Artık bu takımın pes etmeme refleksi var, net.
Taraftar tribünde, takım sahada, gidişat ise yavaş yavaş bir karaktere dönüşüyor.
Ama maçtan çok konuşulan başka bir şey var:
Fatih Tekke’nin sözleri.
Hoca çıktı dedi ki, “Herkes elinde sopayla bekliyor…”
Kibrit çaktı, bıraktı.
Devamını getirmedi.
Getirse gündem başka olurdu, getirmediği için konu havada asılı kaldı.
Peki soru şu: Trabzonspor kötü gitsin diye bekleyen kim?
Varsa kim?
Hoca camiayı mı işaret etti, yoksa kulislerde başka yüzler mi var?
Taraftar mı? Sanmıyoruz.
Çünkü Papara Park’taki sevgi, deplasmanda takımın yanında duran kitle ortada. Bu camiada hocaya karşı sevgi ve sabır var, eleştiri olsa da nefret yok. O söz içe mi, dışa mı, masanın altına mı söylendi ilerleyen haftalarda daha net konuşulur. Ama bugün o defteri bir süreliğine kapatmak gerekiyor.
Çünkü bugün Trabzonspor’un günü
Çünkü Galatasaray - Fenerbahçe ile oynuyor.
Çünkü çıkacak neredeyse her sonuç Trabzonspor’a yarıyor.
Beraberlik?
En tatlısı.
Puan farkı maç fazlasıyla 1’e indi, ligin yarışı daha yeni başlıyor.
Trabzonspor artık geriye düşmekten korkmuyor, çevirebileceğini biliyor.
Bu özgüven az şey değil. İlk yarıdaki aksama, Folcarelli – Savic – Augusto üçlüsünün yokluğuyla açıklanabilir. Bouchuari ilk maçı olmasına rağmen taşın altına elini koydu, ağır da değil.
Ama başka bir gerçek daha var: Skoru aldıktan sonra oyunu tutamama problemi hâlâ masada.
Çok pozisyon veriliyor, çok risk alınıyor. Geri dönüşler güzel ama koruma da lazım.
Muçi defteri bambaşka
Penaltı aldı. Gol attı. Oyun akıttı. Bu çocuk büyüyor. Trabzonspor da onunla birlikte büyüyor. Özgüven gelince ayaklar da açılıyor, belli.
14 hafta geçti, sorun hâlâ aynı noktada duruyor. Kanatlardan katkı yok, çaba var ama üretim yok.
Bu yüzden ilk hamle net: kanat transferi. Ve hemen arkasından stopere ek güç.
Stoperde Okay tartışılıyor, biliyoruz. Ama unutmayalım; Trabzonspor’un son şampiyon hocası da aynı tercihi yapmıştı. O dönem de Baniya kulübede bekliyordu. Tekke de aynı yolu izliyor. Demek ki asıl sorgulanması gereken isim belki de Okay değil, Baniya.
Elbette Okay’ın ayak kalitesi onu bu bölgede değerli kılıyor ama bu kalıcı çözüm mü? Hayır. Sadece özveriyle bugünü kurtaran bir yapı…
Her maç hikaye yazan bir Trabzonspor var. Geri dönüyor, tutunuyor, direniyor.
Bu takım düşse bile kalkabileceğini biliyor. Henüz yolun ortasındayız ama sinyaller net: Bu takım hem skoru çevirebilir hem de ileride skoru koruyabilir. Eksikleri tamamlamak şartıyla…
Trabzonspor bugün hesap kapatmaz, hikaye büyütür. Kavga zamanı değil, hamle zamanı.





