Trabzon 2. Kitap Günleri’nin konuklarından olan yazar Ahmet Ümit, 61saat’in sorularını yanıtladı. Trabzon’a her gelişinde büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Ümit, kente olan sevgisini şu sözlerle anlattı:
“Bir Trabzon’u zaten çok seviyorum. Neredeyse her yıl geliyorum. Daha önce kitap mağazalarına gelmiştim. Bu yıl da kısmet oldu, kitap günlerinin ikincisine katıldım ve muhteşem ilgi var. Siz de görüyorsunuz zaten… Olağanüstü bir ilgi var.”

Ümit, Trabzon’un genç nüfusu, üniversite yapısı ve kültürel potansiyeliyle kitap fuarını fazlasıyla hak ettiğini belirtti:
“Trabzon’a kitap fuarı yakışıyor. Şart. Bu kadar genç insanın yaşadığı bir şehirde kitap günlerinin geleneksel hâle gelmesi gerekiyor. Hatta belki yılda iki kere bile yapılması gerekir. Çünkü belli ki çok büyük ilgi var.”

“İnatçı olun, çok okuyun, zevk için yazın”

Ünlü yazara, yazmak isteyen gençlere tavsiyeleri de soruldu. Ümit, yazarlık sürecinin zorluklarına dikkat çekerek gençlere üç temel öneri verdi:
“Öncelikle inatçı olmaları lazım. Çünkü yazmak çok para getiren bir iş değil. Aileden, çevreden ‘yazmayın, yapmayın’ baskısı gelebilir. O yüzden inatla yazmaları gerekiyor.
İkincisi, çok okumaları lazım. Yazmak için bilmek gerekir; bilmeden yazamazsınız.
Üçüncüsü de yazarlığı para için değil, zevk için yapmaları. Bu şekilde devam ederlerse mutlu olurlar. Çok başarılı olurlar mı bilmiyorum ama mutlu olurlar.”

“Roma’dan sonra gözüm Trabzon’da”

Ahmet Ümit, yeni kitabının Roma’da geçtiğini hatırlatarak ileride Trabzon’un da romanlarına konu olabileceğini söyledi:
“Trabzon bizim kadim şehirlerimizden biri. Osmanlı öncesine uzanan çok eski bir tarihi var. Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri ve olağanüstü hikâyeleri var. O yüzden çok cezbediyor. İnşallah ömrüm yeterse Trabzon’un da içinde geçtiği bir roman yazmayı çok isterim. Belki bir Osmanlı romanı olur. Bir Kanuni, bir Yavuz Sultan Selim… Niye olmasın?”

“Kitap günlerini mutlaka geleneksel hâle getirelim”

Sözlerinin sonunda Trabzon’a çağrıda bulunan Ümit, kitap günlerinin devamlılığının önemine dikkat çekti:
“Lütfen bu kitap günlerini geleneksel hâle getirelim. Mutlaka her yıl en az bir kere yazarla okurun buluştuğu bir kitap fuarı yapalım.”