Karadere Vadisi ve Yaylaları Koruma Derneği Başkanı Şener Şengül ve dernek üyeleri bugün Kaşüstü'ndeki Trabzon Adliyesi'ne gelerek Araklı Erikli Yaylası'nda Çevre Bakanlığı'nın verdiği siyanür kullanarak altın madeni arama izninin iptal edilmesi için Trabzon İdare Mahkemesi'ne dava dilekçesi sundu. Adliyede basın toplantısı düzenleyen çevrecilerin etkinliğine CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez de iştirak etti.

61saat'ten Gökhan Dihkan'ın haberine göre: 

Adliye çıkışında basın açıklamasında bulunan çevreciler adına konuşan Trabzon Barosu Avukatlarından Nedim Şenol Çelik, yaşam alanlarımızı çevremizi ve hatta hayatımızı yok edebilecek vahşi bir saldırı ile karşı karşıya olduklarını belirterek, "Soyer Enerji isimli bir A.Ş. Araklı ilçemizin Erikli yaylasında 127.065,28 m2 lik alanda siyanür kullanarak altın madeni işletmesi açmak amacıyla herhangi bir çevresel etki değerlendirmesi olmaksızın sondaj izni ve sondaj alanına erişim için yol inşa etme izni almıştır. Yapılacak sondajın adedi, derinliği, mera alanında açılacak yolların uzunluğu ve alan içindeki yerleri belirsizdir. Maden şirketi keyfi biçimde dilediği kadar sondaj yapacak, dilediği kadar yol açabilecektir. Yollar açılarak ulaşılacak noktalarda sondaj yapma yoluyla altın arama faaliyeti çevreye kalıcı zararlar verecektir. Yaşam hakkımızı korumak, gelecek kuşaklara yaşanabilir temiz bir çevre bırakabilmek için yasal mücadelemizi başlatıyor, verilen iznin iptali talebiyle Trabzon İdare Mahkemesine başvuruyoruz" dedi.

Çelik açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Sondaj yoluyla altın arama çalışmaları başlattığımız yasal mücadele ile durdurulamadığı takdirde ikinci adım kalıcı çevre felaketlerine yol açan siyanüre dayalı altın madeni işletmesinin açılması olacaktır. Bu işletmede çıkarılacak kayaçlar kırılıp geniş alana serilecek üzerine siyanür akıtılarak altın ayrıştırılacak, altın alındıktan sonra kalan atık siyanür de açık havuzlarda depolanacaktır. Altın madencileri çeşitli yöntem ve yalanlarla siyanürü zararsız bir madde gibi göstermeye çalışsa da siyanür bilinen en hızlı öldüren zehirlerden biridir. Bu özelliği nedeniyle siyanür Birinci Dünya savaşında kimyasal silah olarak kullanılmıştır. Nazilerin gaz odalarında insanları öldürmek için kullandığı gaz da siyanürdür. Altın madenciliğinde kullanılan siyanür dozunun felaketlere neden olduğu Dünyada ve ülkemizde yaşanan acı tecrübelerle görülmüştür. Romanya’da BAİA MARE’DE çöken siyanür baraj duvarı nedeniyle yüz bin metreküp siyanürlü su nehre karışmış nehirdeki yaşamı planktonlara kadar yok etmiştir. Tonlarca balık ölmüş, insanlar zehirlenmiş, yıllarca etkisi silinemeyecek çevre felaketi ortaya çıkmıştır. Dünyada yaşanan pek çok siyanür felaketinin yanı sıra ülkemizde de çok sayıda siyanür felaketleri meydana gelmiştir:

2011 yılında Kütahya’da, 2021'de Giresun Şebinkarahisar’da, Gördes’te, Manisa’nın Yunusemre ilçesinde, Eşme ilçesi ve köylerinde, Gümüşhene Karamustafa köyünde, Bergama’da, Kütahya’da, Tavşanlı ilçesi Dulkadir köyünde, Develi’de, Erzincan İliç’te yaşanan olaylar siyanür kullanılan tüm altın madenlerinin çevresi için çok büyük tehlike oluşturduğunu kanıtlamıştır. Anayasamız 45’inci maddesiyle tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini yasaklamış, hayvancılık faaliyetlerinin desteklenmesi görevini idareye vermiştir. İdare ise bırakın mera alanını korumayı, çevresel etki değerlendirmesine dahi gerek duymadan ucu açık bir sondaj iznini şirkete vermiştir. Mahkemeye sunacağımız dava dilekçemizde daha önce yapılan bir sondaj çalışmasının Erikli yaylasını ne hale koyduğunu gösteren fotoğraflar da yer almaktadır. Yeniden başlanacak sondaj çalışmasının meranın kullanımını tamamen olanaksız hale getireceği kesin bir sonuçtur. Altın madeninde herhangi bir kaza yaşanmasa, maden planlandığı gibi işletilse dahi mera ve yayla alanlarının geri dönülmez şekilde tahrip olacağı açık bir gerçektir. Mera alanının ağır iş makineleri ile kazılması, milyonlarca metreküp taşın toprağın kaldırılması, binlerce ton patlayıcının patlatılması, devasa çukurların açılması ile topografik yapı değiştirilecek, alanın bir daha mera olarak kullanımı asla mümkün olmayacaktır. Yaylasında, merasında kadimden beri barış ve huzur içinde yaşayan yöre halkı birkaç kişinin daha fazla para hırsı yüzünden yerinden yurdundan huzurundan edilecektir. Anayasa Mahkemesi 2020/12802 numaralı bireysel başvuruda 1/11/2023 tarihinde verdiği kararda (R.G. Tarih ve Sayı: 16/1/2024-32431) altın madenine verilen ÇED olumlu raporundan kaynaklanan uyuşmazlıkta özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmedilmiştir. Anayasamızın 56’ıncı maddesi herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu belirtmektedir. İdare, Erikli mahallesi halkını bu haktan mahrum ederken halkın fikrini sorma gereğini dahi duymamıştır. Anayasal haklarını korumak için direnç gösteren duyarlı insanlar ödüllendirilmesi gerekirken tutuklanarak hapse atılmıştır. Hiç kimse unutmamalıdır ki, çevre savunucuları yalnızca kendilerinin değil, nefes alan herkesin yaşam hakkını savunmaktadır. Gözlerini para hırsı bürümüş, hiçbir ahlaki değeri tanımayanların ağır saldırısına karşı direnen kahraman çevre savunucularının Cumhuriyet Bayramı arifesinde başlattıkları haklı ve onurlu mücadelesini desteklemenizi, bu mücadeleyi sürekli gündemde tutup kamu oyuna duyurmanızı bekliyor, sizlerin ve ülkemiz insanlarının Cumhuriyet Bayramını kutluyoruz"

Kaynak: 61SAAT HABER MERKEZİ