Trabzonspor’un yalnızca kupa odaklı bir kulüp olmadığını vurgulayan Aşık, “Her anlamda örnek gösterilen bir kulüp olmak zorundayız” diyerek hem ekonomik modele hem de sportif vizyona dair çarpıcı değerlendirmeler yaptı.
Aşık, Trabzonspor sevgisinin çocuk yaşlarda başlayan kişisel hikâyesini, kulübün ekonomik dönüşüm hedeflerini, altyapı politikasını ve Trabzon şehrinin ruhuna uygun kadro yapılanmasını ayrıntılarıyla anlattı.
İşte Mustafa Cem Aşık’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler:
“Efsane kadro ile bir arada büyüdüm”
“Klişe gibi gelebilir ama ben gerçekten Trabzonspor ile büyüdüm. 3-4 yaşlarındayken Avni Aker’de Şenol Güneş’in elini tutarak seremoniye çıkıyordum. O efsane kadronun tüm futbolcuları beni çok severdi. Sahada hakem gelene kadar topla oynar, boş kaleye gol atınca tribünlerden alkış alırdım. Bir çocuk için bundan büyük mutluluk olur mu?”
“4 yaşında okuma öğrendim, alfabeyi Ş-E-N-O-L ile çözdüm”
“Evimizde sürekli Trabzonspor konuşulurdu. Gazeteleri açtırıp spor sayfalarını okuttururdum. Manşetlerde en çok Şenol Güneş olduğu için okumayı ‘A-B-C’ ile değil, ‘Ş-E-N-O-L’ harfleriyle öğrendim. Bu sayede ilkokul 1’i atlayıp 2. sınıftan başladım.”
“Trabzonspor bir kulüp değil; bir yaşam biçimi”
“Trabzonspor benim için galibiyetlerle sınırlı olmayan bir sevgi. Hırsımızı, inadımızı, karakterimizi ifade eden bir değerler bütünü. Çocukluğumdan beri bu kulübe hizmet etmeyi hayal ettim.”
“Yönetici olmak dinlenmemek, çok çalışmak demek”
“Trabzonspor’da yönetici olmak milyonların sorumluluğunu taşımaktır. Taraftarken 10 milyon kişiden biriydim, şimdi yönetimde 21 kişiden biriyim. Hata yapma lüksünüz yok; üretmek ve katkı vermek zorundasınız.”
“Borç kontrollü şekilde azalıyor”
“Kulübün gelir-gider dengesi uzun yıllar bozuldu. Her ay 5-6 milyon Euro açık veren bir yapıdan söz ediyoruz. Gelir getirici projeler, alınan arsalar, sponsorluklar ve genç oyunculara yatırım sayesinde borcu kontrollü şekilde azaltmaya başladık.”
“Ligin en yaşlı kadrosuyduk, şimdi en genç kulübüz”
“Transfer politikasını kökten değiştirdik. Genç, potansiyel taşıyan yabancılar ve altyapıdaki güçlü jenerasyon üzerine bir sistem kuruyoruz. U19 takımımızın Juventus ve Inter’i eleyerek Avrupa 2.’si olması bu potansiyelin göstergesi.”
“Trabzon insanının DNA’sı mücadeledir”
“Şehrimizin karakteri bellidir: Mücadele, dik durmak, inanç ve inat. Trabzonspor’un kadrosu da bu ruha uygun olmalı. Portekiz, Hollanda, Belçika modeliyle doğru sistem, doğru planlama ve doğru oyuncu profiline odaklanıyoruz.”
“Trabzonspor her alanda örnek olmalı”
“Yalnızca sahada değil, toplumsal duyarlılıkta da öncü olmak zorundayız. Kadınların yönetime girdiği ilk dönemimiz bu. Sosyal sorumluluk projeleriyle fark yaratıyoruz.”
“Gençlere tavsiyem: Kendinizi tanıyın”
“Bir işi başkası yapıyor diye seçmeyin; kendi gücünüzü keşfedin. Merak edin, araştırın, iletişime önem verin. Gelecekte fark yaratacak olan teknolojiden çok insanın kalbinden konuşabilme yeteneği olacak.”