Eğitim Sen Şube Başkanı Muhammet İkinci'den üniversite sınavları için yapılan ücretlere tepki geldi.

Eğitim Sen Şube Başkanı Muhammet İkinci açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Halkımızın dişinden tırnağından artırarak kurduğu KİT’leri özelleştirerek yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çeken,  kamu varlıklarını haraç mezat elinden çıkaran siyasi iktidar, uyguladığı politikalar ile halkımızı derin bir yoksulluğun içine sürüklediği yetmiyormuş gibi  adaletsiz vergi sistemi ve art arda yapılan zamlarla yaşamlarımızı  güçbela sürdürülebilir bir duruma getirdi.

Emeği ile geçinen geniş halk kesimlerinden topladığı vergilerden oluşan bütçeyi her fırsatta bir avuç mutlu azınlığın, sermaye sınıfının çıkarına  kullanmaktan imtina etmeyen siyasi iktidar,  ölçüsüzlüğü  “yok artık, bu kadar  da olmaz ki“  noktasına taşımış bulunuyor.

“Siyasi iktidar çocuklarımızın gelecekleri ile ilgili hayallerini adeta ticari birer meta olarak değerlendiriyor.” 

Eğitimin laik, bilimsel ve kamusal niteliği aşındırılarak yaratılan fırsat eşitsizliği yetmiyormuş gibi şimdi sıra çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için dönüm noktası haline getirilen sınavları dahi gelir kapısı olarak görmeye geldi. Bunu kabul etmek mümkün değil. Siyasi iktidar çocuklarımızın gelecekleri ile ilgili hayallerini adeta ticari birer meta olarak değerlendiriyor.

Geçtiğimiz Ocak ayında, 260 TL olan YÖK DİL Sınavı başvuru ücretini %88’in üzerinde zam yaparak 490 TL’ye çıkaranlar bugün de yaklaşık 4 milyon öğrencinin başvurması beklenen Yükseköğretim Kurumları Sınav ücretine %156 zam yaptılar. Yani YKS kapsamındaki her oturum 115TL’den 295 TL’ye çıkarıldı.

Böylelikle sadece TYT’ye girecek adaylar 295,00 TL, lisans öğrenimi için TYT ile birlikte AYT veya YDT’den herhangi birine girmek isteyen adaylar 590,00 TL sınav ücreti ödemek zorundayken TYT, AYT ve YDT’nin tümüne girmek isteyen adaylar ise 885,00 TL sınav ücreti yatırmak zorunda bırakılmıştır.

Üstelik fahiş oranda zam yapılan sınav giriş ücretleri depremzede adaylardan dahi talep ediliyor!

Deprem bölgesinde yıkılan okullar, yapılamayan dersler, sarılamayan acılar, giderilemeyen travmalar yokmuş gibi davranılıyor. Siyasi iktidarın her fırsatta depremzedeler ile ilgili gösterilmesini istediği  hassasiyetteki samimiyet yoksunluğu çırılçıplak karşımızda duruyor.

Bir tarafta siyasi iktidar temsilcilerinin şatafatlı yaşamı, diğer tarafta sınav ücretlerini ödeyebilmenin derdine düşenlerin yaşamı!  21. asrın birinci çeyreği tamamlanırken yaşadığımız ülke gerçekliği budur. Bir tarafta işçi ve memur ücretlerine yapılan yüzde %49 zam, diğer tarafta ücretsiz olması gerekirken %156 zam yapılan sınav ücretleri! Bu yaman çelişkinin izah edilmesi gerekiyor.

Satın alma gücünün bu denli gerilediği, gelir adaletsizliğinin uçuruma döndüğü bir ülkede öğrencilerin sınav ücretlerine yapılan bu zamlar siyasi iktidarın halktan ne kadar koptuğunu gözler önüne seriyor. Yoksa markette, çarşıda, pazarda el yakan fiyatların, fahiş kiraların, zamların halkın yaşamını nasıl zorlaştırdığını görmemek mümkün değil.

Eğitim Sen olarak tüm yurttaşlarımıza açık çağrımızdır! Biz gerçekleri her platformda dile getirmeye; çocuklarımızın, gençlerimizin düşlerinin peşinden gitmeye devam edeceğiz. Gelin birlikte sorumluluk alalım, çocuklarımızın eğitim hakkına, gelecekle ilgili umutlarına dayanışmayı büyüterek sahip çıkalım.