Yeni öykülere ihtiyacımız var!

Türkiye 80 milyonlu nüfusu ile orta doğuda ve Avrupa varlıklarıyla devasa bir ülkedir. Ama biz geleceğimizi çizemiyor, raporlar çıkarmada sıkıntılar yaşıyoruz. Sebebi, geleceğimizi biz belirlemiyoruz da ondan olsa gerek. Biz geleceğimizi hazırlanan dış kaynaklı raporlarla şekillendirmeye çalışıyoruz.

En son yapılan açıklamada belirsizliğin hâkim olduğu 2015 şartlarına rağmen, yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi devam ettiği belirtildi. Aralarında ağırlıklı olarak Suriyeli yatırımcıların bulunduğu yaklaşık 17 milyar dolarlık 245 birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştiği bildirildi.

Buda şunu gösteriyor. 

Türkiye ekonomisi, eskiden olduğu gibi kalıplaşmış ekonomi modeli ile değil yenilikçi, mücadeleci, ısrarcı ve inatçı kişiliği ile dünyanın kapılarını aşındırıyor. Her gün yeni fikirlerle, yeni ülkelerin kapısını çalıyor.  Sonuçlarını da almıyor değil. Her ne kadar komşu ülkelerle sorunlar yaşıyor olsak ta yurtta sulh dünyada sulh özdeyişi keskin kılıç gibi çevresine sallıyor.  

Dışarıda başarılara koşarken içerde hainlerle mücadelemiz devam ediyor. Bakın daha dün Sultanahmet Meydanını kana bulayan Arap asıllı Suriyeli haine, PKK nın dinmek bilmeyen saldırılarına ve daha nicelerine…

Böylesine karamsar tablo karşısında yabancı yatırımcı sayısının 2014’e göre yüzde 44 oranında artması ve milli ekonomiye katkılarının yükseldiğini görmek içimizi ısıtıyor.

245 ortak azımsanmayacak girişimdir, unutmayalım.

Çünkü açıklanan raporlara baktığımızda yatırımcıların ilgisi ve orta ölçekli işlemler pazarındaki hareketlilik, yatırımda zor bir yıl olan 2015 yılının ayakta tuttuğunu gösteriyor. 

Ülkemizde yaşanan terör olayları yüzünden son 30 yıldan bu yana iki yakamız bir araya gelmemesi, yurt içinden ve dışından saldırılar dünya gündemini takip etmekte iyi niyetli olanları zor durumda bırakıyor. Biz bir yandan kapımızı temizlerken diğer yandan mahallemizi koruma görevini üstleniyoruz.

Her şeye rağmen, yatırımcıların Türkiye pazarında tercih ediyorlar. Artık ülke olarak yeni bir öykü yazma zamanı gelmiştir.

İşe ‘Türk Malı’ algısını kuvvetlendirmekle başlamamız gerekiyor. Bu sayede kuvvetlenen Türk Malı algısı uluslararası piyasalarda kendini daha da güçlendirecektir. 

Hani az evvel dedim ya. Türk sanayicisi inatçıdır. İşte inatçı kimliğimiz rakiplerden farklı üretimlerle piyasaya çıkıyor, çıkmaya da devam ediyor. 

Zıpkın gibi genç nesiller direksiyonda harikalar yaratmaya devam ediyorlar, edeceklerde, bizlerde takipçisi olacağız. 

Yeni dünya düzenine geçmek için elimiz zengin; o halde;  

Ne duruyoruz?

 

Benim kitabımda çalıştığım kişileri veya firmaları tanıtmak ağırlıktadır. İlk kez eleştireceğim bu firma için… 

Trabzonluyuz hatta Oflu’yuz diye her yere imzamızı atarız değil mi?

Ama ticaretle uğraştığını zanneden bir kişi Trabzonluları lekeliyor. Tüm Of’lu ağabeylerimi Of’lu dostlarımı; bu cümleden dolayı tenzi ediyorum. Sevgili Ali Osman Ulusoy ağabeyimi de bu vesile ile rahmetle anıyorum. Çünkü Of’lu, o kişinin belleğinde ki Of’lu olamaz. 

Canımı sıkan olaya, sözde kendini Of’lu olarak tanıtan kişi neden oldu.

Ekonomi gazetecisi olarak 30 yıldan bu yana Türkiye’nin yaklaşık 30 ilinde Dünya Gazetesi temsilcisi olarak kent ekleri ve sektör ekleri hazırlayarak ülke genelinde birçok işadamı ile tanıştım. Son 12 yıldan beride Trabzon’da il, ilçe ve sektör ekleri hazırlamaya devam ediyorum. Düşük bedellerle hazırladığım eklerle il ekonomilerine katkı sağlamaya çalışıyorum. Gümüşhane ve Of dâhil olmak üzere…

Bu vesile ile katkı sağlayan tüm sanayicilere en derin teşekkürlerimi iletiyor saygılarımı sunuyorum.  O hariç…

Uzatmak istemiyorum. Bilirsiniz reklam sizi en iyi yansıtan tanıtım aracıdır. Yaklaşık 3 yıl önce hazırladığım bir il ekinde firmaya ait reklam (kendi isteğiyle) kullandım. Doğal olarak ta kullandığım reklam karşılığında fatura çıkardım. Konuya muhatap olan ve İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ sektöründe faaliyet gösterdiği zanneden kişi, 3 yıl boyunca  (başım ağrıyor, karnıma kramp girdi, telefonlara çıkmama, faturayı düşür de gel gibi) çeşitli bahanelerle kendine göre zaman kazandıktan sonra ‘SANA BORCUM YOK, SEN KİMSİN’ diyerek kapıyı gösterdi. Ben bunları hak etmedim. Onur kırıcı, üzücü ve yalancı tavırları beni bu yola itti.

Bende artık fatura karşılığını istemiyorum.  Ve ihbar ediyorum.  

‘O’ firmayı ‘ES’ geçin. 

Firmayı merak edenler veya iş sağlığı firmasına ihtiyacı olanlar artık dikkat etsinler. 

Borç artık sorun değil kişi, yeter ki adil olsun.

 

Evet evet, Karadeniz Bölgesi Cevdet bey sayesinde kahve kokacak. İnşaat mühendisi eğitimi alan ancak ilgisini gıda sektöründe yoğunlaştırarak kahve sektörüne adım atan genç işadamı Trabzon’un adına kahve tadıyla taçlandıracak. 

Trabzon merkez olmak üzere, tüm Karadeniz - Marmara ve Ege bölgesi de kahve kokusundan faydalanacak. 

Evet Karadeniz kahve kokacak… 

Detaylar eminim sizi heyecanlandıracak. Bekleyin…