Başta Gazze şehri olmak üzere Filistin, Suriye, Ukrayna, Afganistan, Yemen gibi çatışma bölgelerinde, çocuklar savaşın vahşi etkilerine maruz kalmakta ve bu durum, onların en temel hakları olan yaşama haklarını ellerinden almaktadır. Hayata tutunabilen çocukların ise fiziksel ve psikolojik sağlıkları olumsuz yönde etkilenmektedir. Savaşlarda hayatta kalabilen çocuklar şiddet, korku ve zorluk dolu ortamda travma içinde yaşamaktadır. Birçok çocuk aç kalmakta, ailesinden ve sevdiklerinden ayrı, yerinden-yurdundan koparılarak mülteci konumunda kalmaktadır. Günümüzdeki savaş ve çatışmalarda dahi birçok çocuk sakat kalmış ve ne acıdır ki sayıları bile tam olarak bilinmeyen birçok çocuk ölmüş durumdadır.
Gazze, uzun yıllardır devam eden çatışmaların merkezindedir. Halk sık sık yaşanan insan hakları ihlalleriyle, savaşın yıkıcı etkileriyle mücadele etmek zorunda kalmaktadır. İnsanlık dramını en yoğun biçimde yaşayan Gazze'deki çocuklar, sürekli güvenlik riskleri altında yaşayarak yaşama hakkı başta olmak üzere birçok temel ihtiyacından yoksun kalmaktadır. Yaşama hakkı tanınmayan çocukların olduğu yerde diğer çocuk haklarından bahsetmek anlamını yitirmiş durumdadır. Dünya Çocuk Hakları Günü, Gazze'deki çocuklara özel bir şekilde ışık tutmalı ve bu çocuklara yönelik uluslararası yardım çabalarını artırmalıdır.Unutmayalım ki her çocuk özel ve değerlidir, onlara adil bir gelecek inşa etmek hepimizin sorumluluğudur. Dünyamızın geleceği, çocuklarımızın omuzlarında yükseliyor. Onları sevgi, eğitim ve anlayış içinde yetiştirmek, barış dolu dünya inşa etmenin temelidir. Her ülkenin ortak gayretleriyle, çocuklarımıza sağlık, eğitim ve barınma hakkı sağlanmalıdır. Bu, sadece bireylerin değil, tüm toplumun sorumluluğudur. Barışın hâkim olacağı, savaşların olmayacağı, çocuklarımızın sevgi dolu bir ortamda, şiddetten, kinden ve nefretten uzak yaşayabileceği bir dünya diliyorum.”