayalim tabii olimpiyatlar. Benim ulaşamayacağım bir hedefti. Çünkü belli bir altyapı çalışması almamız gerekiyordu. Şunu söylemiştim ben 'Kendi ulaşamadığım hayalim olimpiyatlara kendi yetiştirdiğim sporcuları ulaştıracağım.' diye."
Torunlar 12 yaşındaki Ömer ve 14 yaşındaki Nazlı Kartal da dedelerinin izlerinden gittiklerini ve gelecekte aile büyüklerinin başardıklarından daha iyisini yapma hedefinde olduklarını kaydetti.