Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, yönetim kurulu adına yaptığı açıklamada tarım arazileri, çayır ve meraların amaç dışı kullanılamayacağını, buralara ‘Yapı kayıt belgesi’ düzenlemeyeceğine dikkat çekti.
Pehlevan, yazılı yaptığı açıklamada buralarda ‘Kanunun yerine getirilmesi’ gerektiğini net bir dille ifade etti.
Pehlevan, “mera, yaylak ve kışlaklardaki yapılaşmalar Anayasanın 45’inci maddesine göre “Yapı Kayıt Belgesi” verilemez verilmesi Anayasaya açık bir şekilde aykırıdı" dedi. 

“Kanunların gereği yerine getirilmelidir” başlığı ile açıklama yapan Pehlevan, şu ifadeleri kullandı: 

Anayasanın 45 inci maddesinin birinci fıkrasında “Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletmelerin araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümden de anlaşılacağı üzere 4342 sayılı Mera kanunu, 6831 Orman Kanunu ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu kapsamındaki alanlarda yapı kayıt belgesi düzenlenemeyeceği, düzenlenmiş olsa bile ilgili yapıların bu belgenin sağladığı haklardan yararlandırılamayacağı ve Anayasaya açık bir şekilde aykırıdır.

Kanuna ilişkin gereği çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribatını önlemek görevi Devlete verilmiştir. Hal böyle iken mera, yaylak ve kışlaklardaki yapılaşmalar Anayasanın 45’inci maddesine göre “Yapı Kayıt Belgesi” verilemez verilmesi Anayasaya açık bir şekilde aykırıdır.

4342 sayılı Mera Kanununun 4. Maddesi “…Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz,…”hükmü yer almaktadır.

7143 sayılı Kanuna istinaden 06.06.2018 tarih ve 30443 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan“ Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar” tebliğinin “Hazineye ve belediyeye ait taşınmazlar üzerindeki yapılar “ başlıklı 7. Maddesinde “(1) Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, bu taşınmazlardan özel kanunları kapsamında kalan bu özel kanunlara göre değerlendirilmesi gerekenler dışında kalanlar Bakanlığa tahsis edilir…” hükmü ile özel bir kanun olan 4342 sayılı Mera kanunu, 6831 Orman Kanunu ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu kapsamındaki alanların Yapı kayıt belgesi verilecek alanlar dışında kaldığı açıkça ifade edilmiştir.

İŞGAL VE TECAVÜZ OLARAK DEĞERLENDİRİLEREK... 

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK)Tarım ve Orman Bakanlığının görüş yazısı  “…Yapı Kayıt Belgesi hakkındaki yazısında belirtilen 3194 sayılı Kanunun geçici 16’ıncı maddesi ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında kalan alanlarda Yapı Kayıt Belgesinin düzenlenmemesinin gerektiğini, bu alanlarda yer alan yapıların işgal ve tecavüz olarak değerlendirilerek ilgili mevzuatınca suça konu olacağı, yapı kayıt belgesi verilmesinin mera alanlarına yapılan müdahaleleri çoğaltacağı, yapı kayıt belgesi düzenlense dahi mülkiyete hak teşkil etmeyeceği hususlarında yanlış uygulamaların önüne geçilmesi ve yazı doğrultusunda gerekli işlemlerin yapılması…” hususların belirtildiği görüş yazısı ortadayken “Giresun ili, Bulancak İlçesi Döngeri köyü Gölyanı obasında bulunan kullanım yerine yapı kayıt belgesi alarak enerji bağlantı talebinde bulunan M.D’e enerji verilmesi hususunda Giresun İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne yapılan müracaatta ilgili Kurumun bağlantı izni ile ilgili talebi uygun bulmadığı, ayrıca Şirket bölgemizde bu tür taleplerinin karşılanamaması nedeniyle vatandaşların şikayet başvurularında bulunduklarından bahisle mera kapsamında kalan alanlarda bağlantı taleplerinin karşılanmasında nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda kurumunuzun görüşlerinin gönderilmesi…” talep edilen T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Alt yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü S.K’nın “…,özel kanunlar uyarınca yıkım kararı alınıp yapı yıktırılmadığı sürece bu yapılara elektrik, su ve doğalgaz bağlanması gerekmektedir. 

Belirlenen sebeplerle, orman, mera vb. alanlarda yer alan yapılar için Yapı Kayıt Belgesi alan ve elektrik ve doğalgaz bağlatma talebinde bulunan vatandaşların mağduriyetlerinin önlenmesi bakımından enerji dağıtım kuruluşlarına gerekli talimatın verilmesi uygun olacaktır.” Denilmektedir. 

KANUNA AYKIRI İŞ YAPANLARIN MAĞDURİYETİNİ ÖNLEMEK İÇİN GÖRÜŞ BEYAN EDENLER...

Kanuna aykırı iş yapanların mağduriyetini önlemek için görüş beyan edenler, kanunlara uygun iş yapanların mağduriyetlerini kim nasıl giderilecek!

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Türkiye Enerji Dağıtım A.Ş Genel Müdürlüğü Yatırım İzleme Dairesi Başkanlığı hiç durur mu?...

DANIŞTAY 4. DAİRESİNİN VERDİĞİ KARAR

T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yazılarına göre; Z.T ve Ö.S.Y “…yapı kayıt belgesi alan ve özel kanunlar uyarınca yıkım kararı alınıp yıktırılamayan yapılara elektrik verilmesine ilişkin gerekli iş ve işlemlerin ilgi (a) ve ilgi  (b) yazılar doğrultusunda yürütülmesi ...” konusunda yazılan 81 İl Valiliğine ve ilgili dağıtım firmalarına gereği için yazılan yazı ile Anayasa, ilgili Kanunlar ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün görüşlerini aykırılığından dolayı açılan davanın sonucunda T.C.Danıştay Onüçüncü Dairenin vermiş olduğu karar “… orman ve mera gibi özel KANUN kapsamında kalan alanlarda yer alan yapı kayıt belgesi almış yapılara, su, elektrik ve doğalgaz bağlanması yönünde tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” Denilmektedir. Yetkililer hukuksuz bir uygulamanın sonucunda oluşan sözde mağduriyeti gidermek için mevzuatlara uygun olmayan görüşler asıl mağduriyeti doğurmuştur. Kanunlara uyan vatandaşlar cezalandırılmış ve telafisi Ziraat Mühendisleri Odası telafisi imkânsız hasarlar oluşmadan bu uygulamadan vaz geçilmesi konusunda kamuoyunu defalarca aydınlatmış olmasına rağmen Kanunlarla çelişen görüşlerin sonucu halkın kullanım alanları hukuksuz bir şekilde bireylere yaşam alanı haline getirildi. Kanunlara ve Danıştay Kararına rağmen bu uygulama yapanlar hakkında gerekli işlemler yapılmalı ve bu hatadan bir an önce dönülmesi Kamuoyunu vicdanını rahatlatacaktır.

iLGİLİ KANUNLARIN GEREĞİ YERİNE GETİRİLMELİDİR

Yukarıda bahsedilen mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde;4342 sayılı Mera ve Orman Kanunu kapsamında kalan alanlarda “Yapı Kayıt Belgesi” düzenlenmemesi gerektiği, bu alanlarda yer alan yapıların işgal ve tecavüz olarak değerlendirilmesi aksi durumda ilgili mevzuatınca suça konu olacağı, yapı kayıt belgesi verilmesinin mera alanlarına yapılan müdahaleleri çoğaltacağı, yapı kayıt belgesi düzenlense dahi mülkiyete hak teşkil etmeyeceği ve Kanuna aykırı uygulamaların önüne geçilmesi için yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda kurumların “telafisi güç ya da imkânsız zararların” oluşmadan İLGİLİ KANUNLARIN  GEREĞİ YERİNE GETİRİLMELİDİR.

Kaynak: 61SAAT HABER SERVİSİ