Düzenlenen programa TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, Önceki Dönem Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, AK Parti Trabzon Milletvekili Vehbi Koç, AK Parti Trabzon İl Başkanı Dr. Sezgin Mumcu, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Trabzon Emniyet Müdürü Murat Esertürk, Trabzon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu ve çok sayıda davetli katıldı.
KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı yaptığı açılış konuşmasında, “Ülkemiz için bölgesel ve küresel düzeydeki tehlikenin tırmandığı ve savaşa dönüştüğü günümüz dünyasında savunma ve güvenlik meşelerimiz hakkında konferans verecek olan Hulusi Akar’a teşekkür ederim. Egemenliğimiz iççin savaşan şanlı ordumuz yurt içinde ve sını ötesinde birçok operasyon yönetmektedir. TSK ayağını bastığın her yerde adalet ve barış getirmekte. Atalarından aldığını feyz ile dosta güven düşmana korku salmaktadır. Çevremizde yaşanan gelişmeler Türkiye’nin önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Türkiye’nin güvenlik ve milli savunma politikası alanlında yaptığı çalışmaların yükselişe geçtiği ve kullanılan savaş teknolojisinin öneminin bir kez daha anlaşıldığı ve nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini Sayın Akar’dan dinleyeceğiz. Sınır içi ve sınır dışı operasyonlarda aldığı kararlar ve 15 Temmuz’da gösterdiği kahramanlıklardan ötürü teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.
Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, “Ülkemizin savunma ve güvenlik meselelerini ele adlığımız bu anlamlı etkinlikte sizleri saygıyla selamlıyorum. Milli Savunma alanında büyük bir yeniliğe adım atmış değerli devlet adamı sayın Hulusi Akar’ı Trabzon’da ağırlamanın mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz. Bu kadim şehir üzerine düşen vazifeleri her daim yerine getirmiştir. Sizler sınırlarımızı koruyan milli güvenliğimize adım attıran isimlersiniz. Sizden sonra yapılan çalışmalara ön ayak oldunuz. Şimdi de ülkemize hizmet emteye devam ediyoruz. Trabzon halkı olarak sizlere şükranlarımızı sunuyoruz. Bu konuların tartışılacağı bir konferansa ev sahipliği yapmak bizleri mutlu ediyor. Konferansın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” dedi.
BMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, “Bugün burada savunmaya dair problem çözmeyeceğiz. Bazı köşe taşlarını konuşacağız. Konu savunma ve güvenlik olduğu zaman çok geniş… Olabildiğince belli noktalardan bahsedeceğiz. Burada okumaksınız olmaz. Her okuyan başarılı olmaz ancak her başarılı okuyor. Bu üniversite zaten almış başını gitmiş. Hocalarımızda çok değerli bilgiler aldık. 1955’ten itibaren KTÜ’nün gelişimi hepimizin başarısı… Ben bu duygularla hepinizi selamlıyorum. Hepinizin bildiği gibi yönetim sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçların karşılanmasıdır. Savunma da aynı şekilde. Elimizdeki imkanları en iyi şekilde kullanmak zorundayız. Bütün devletlerin de amacı bir taraf da beka bir tarafda da refah vardır. Risk ne demek? Ülkemize karşı herhangi bir amaçla kullanılabilecek mühimmat risktir. Bunun bize karşı kullanılmasına dair bir belirti varsa bu da tehdittir. Bir tarafta Filistin’de kan, bir tarafda Ukrayna’da kan akmaya devam ediyor.
Afrika’da, Balkanlarda gerilim devam ediyor. Bu gerilimin arkasında var? Gıda ve enerji kaynakları ve bunlara giden yollar. Gerilimin başlıca sebebi budur. Bunu aklımızdan çıkarmayacağız. Bir de şimdi İsrail’in çıkardığı dinsel mevzulardır. Siyonazi çetelerinin yaptıkları da risk olmaktan çıktı bir tehdit boyutunu aldılar. Şu an İsrail’in Türkiye’ye karşı bir harekette bulunması gayet mümkün. Bu sebeple bu tehdite karşı her zaman hazırlıklı olacağız. 2. Dünya Savaşı nasıl başlamış, bu zamana kadar ne olmuş, toplantılar, anlaşmalar birçok nokta var. Bunları okumanız gerekiyor. Bir Türk vatandaşı olarak konumumuzu iyi belirlemeliyiz. İstihbaratın %90’ı açık kaynaklardır. Bunlara dikkat etmemiz lazım. Herhangi bir savaş olursa ne yapcağız? Kimseden bir yardım gelmeyecekmiş gibi çalışmamız lazım. Gördük daha önce birleşmiş Milletleri…
İnsanları diri diri kesiyorlar kimsenin sesi çıkmıyor. Kendi sulhumuz ve barışımız için güçlü olmamız gerekiyor. Cumhurbaşkanımızın haykırdığı “Dünya 5’ten büyüktür” ifadesinin anlamı ortaya çıkıyor. Bir ülkeyi ele alırken dost mu düşman mı demek yetmiyor. Değişik durum ve gelişmelerde aynı ülke sizinle dost ve düşman olabilir. Kuantum teorisinin siyasete kazandırdığı bir durum bu. Biz kimseye sonuna kadar dost ve düşman diyemeyiz. Geldğimiz noktada kimse kimseye savaş ilan etmiyor. Ukrayna’ya baktığımızda İHA, SİHA her şey kullanılıyor. Savaştan kaçınmaya çalıştılar. Montrö’ye göre savaş yapılamazdı. Bu sebeple Rusya “özel askeri hareket” ismini verdi. Batı kendisi savaşa girmeden kendi örgütlerini savaşa sokuyorlar. Diğer bir önemli konu da bilim ve teknoloji… Yapay zeka gelişiyor. Bunun tamamının kökeninde yazılım var. Bizim de buna hakim olmamız lazım. Üniversitelerimizin ve okullarımızın bu konuda teşvik etmesi lazım. Bizim gençlik olarak, Türkiye Cumhuriyeti ferdi olarak Gee gündüz demeden gençlerimizi çalıştırması lazım. Bunları yapabilmek için lisan lazım. Sosyal medyayı ve interneti kullanmak lazım. Sonuna kadar bunları değerlendirmeniz lazım. Bunu bildiğimiz takdirde bu siber saldırılardan korunabiliriz. Filanca adam bir yalan söylüyor milyonlarca tık alıyor. Bizim bu konuda etkili olmamız lazım. İslamofobia diye bir şey tutturdular. Örtülü bir kavram bu. Bunun altında ise islam düşmanlığı yatıyor. Bunun gerçeğini göstermemiz lazım. Herhangi bir şey olduğu zaman hemen gazeteler manşet yapıyor. Müslüman terörist, islam katil, katil islam…
Batı her zaman olduğu gibi yanlı davranışına devam ediyor. Biz son derece seçkin ve saygın bir medeniyete sahip olduğumuzu unutmayacağız. Türkiye’ye karşı yapılan girişimlerin hiçbirisi yeni değil. Hınçak-Taşnak neyse PKK ve YPG’de o. Bizim milletlerle bir problemimiz yok. Ancak bu şekilde algı yaratmaya çalışıyorlar. Kıymetli gençlerimize benim bir tavsiyem var. Biyografileri okuyun. Türk büyüklerinin, şairler, bilim insanları, komutanlar, siyasetçiler bunların tamamının hayatlarını okuyun. Geçmişinizi bilin. Bizim savunmadaki en büyük gücümüz milli birlik ve beraberliğimiz. Bunu anlayamıyorlar… Vatan sağ olsun diyerek adım atmak her millete özgü bir hareket değil. Bu toptan, tüfekten ve uçaktan daha kıymetli. Nasıl ki Hz. Muhammed (s.a.v) peygamberlik gelmeden evvel Muhammed-ul Emin’di… Biz de her şeyden önce insanız. Bunu unutmamak lazım. Bunu başarabilirsek gerisi çok kolay. Aile okul ve çevrenin bu konuda organize olması lazım” ifadelerini kullandı.