Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, böceğin Karadeniz'i istila etmiş durumdayken kamu spotlarında “Gördüğün yerde yok et!” sloganıyla çözüm üretmeye çalışıldığını kaydetti.
Kahverengi kokarcanın yörede üretilen fındığın üçte birine zarar verdiğini, bu oranın önümüzdeki yıllarda daha da artabileceğini ifade eden Pehlevan, “Kahverengi kokarca; sokucu emici ağız yapısına sahip olan ergin ve nimfleri birçok meyve ve sebzede emgi yaparak zarar verir. En büyük ihraç ürünümüz olan fındıkta ve ana tüketim maddelerimizden olan mısır, soya, domates, biber gibi ürünlere de zarar vermektedir.
Böcek Karadeniz'i istila etmiş durumdayken kamu spotlarında 'Gördüğün yerde yok et!' sloganıyla çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bir kokarca, değişik zamanlarda, keyfi gelince ortalama 20-30'lu gruplar halinde 400 yumurta bırakmaktadır. Bu 400 yumurtanın ortalama 300 tanesi bir sonraki yıl ekstrem şartlarda her biri de 300 adet dişi yumurta bırakacağından hareketle 2024 yılındaki 300 adet dişi, 2025 yılında 300 adet dişi yumurta bırakacağından hareketle 2025 yılı sonu itibarıyla en az 90 bin adet dişi böceğimiz olacak demektir" diye konuştu.
Ulusal Fındık Konseyi'nin fındık rekoltesini 738 bin 851 ton, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ise 717 bin 851 ton olarak açıkladığını hatırlatan Pehlevan, "Doğal olarak Bakanlık rekolteye göre levant kalite için kilogram başına 130 TL, Giresun kalite fındık için kilogram başına 132 TL fiyat belirlendi. Rekolteyi açıklayanlar acaba böceğin vereceği zararın riskini analiz edip ona göre mi bu rekolteyi açıkladılar? Bu riski göz önüne almadıkları bir gerçek.
Bu zararlı, yörede üretilen fındığın üçte birine zarar verdi. Bu nedenle hiç zaman geçirmeden fındık fiyatı güncellenmeli. Üreticinin gözyaşı dinmeli ve çiftçiyi mutlu edecek önlemler vakit geçirilmeden alınmalıdır” dedi.
Çözüm Önerileri
Açıklamasında çözüm önerilerine yer veren Pehlevan, “Acilen bu zararlı türe karşı bakanlığın önderliğinde bir mücadele takvimi oluşturulmalıdır. Mücadele sadece çiftçiye bırakılmamalıdır.
Eylem planları revize edilerek çiftçiyi de mücadele uygulamalarına katacak projeler üretilmelidir. En kısa sürede sonuç alınabilecek mücadele yöntemlerine öncelik verilerek vakit kaybetmeden mücadeleye başlanmalıdır. Mücadelede tek bir metot yerine 'Entegre Mücadele' yöntemi olarak birden fazla metot bir arada kullanılmalıdır.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın kahverengi kokarcanın doğal düşmanı olan samuray arılarını doğaya bırakması kokarca popülasyonunu tabi ki kıracaktır, fakat zaman alacaktır. Böceğin kışı geçirdiği mekruh binalar, çatılar, kömürlükler gibi alanların ilaçlanması önem arz etmektedir. Buna yönelik mücadele uygulamaları tüm alanlarda yaygınlaştırılmalı, böcek erken ilkbaharda kışlaktan çıkmadan önce yapılmalıdır.
Karton kutuların içerisine eski kumaş parçaları koyarak evlerimizin etrafına yerleştirirsek kışlamak için evlerimizden önce bu kutularda toplanacaklardır. Bu kapsamda feromon tuzaklarına ağırlık verilmesi önemlidir. Çiftçinin bunlara ulaşması mümkün değildir. Erken ilkbaharda böceğin uçuşuyla birlikte asılması ve böceklerin yumurta koymadan önce yakalanması önem arz etmektedir. Prof. Dr. Temel Göktürk hocamız mor ışık tuzakları üzerinde çalışmaktadır” şeklinde konuştu.
Kimyasal Mücadele
Yapılacak kimyasal mücadeleye de değinen Pehlevan, “Ergin ilaçlamasında farklı, nimf ilaçlamasında farklı formülasyon kullanılmalıdır. Aynı alanda hem ilaçlama hem de biyolojik mücadele yapılacaksa böceğin biyolojisi ile ilaçlama zamanı örtüşmelidir. (Yumurta döneminde ilaç atılmamalıdır) Böceğe atılacak ilacın formülasyonu, dozu ve nerelere atılacağı iyi bilinmelidir.
Unutulmamalıdır ki; fındıkta sadece bu böcek zarar yapmıyor. Alanda zararlı böcekler üzerinde etkili olan doğal düşmanların da öleceği unutulmamalıdır. En iyi çözüm bile kâğıt üzerinde kalıyorsa ve uygulanmıyorsa hiçbir değeri yoktur. Çözüm için eylem gerekir. Bölgemizin ve ülkemizin korkulu rüyası olmasını istemiyorsak, önümüzdeki yıllarda karşımıza çıkabilecek olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmalıyız.
Aksi durumda ülkemiz ekonomisine, tarımına, ekolojisine ve insanımızın yaşam kalitesine büyük zararlar vermesi kaçınılmaz olacaktır. Kahverengi kokarca ve diğer böceklerle mücadelenin milli sorumluluk olduğu, sadece Trabzon'un değil bütün ülke kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri bu böcekle hep birlikte hızlı ve etkin bir şekilde mücadele ederek diğer bölgelere yayılmasının engellenmesi gerekir.
Bu böcek polifag zararlı olduğundan bu böcekle mücadele etmenin ne denli zor hatta imkânsız olacağı ortada. Üzerinde titizlikle çalışılması gereken bir konu. Düşünmek bile istemiyorum, aksi bir durumda arzu etmesek de sivrisineklerle nasıl ki yaşam alanlarımızı paylaşıyorsak bu böcekle de maalesef yaşam alanlarımızı paylaşmak zorunda kalacağız" uyarısında bulundu.