10 OCAK HAVA DURUMU

“Küresel ısınmanın etkilerinden mütevellit coğrafyamızda her ne kadar eski yoğunlukta kar yağışları yaşanmasa da, Trabzon’da kış mevsimi hayli soğuk ve sıkıntılı geçiyor. 

Özellikle geçtiğimiz hafta sonu il ve ilçelerde çok şiddetli yağmur yağdı.

Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur suları tenha olan cadde ve sokaklarımızda kafalarına göre takıldı.

Öyle ki, kimi önüne çıkan rögarla buluştu, kimi izini sürdüğü çukura yerleşti.

Sahil kesiminde bunlar yaşanırken kırsalda da manzara farklı değildi.

Yüksek tepeler yağan karla beyaza bürünürken, ırmak ve dereler önüne çıkan her şeyi aldı götürdü.

Yeşil renkte olan güzelim Sera Gölü bile Sera Deresi’nin taşıdığı çamurlu suyla kısa sürede kahverengiye döndü. 

Öte yandan akşam, 17.00 sıralarında yağmur diner gibi olunca, akaryakıt istasyonlarının oto yıkama ünitelerinde metrelerce kuyruk oluştu.

Fırsattan istifade aracını yıkayabilen yıkadı, amacına ulaşamayanlar tekrar başlayan yağmurla birlikte evlerinin yolunu tuttu.

Geçtiğimiz hafta sonu memlekette bunlar yaşanırken, hafta içi hava açık fakat yine de soğuktu.

Haftanın son iş günü, yani bugün termometreler 16 °C’yi gösteriyor.

Meteorolojiden alınan bilgilere göre yarın Trabzon’da hava yine parçalı bulutlu iken, Pazar günü şehrimizde yağmur bekleniyor.”

Tırnak içerisinde uzun uzadıya yazdığım, haber ve köşe yazısı olma değerinden oldukça münezzeh, can sıkıcı bu metnin göğsünüzün tam ortasına ağrılı şekilde bağdaş kurduğunun farkındayım.

Hatta birçok kişi satırlarımızı çoktan terk etmiştir.

Lakin biraz daha sabır gösterip meramımıza ulaşanların bizlere hak vereceğinden eminim.

Bu ülkede gazetecilere görevlerini yaptırmamak, dolayısıyla okurların haberle buluşmalarını engellemek için adeta yemin etmiş bir güruh var değerli okurlar.

Sanat, siyaset, iş dünyası, bürokrasi gibi aklınıza gelebilecek tüm alanlara sirayet etmiş bu sorunlu anlayış istiyor ki, yazılı, görsel ya da dijital medya mecralarında geçen enformasyon akışına yönelik içerikler, yazımın başında paylaştığım üzere sadece hava durumu değerlendirmelerinden ibaret olsun.

Çünkü bu insanlar bu memlekette yalnızca kötülükle besleniyorlar. 

Çünkü bu insanlar; İlime, bilime, çalışana, işsize, inanca, ateiste, kadına, erkeğe, kediye, köpeğe, ağaca, böceğe, hakka, hukuka, beyaza, maviye, umuda, özgürlüğe…

Velhasıl, kendi gibi olmayan her şeye düşmanlar.

Ne kadar uğraşırsa uğraşsınlar kazanan okurlar olacak.

Doğru, güvenilir habercilik peşinde ter döken ilkeli gazeteciler bu savaşı kaybetmeyecek!

10 Ocak Çalışan Gazetecileri Günü Kutlu olsun.

SENEYE ŞAMPİYONSUN TRABZON!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan 2024 yılına ait Yaşam Memnuniyet Araştırması sonuçları açıklandı. 

Araştırmalarda ülkemizde yaşam kalitesi ve mutluluk düzeyleri dikkate alınırken, Türkiye’nin en mutsuz 10 şehri belirlendi. 

İlk üçe değinelim.

Mutsuz insanların şehir nüfusuna oranı hesaplanarak hazırlanan bu sıralamada Diyarbakır zirveyi kimseye kaptırmazken, ikinci sırayı Antalya, üçüncüyü ise Trabzon aldı.

Durumu değerlendirecek olursak, ne yalan söyleyeyim bu sonuca biraz içerledim.

Zira zaman zaman şehir insanımızın mutsuzluktan öte öfkeli hallerini bu köşede dile getiren naçizane biri olarak şahsen şampiyonluğu bekliyordum.

Ama olsun.

Bizim insanımız azimlidir.

Eminim seneye şampiyonuz!

ÇOK HİSSELİ BİR KISSA

Sevdiği kıza kavuşamadığı için köyünü toprağını terk etmek isteyen gence bilge sorar:

- Mecnun, Leyla’sından vazgeçti mi?

“Hayır!”

- Kerem, ateşten kaçtı mı?

“Hayır!”

- Ferhat, dağları delmekten korktu mu?

“Hayır!”

- Peki, ya Kocadağlı Ahmet..(?)

Bir süre susup düşündükten sonra genç, "Onu hiç duymadım ki efendim..." Deyince bilge;

-Tabi duymazsın. Çünkü o vazgeçti. Unutma, vazgeçenler değil, gönlündeki için mücadele edenler yalnızca tarihe geçerler.