TMMOB Mimarlar Odası Trabzon Şubesi, Dünya Mimarlık Günü kapsamında Ortahisar Belediyesi Çok Amaçlı Salonu’nda “Doğu Karadeniz’de Kent ve Mimarlık Tartışmaları” başlıklı bir panel düzenledi.

Panelde konuşan Trabzon Şehir Plancıları Odası Sözcüsü Ercan Şen, Karadeniz Sahil Yolu ile başlayan dolgu projelerinin Trabzon kıyılarını geri dönüşü olmayan biçimde dönüştürdüğünü vurguladı.

Şen, Trabzon’un kıyısındaki nüfus yığılmasının plansız yapılaşmayı tetiklediğini belirterek şunları söyledi:

“Karadeniz Sahil Yolu’nun deniz dolgusu üzerine yapılması sadece ulaşım için değil, kıyının kentleşme baskısına açılması için de bir eşik oldu. Yol, insanların kıyıya erişimini sınırladı; ekolojik değerleri koruyamadık, kentsel alanlarda yapılması gereken tesisler sahile taşındı.”

Özellikle Yomra, Akyazı ve Akçaabat bölgelerindeki dolgulara dikkat çeken Şen, şehir hastanesinin de bu yanlış planlama zincirinin bir halkası olduğunu söyledi:

“Akyazı’daki dolgu Kruvaziyer Liman diye başladı, spor tesisine döndü, şimdi şehir hastanesine dönüştü. Kentin içinde ya da güney kesiminde yapılabilecek projeler deniz doldurularak sahile taşındı. ‘Denizi kara yaptık, karayı para yaptık’ anlayışıyla kamu yararı gözetilmedi.”

Şen, Trabzon’un Beşikdüzü’nden Of’a kadar uzanan 110 kilometrelik sahil bandında dolgu yapılmamış tek ilçe kalmadığını aktararak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre kıyı kanunundaki “zaruret” ve “kamu yararı” kriterlerinin göz ardı edildiğini dile getirdi.

"Kıyıya park, spor tesisi, sağlık tesisi yaptık. Bunlar kent içinde üretilebilirdi. Şimdi insanlar denize ulaşamaz hale geldi, sahil yolu 30–50 metre genişliğinde bir bariyer gibi araya girdi. Ekolojik olarak nitelikli kıyı alanlarını kaybettik.”

Arsin Yatırım Adası ve Endüstri Bölgesi’ndeki 30 milyon metreküplük dolgu alanına da değinen Şen, kıyı koruma statüsündeki bölgelerde bile mevzuata aykırı müdahaleler yapıldığını, Mimarlar Odası ve meslek örgütlerinin yargıya taşımak zorunda kaldıkları davaların sürdüğünü söyledi.

Şen, paneli şu çağrıyla tamamladı:

“Artık denizi doldurmaktan vazgeçmeliyiz. Bundan sonra yeni dolgu alanı açılmamalı; kentin ihtiyacı olan parkı, sağlık ve spor tesisini karada üretmeliyiz. Kıyı planlamasında koruma odaklı bir anlayışa geçmek zorundayız.”

Panel, Trabzon’un dolgu alanlarındaki dönüşüm, şehir hastanesinin konumu, Gülcemal ve Uzunkum projeleri ile kıyı koruma politikaları üzerine canlı tartışmalara sahne oldu.