Trabzonspor’un Yunan yıldızı Taxiarchis Fountas: Ben hiç şampiyonluk ya da kupa kazanmadım. İki yıl önce burada yaşananları gördüm ve bu şekilde bir duyguya, böyle bir sevinci yaşamaya ihtiyacım var. Umuyorum Trabzonspor’da yaşarım, neden olmasın?
Trabzonspor’a gelirken neyi hedeflediniz? Bordo-Mavili kulüpte yaşadığınız süreci değerlendirebilir misiniz?
Amerika’dan Avrupa’ya giderken menajerim aradı, ‘Sana büyük bir kulüp buldum, Trabzonspor’ dedi. Hemen karar verdim, zaten Trabzonspor’da Yunan oyuncular vardı. Ne kadar doğru karar verdiğimi zaman geçtikçe daha da iyi anlıyorum. Alışma süreci dahil hiç zorluk yaşamadım ve burayı çok seviyorum. Trabzonspor’a gelmemde şampiyonluğun güçlü adayı olması etkili oldu. Çünkü ben hiç şampiyonluk yaşamadım, bunu yaşamaya, kupa kazanmaya ihtiyacım var. İki yıl önce şampiyonlukta yaşananları gördüm ve bu şekilde bir duyguyu tatmayı, bu sevinci yaşamayı çok istiyorum. Umuyorum Trabzonspor’da yaşarım!
- Eşiniz ve çocuğunuzla örnek bir aile profili çiziyorsunuz. Bunun futbol hayatınıza etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Elbette, benim için en önemli şey aile. Eğer ailenizle aranız iyiyse, daha sonrasında bence her şey mükemmel olur, her şey iyi olur. Her gün mutlu olursunuz. Bu sayede antrenmanlara ve takımınıza daha iyi odaklanabilirsiniz.
- Kulüpler sizi niye tercih ediyor? En çok hangi özelliğinizin kulüplere cazip geldiğini düşünüyorsunuz?
Sanırım ilk olarak oyuncular arasında bekleneni veren biriyim. Takımım için her şeyi, sonuna kadar ve büyük bir istekle yaparım. Sahada ya da antrenmanda. Takımıma yüzde yüzümü veririm.
- Pozitif bir görüntünüz var. Saha içinde ve dışında sizi en çok ne kızdırır? Bunlarla ilgili direkt karşılaştığın bir olay oldu mu?
Evet bazen sahada koşuyorsunuz, bazen gözleriniz kapanmış gibi oluyor. Ona rağmen sahada sorun yaşamıyorum kolay kolay. Dışarıda da zaten sakin biriyimdir ve hiç sorun yaşamam. Başkasına değil de bazen kendime kızıyorum, iyi bir pas veremezsem ya da bir gol kaçırırsam.
- Bir hücum oyuncusu olarak şu ana kadarki gol ve asist istatistiklerinizi değerlendirebilir misiniz? Daha çok olabilir miydi?
Aslında eğer bu istatistikler düşükse belki de takımınıza yardımcı olmuyorsunuzdur. Ama bu seviyede oynarsanız, daha çok gol atıp asistler yapabilirsiniz çünkü iyi oyuncularla oynuyorsunuzdur. Bildiğiniz gibi burada birçok gol atıp asistler yapmam gerekiyor çünkü her şeyi Trabzonspor için yapıyorum. Daha iyi olacak, bunu göreceksiniz.
- Geliştirmeniz gereken bir eksi yönünüz var mı?
Sanıyorum 4 yıl öncesine kadar ceza sahasına yaptığım koşularla oynuyordum. Ancak futbol oynarken sahada artık daha çok aklımı kullanıyorum ve anlıyorum. 28 yaşındayım ve artık daha çok akıllıca oynuyorum, çünkü zihninizde odaklanabilirseniz sonrasında her şey net oluyor. Hepsi bu.
- ‘Keşke yapmasaydım’ dediğiniz, pişman olduğunuz bir olay var mı?
Evet bazen kırmızı kart gördüğünüzde ya da sahada bir oyuncu ile kavga ettikten sonra bazen dışarı çıkarsınız ve hala kızgınsınızdır. Çünkü belki de sizin ittiğiniz ya da sizi iten başka bir oyuncu vardır ve aslında kırmızı kartı o hak ediyordur. Ama ne olursa olsun unutmanız gerekir çünkü aklınızda tuttukça durum değişmez, aynı kalır. Bir sonraki maça da bu şekilde kızgın çıkarsanız başka sonuçlar ortaya çıkabilir. Öteki oyuncular sizi görecektir ve birazcık bile dokunsanız başkasına ‘Taxi kızgın’ diyecektir. Aslında mental bir kayıptır bu. Bu durumda oyuna odaklanmayı deniyorum çünkü kendim için ve takımım için en iyisini yapmam gerekiyor. Başka bir oyuncu ile kavga edip takımımı 10 kişi bırakmaktan ve onların kaybına yol açmaktan hoşlanmıyorum. Ne benim için ne de kulüp için iyi değil.
- Şu ana kadar 10 farklı takımda forma giydiniz. Genel bir değerlendirme yaparsanız, bu kulüplerde ve bulunduğu şehirlerde sizi etkileyen detaylar var mı?
Büyük şehirleri seviyorum, İstanbul ya da Atina gibi. Ama futbolcu olarak bazen basit olana, sakinliğe de ihtiyaç duyarsınız. Çok fazla insan değil, çok araba ve trafik değil. Bunun gibi. Fakat Trabzon’u seviyorum. Şehre geldiğimde burayı çok sevdim ve neden bilmem ama burada 5 yıl, 10 yıl kalabilirim dedim. Neden bilmiyorum, bunu tam olarak izah edemem ama burada bir şeyler hissediyorum. Eşim de öyle. Hoş bir yer, insanlar iyi ve şehri seviyorum.
- Trabzonspor taraftarı ile ilgili ne söylemek istersiniz? Trabzonspor dışında hangi kulübün taraftarı sizi etkiledi?
İki yıl önce şampiyonluk kazanıldığında burada yaşananları gördüm. Videoyu buraya gelmeden önce izledim. İyi taraftarları olan AEK Atina ve Rapid Vien’den sonra Trabzonspor’un daha agresif ve çılgın taraftarı olduğunu gördüm, takımlarını çok seviyorlar. Ben de bu taraftarları çok seviyorum çünkü onlar sizi itekler ve siz de takım için daha fazlasını verirsiniz, gol atarsınız ve kazanırsınız. Her hafta sonu bizimle birlikteler, stadyuma gelirler ve Trabzonspor’u desteklerler. Böylece her maçı 12 oyuncu ile oynuyoruz. Böylece savunmada ekstra bir oyuncunuz olmuş oluyor. Bu da bizim için önemli.
- Sizi en çok ne baskı altına alır? Bunu aşmak için kişisel gelişim anlamında yardım alıyor musun?
Tam olarak kaç yıl önceydi hatırlamıyorum, fakat psikoloğa görünmüştüm. Bunu söylüyorum çünkü bu yanlış değil. Biraz sorunlarım vardı, yetenekli bir oyuncuydum ancak genel anlamda ileri değil geri gidiyordum. Problem buydu ve ben de psikoloğa göründüm, bana çok yardımcı oldu. Artık psikolojinin bir oyuncu ya da bir hoca farketmez, herkes için önemli olduğunu düşünüyorum. Psikolojinin bendeki yeri çok yukardadır, eğer iyi bir psikolojiniz yoksa her şey bitmiş demektir. Bu nedenle de benim için de çok önemlidir.
- Yaşadığınız zorluklar karşısında hiç pes etmeyi düşündün mü?
Bunu, Amerika’dayken yaşadığım zorbalıklardan sonra hissettim. Çünkü iki oyuncu bana ırkçı olduğumu söylemişti. Ben asla ırkçı olmadım. Her seferinde evime gidip ve ifademi mazur görün ama eşime bu lanet futbolu oynamak istemediğimi söyledim. Her gün ağladım çünkü öyle şeyler söylememiştim. En gençten en yaşlısına kadar herkese saygı duyarım. Bu yaşanandan sonra her şeye farklı bir şekilde bakmaya başladım. Çünkü bazen insanlar sana yardımcı olacaklarını söyleyerek yanına geliyorlar, ama sizi sırtınızdan bıçaklıyorlar. Bu tarz insanlara hayatımda ve ailemde istemiyorum. Benim ve ailem için ABD kariyerimdeki büyük bir hataydı.
- Küçüklüğünde örnek aldığın futbolcu var mıydı? Sizce dünyanın en iyi 4 futbolcusu kim?
Benim favori takımım Barcelona, çünkü orada iyi oyuncular oynadı. Ronaldinho gibi, Xavi gibi, Messi gibi. Evet, bazen bu hayata ihtiyacım olduğunu söylüyorum. Messi gibi, Xavi gibi, Iniesta gibi kariyere, isme sahip oyuncular. Ve bu asla tahmin edebileceğiniz bir durum değil. Bazen bu üst seviyeye ulaşamasanız ama biraz da olsa başarabilirsiniz. Fakat her gün kendiniz için deneyebilirsiniz, kendiniz adına. Hepsi bu kadar. En iyi 4 isim; ilk olarak Messi diyorum. Sonra Iniesta, Xavi ve Cannavaro, Madrid’in savunma oyuncusu
- Futbola yeni başlayacak olanlara ve altyapıdaki oyunculara ne önerirsiniz?
Kendim için de konuşabilirim çünkü ben de genç bir oyuncuydum. Okulu pek sevmiyordum. Babam beni arar, okula gidip gitmediğimi sorardı ve gittiğimi söylerdim. Hâlbuki telefonu kapatır uyurdum. Bu nedenle sadece futbola odaklanıyordum. Futbolu sever ve ona odaklanırdım. Fakat şu anda genç oyuncular için şunu söyleyebilirim ki futboldan çok okula odaklanmaları gerekiyor. Elbette ikisini dengeleyebilirseniz en iyisi budur. Bazen çok yetenekli olmasa da ebeveynler maddi sebeplerden çocuklarını futbola zorluyorlar. Bunu hissediyorum. Fakat bazen çocuklar futbolu sevmiyor olabilir. Tenis, basketbol vb. seviyor olabilirler. Eğer masterchefi seviyorsanız, masterchefe gidin. Eğer futbolu sevmiyorsanız, sevmiyorsunuzdur. Genç çocuklara söylüyorum; tabi ki futbolu çok seviyorsanız, hep pozitif olun, her gün üst düzey çalışın ve böylece bir gün Trabzonspor için oynayacak ve büyük bir isim sahibi olacaksınız.
- Maç içi veya dışında ilginç bir olay başınıza geldi mi?
Evet, Rapid Wien’de komik bir anım vardı. Maçta antrenörümüz beni oyundan almıştı. Ve son maçtı ve ben de ikinci kalecimiz ile kulübede oturuyordum. Birden şortumun önüne soğuk su döktü. Olayı görmeyenler için yanlış anlayacakları şekilde! Ben dışarı çıkmaya çalışırken onlar da olayı videoya çekiyorlarmış. Daha sonra çok samimi olduğumuz için fizyoterapist de geldi ve yüzüme su fırlattı. İyi bir hatıra olduğu için o olayı unutmuyorum. Ertesi gün o olay ve tepkilerimin instragramda 1-2 milyon izlenme olduğunu gördüm. Şok olmuştum ama iyi bir anıydı.
- Şu ana kadar unutamadığın, seni çok etkileyen maç ve gol var mı?
İlk defa AEK Atina ile İngiltere’ye gitmiştik ve Everton’a karşı oynamıştım. O maçta iyiydim ve Everton’a iyi de bir gol atmıştım. Bu golü asla unutmadım çünkü belki İngiltere’nin en iyi takımı diyemem ama üst seviye takımlardan birine karşı fark yaratarak oynamıştım.
- Futbol dışındaki zamanlarında neler yapmaktan hoşlanırsın? Futbolcu olmasaydın hangi mesleği yapabilirdin?
Çoğunlukla ailemle vakit geçiriyorum, çocuğumla, eşimle. İzin günümüz olduğunda dışarı yemek yemeye çıkıyoruz, biraz yürüyüş yapıyoruz. Bazen oğlumla oyun oynarım, Taxi Junior. Bazen de evimde playstationda Call of Duty oynarım. Yemek yapmayı çok severim, masterchef gibi. Futbol oynamasaydım, masterchef tarzı programlara gidebilirdim.
- Trabzon şehri, yemekleri veya kültürüne alışabildin mi?
Burayı seviyorum çünkü Türk halkı ve Yunan halkı aynılar. Çok fazla farklılık yok. Yemek, karakter vb. Burada olmayı seviyorum ki 5-10 yıl burada sorunsuz kalabilirim. Bunu başka bir oyuncuya söyleseniz sen deli misin der. Hayır, gerçekten söylüyorum. Hiçbir sorunum yok çünkü hayatın burada çok kolay olduğunu hissediyorum. Türkiye’de büyük bir takımda oynuyorsunuz. İyi bir eviniz var ve insanlar gerçekten iyiler, bunu hissedebiliyorsunuz. İyi bir takımda oynuyorsunuz ve her şeye sahipsiniz. Burayı seviyorum. Belki bana inanmıyor olabilirsiniz, ama doğruyu söylüyorum.