Enflasyon ve pahalılıktan içimiz kararmışken, bir de ligin en deneyimli ve formda hakemi dedikleri Atilla Karaoğlan'ın saçma sapan düdüklerinden sonra çıkan kartların ardından, bir de maçın ilk diliminde oynanan kısır döngü oyuna değinme yerine, tribünlerdeki coşkuya demek hafif kalacak. İnanılmaz şölene yetmez. Fair Play örneklerini veren iki takımın taraftarlarının sundukları güzellikleri öne çekerek yazıma başlamayı yeğeledim. İki takımın taraftarları, tribünlerde "ölmeye ölmeye geldik" saçmaladığı sloganlar yerine "eğlenmeye eğlenmeye geldik" meşalesini yaktılar, kutlarım sizleri. Teşekkürler, sizlere örnek Trabzonspor ve Göztepe taraftarlarına.
Şimdi biraz olsun kafa dağıttıktan sonra gelelim maça; bir tarafta kendi evinde kaybetmeyen, ligin en az gol yiyen takımı, diğer tarafta kazanırsa lig ikinciliğine yükselecek Trabzonspor. Bir deyimle, bu maç bordo-mavililer için erken ama şampiyonluk yarışında önem arz eden bir sınavdı. Özellikle ilk yarıda, ev sahibi ekip oyunu kendi alanında kabul edip sonuca gitmek isterken, sert futbol oynamayı da ihmal etmediler. Buna karşın bordo-mavililerin, benim de sıkça şikayetçi olduğum topsuz oyunu sevmediklerini Trabzon’da bırakınca ortaya kora kor bir mücadele çıktı. Ancak her şeye rağmen, bununla birlikte gol atma isteğini de ihmal etmeyen taraf Trabzonspor’du! Ancak bu istek yeterli değildi gol için. Kilidi açmak için çilingir gerekliydi. O da son haftaların formda golcüsü Muçi, sahne alıp iki şık golle takımını galibiyete taşıdı. Her ne kadar Pina’nın atılışından sonra Göztepeli Denis’in golü ile birlikte bordo-mavililerin kalesinin nefes kesen ablukaya alınışını, aynı güzellikte hep birlikte yardımlaşmanın örnekleri ile kalelerini korumaları takdire şayandı.
VİYA BÖYLE, TRABZONSPOR VİYA BÖYLE, MUÇİ TEMENNİSİ İLE... SON SÖZÜM BİRLİK ÇAĞRISI YAPANLARA… Trabzonspor hiçbir zaman bugün olduğu kadar kol kola, omuz omuza olmadılar. Hele bir yazar var ki, ikide bir bu takımı pamuklara sarın diyor. Benim bildiğim pamuk, ölülere sarılır, hiçbir kimse iş aramasın. Daha doğrusu öküzün altında buzağı aramayın... Herkes işini yapsın, vesselam...