Suriye'de yıllardır binlerce sivil katleden ve milyonlarca kişiyi mülteci konumuna düşüren Esad rejimi çöktü.  

Trabzon'daki Suriyeliler bugün saat 13.00'te 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı'nda tören düzenleyerek Esad rejiminin çökmesini kutladı.

Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Trabzon’da da Suriyeliler coşkulu kutlamalar yaptı.

Trabzon Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Abdülkadir Yılmaz, 

"Bismillahirrahmanirrahim

Suriye’nin özgür evlatları, dünyanın dört bir yanındaki dostlarımız ve kardeşlerimiz, aziz Türk halkı…  

Selamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh.  

Bugün özgürlüğün, kurtuluşun, fethin ve zaferin günüdür. Bugün zalim bir diktatörün, eli kanlı işbirlikçilerinin geleceğe umut vadeden, özgürlük için kanlarını topraklarına feda etmiş onurlu Suriye halkından kaçışının günüdür.

Bugün, büyük bir tarihî ana şahitlik ediyoruz. Zaferin ve özgürlüğün anı… Zulüm ve zorbalık karanlığından özgürlük güneşinin doğduğu an… Bu toprakların onuru ve şerefi, yıllarca süren acı ve kan dolu günlerin ardından yeniden şahlanıyor.  

Zulüm zindanlarında direnişiyle tarihe geçen kahraman tutuklular… Sizler, metanetin ve azmin sembolüsünüz. Özgürlük, sizin hakkınız ve yurdunuzdur. O büyük gün, çok yakında sizlerin olacaktır.  

Bu zafer, şanlı Suriye halkının fedakârlıkları olmadan mümkün olmazdı. Vatan uğruna canlarını veren aziz şehitlerimiz, yüce makamlara yükseldiniz. Sizleri asla unutmayacağız. Saf ve kutsal kanlarınız, yolumuzu aydınlatan bir meşale olarak kalacaktır. Ve sizlerin ardından sabreden aileler… Sevdiklerinin kaybına dayanıp, kanlarını Allah ve vatan için adayan aileler… Onlara sadakatle bağlı kalacağımıza söz veriyoruz.  

Ey özgürlük sevdalıları, cephelerde ve kurtarılmış bölgelerde sabırla direnen yiğitler… Sizler, özgürlük bayrağını her şeye rağmen yükselten kahramanlarsınız. Suriye’miz için gece gündüz mücadele ettiniz, acıya göğüs gerdiniz ve zaferin kalbinde yer aldınız.  

15 Mart 2011 tarihinde Dera’ kentinde duvarlara yazı yazan çocukların Suriye rejimince gözaltına alınmasıyla başlayan Suriye İntifadası tam 13. Yılında, 8 Aralık Filistin İntifadası’nın başladığı bu kutlu günde zalim diktatör Esed’in kaçışından sonra zafere ulaştı. 

“Allahu Ekber” feryadıyla katil Baasçı çetenin tanklarının, bombalarının, tüfeklerinin üzerine yürüyen bu halk, özgürlüğü için savaşan bir halktır. Kendi kaderini eline almış ve tarihe büyük bir özgürlük destanı armağan etmiştir. Esaret zincirlerini büyük bedeller ödeyerek paramparça eden özgür Suriye halkına bin kere daha selam olsun!

Direnen Suriyeli kardeşlerimizin yanında yer almak, onların özgürlük ve adalet haykırışlarına ses olmak, bu vahşete tepki vermek Müslüman olmamızın, insan olmamızın gereğidir.       

Bizler tevhid, adalet ve özgürlük ehli Müslümanlar olarak Baasçı dikta rejimlerine, mezhepçi tutkulara, yerli zalimlere karşı olduğumuz gibi, emperyalist saldırı ve işgallere, uluslararası müdahalelere de karşıyız. Suriyeli kardeşlerimizin diktatörlere, zalimlere ve tağutlara isyan etme, başkaldırma hakları tartışılamaz. 

Hiçbir stratejik hesabın, mazlum Suriye halkının kanı üzerinden meşruiyet bulamayacağını, Allah’tan korkan bir topluluk için, adil şahitler olarak, takva merkezli tavır takınmanın en kazançlı strateji olduğunu biliyoruz.

Onları Allah’ın Hud Suresi’nin 113. Ayetine davet ediyoruz : “Zalimlere meyletmeyin. Yoksa ateş size de dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez”.

Bizler, “Allah’ım senden başka kimsemiz yok” diye haykıran Suriyeli kardeşlerimizi ne Baasdiktatörlüğünün olmayan insafına, ne de emperyalist güçlerin keyfine terk etmedik!               

Biz Müslümanlar, “Rabbimiz, bu zalim güruha karşı bize katından bir yardımcı gönder” diye yalvaran mazlum kardeşlerimize sahip çıkmak için elimizden geleni ortaya koymak ve Müminlerle dayanışma sorumluluğumuzu en güzel bir şekilde yerine getirmekle mükellefiz.

Her şey çok açık! Bir tarafta gözünü kan bürümüş zalim bir katliam çetesi, bunun karşısında ise zulme ve zorbalığa karşı “Allahu Ekber” haykırışlarıyla ayağa kalkan ve zafere ulaşan bir halk var.

Buradan bir kere daha kardeşlerimizin bu güzel örnekliğiyle onur duyduğumuzu ifade ediyor, ödedikleri bu ağır bedellere rağmen zaferin Allah’ın izniyle Suriye Müslüman halkının olacağına inancımızı hep koruduk ve bugün de şahitlik yaptık. Ve başta Müslümanlar olmak üzere tüm dünya halklarını Suriye’de yaşanan bu insanlık suçlarına karşı tavır almaya ve mazlumlarla dayanışmaya davet ediyoruz.

Şii ya da Sünni olmalarına bakmaksızın, Müslüman halkların iradelerinin oligarşik yönetimler eliyle gasp edilmesini reddediyoruz. Tüm Müslümanları da adaletli olmaya, tutarlı olmaya, kendimiz için talep ettiğimiz her şeyi kardeşlerimiz için de istemeye çağırıyoruz! Baskıcı, zalim iktidarların zulümlerine karşı tüm Ümmeti ve insanlığı duyarlılığa, Müslüman halklarla dayanışmaya davet ediyoruz.

Zulme, zillete boyun eğenlere ve destek olanlara yazıklar olsun, baş eğmeyenlere, direnenlere ve şehitlere binlerce selam olsun.

Suriye 2011 yılından bu yana insanlık tarihinin gördüğü en korkunç zulümlerden birine sahne oldu. Milyonlarca Suriyeli özgürlük ve adalet talep ettiği, inancı doğrultusunda insanca yaşamak istediği için vahşi dikta rejimi tarafından en ağır biçimde cezalandırıldı, acımasızca bombalandı, her türlü işkenceye, tecavüze maruz kaldı, katledildi ve tehcir edildi. Ve ne yazık ki uluslararası toplum tüm bu insanlık suçlarına gözlerini yumdu, bir halkın vahşice soykırımdan geçirilmesini boş gözlerle seyretti.

Türkiye ve Katar ise yönetimi ve halkıyla 13 yıllık bu soykırım sürecinde başından itibaren Esed rejiminin işlediği zulümler karşısında mazlumların yanında yer aldı. Ezilen, katledilen Suriye halkının sesi, soluğu oldu; yaşadıkları şehirler, köyler harabeye çevrilmiş milyonlarca mazluma kucak açtı. Kimi güçlerin emperyal saiklerle doğrudan zalim rejimin yanında saf tuttuğu, kimilerinin ise zalim ile mazlum arasında tarafsız kalma vicdansızlığına yöneldiği bir vasatta Türkiye insanlıktan, hukuktan, adaletten yana tavır aldı.

Şimdi devrim amacına ulaştı. Şam’dan Halep’e, Humus’tan Hama’ya özgür Suriye’yi inşa edecek ve bizlerden çalınan tüm toprakları sahiplerine kavuşturacağız. Ne eli kanlı Baasçetesi, ne Rusya, ne İran ne de PKK topraklarımızda asla ve asla hükümranlık kuramayacak sahip olduklarımızı yakında tamamlayacağız. Yeni yesyeni bir Suriye inşa etmek için harekete geçiyoruz. Artık aileler ve çocuklarımız Müslümanların hükümran olduğu özgür topraklara dönecek ve Suriye’yi geleceğe taşıyacak. 

Bu noktada, yanımızda duran ve hak davamızı destekleyen devletlere teşekkür etmeyi bir borç biliriz. Başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere Katar Devleti, bizlere maddi, siyasi ve insani yardımlarını esirgemeyen tüm dost ülkeler… Sizlerin desteği, direnişimizi güçlendirmiş ve bu zaferin kapısını aralamıştır. Allah, sizlerden razı olsun ve her daim iyilikler ihsan eylesin." ifadelerini kullandı. 

Kaynak: 61SAAT HABER MERKEZİ