TARIMDA SU TASARRUFU VE ÜRETİM

Dünyada iklim krizinin gittikçe yaygınlaştığı günümüzde, suya olan gereksinim gittikçe artarken ve birçok ülke bu sorunla boğuşurken, su zengini olmayan ülkemizde kaynaklarımızın hor kullanılması, kirletilmesi, şehir su şebekelerindeki kayıp ve kaçaklar ve en önemliside ülkemizde bir su planlamasının olmayışı bilinmesine karşın önlemlerin alınmaması, gün gelecek başlangıç emareleri görüldüğü gibi çok ciddi sıkıntıları yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.

Bu bağlamda tarımda sulama ile üretimde kararlılığı finans ile toplumsal düzenin dengede tutulmasını sağlayan su kullanımı, çok yönlü bir insanlık uğraşı ve uygarlık düzeyidir.

Onun içindir ki tarihin derinliklerine bir akıl yürüttüğümüzde insanların öncelikle yerleşik ve yerleşim alanlarını seçerken özellikle su kaynaklarına yakın alanları tercih etmelerinin temelinde uygarlığın başlaması yatmaktadır.

Tarımsal üretimin arttırılmasında sair (gübreleme, ilaç vs.) girdilerin yanında toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi, insanlığın temel uğraşlarından birisi olup, toplumsal açıdan ise ekonomik ve sosyal düzenin bir güvencesidir.

Toplumun tarımsal ürünlere olan gereksinimi giderek artarken varlığı sınırlı olan toprak ve su kaynaklarının, önemi gittikçe daha artmaktadır.

Onun içindir ki dengeli kullanıma olanak sağlayan çok seçenekli bir projelendirmenin geliştirilmesi artık bir zorunluluktur.

Bu çalışmalar bugün olduğu gibi tarihin bütün aşamalarında tarımsal üretimin temel unsurunu oluşturmuş ve toplumun her kesimini etkilemiştir.

Su hayattır çağrışımıyla tarımsal sulamada amaç, birim alan veya kullanılan su hacmine düşen en yüksek verim olmayıp, uzun vadede suyun istikrarlı kullanılarak çevreye olumsuz etki yapmadan üretimi artırarak elde edilecek net geliri artırmaktır.

Bundan dolayıdır ki sistemi su, toprak, üretim, hasat ve toplumsal arz aşamasına kadar tasarlama çalışmaları dünyada yoğun bir şekilde sürmektedir.

Sulamada hala birçok sorun yaşanırken aşırı su kullanımıyla ciddi ekonomik kayıplar yaşanmakta olmasına karşın, eldeki veriler oldukça yetersiz aynı zamanda da su hakları (İçme ve kullanma) nedeniyle bu hususta gereği gibi planlama ve çalışma yapılmamaktadır.

Olay böyle olunca da sulama randımanından alınan verim azalmakta ,bazen de su kullanıcıları tarafından bu istek azalmaktadır.

Bu sürecin temel amacı, bitki gelişimi ve verimin arttırılması için doğal yağışlardan (kar, yağmur) karşılanamayan suyun destekleyici anlamda toprağa uygulanmasıdır.

Sulama randımanı direkt verimi etkilediği için, bitkilerde terleme, toprak ve bitki yüzeyinden buharlaşma ile kaybolan su miktarı ciddi sorunlara sebep olmakta yani bitki gelişimi ve üretim miktarı düşmektedir.

Sulama randımanında bir çok kriter rol oynamakta olup, bunlar sırasıyla depolama, su taşıma, çiftlik, tarla ve sulama projesi gibi temel bileşenlerden oluşmaktadır.

Sulu tarımda randımanlı su kullanımı tamamıyla kaynaktan başlayıp, tarlaya kadar ulaşan tüm aşamalarda kullanılan suyun ne kadarından fayda sağlandığına dair hususun, sağlıklı olarak ölçülmesi gerekirken ülkemizde ise bu durumun istenilen düzeyde olmadığı gibi sulama birliklerinin siyasallaşmış olmasıda ayrı bir çıkmazı oluşturmaktadır.

Onun için kapalı sulama yani damlama sulama sistemlerinde ölçülü su verilmesi ve kontrolü daha kolay olmaktadır.

Burada önemli olan diğer bir husus ise ekonomik bir mal ve yenilenebilir kaynak olan suyun sistematik ölçümlülük içinde kontrollü olarak kullanılması çok özel bir önem taşımaktadır.

Aslında temel kriter sulama yapacak kişilerin ister çiftçi ister çalışan bir eleman olsun,bu anlamda çok iyi bir eğitimden geçirilmeleri gerekmektedir.

Bunun yanında bitkilere verilecek sulama suyu miktarlarınında bitki de olası zararlara sebep olmaması için hava şartları tam anlamıyla dikkate alınmalı ve verilecek su miktarının doğru zamanınında iyi saptanması israf ile alınacak ürün açısından önemi çok büyüktür.

Ayrıca ülkemizde miras hukukundan kaynaklanan sorunlardan dolayı tarım toprakları ekonomik ol mayan küçük parçalara bölündüğünden bu çok ve küçük parçalı parsellerde sulama randımanıda verimi düşürücü rol oynamaktadır.

Onun için bu tarz parsellerin toprak toplulaştırılması yöntemiyle tarımsal amaçlı kullanımını ve sulanması gibi süreçlerde önemli su ve ürün kayıpları da ortadan kalkmış olacaktır.

Sulama şebekelerinin bakımı ve işletilmesinde yaşanan idari ve finansal sorunlar nedeniyle, sistem bakımlarının zamanında yapılmayışı girdi maliyetlerini artıracağı gibi su kayıplarını da artırdığından ürünlerde de aynı durum gözlemlenmektedir.

Yani bir birimdeki ihmalkarlık tüm sistemde zarara ve planlı işleyişe engel teşkil etmektedir.

Bu bağlamda, çiftçi muhakkak sistemin içinde yer almalı, yatırım politikaları merkezden inme politikalarla olmamalı, yatırımdan yararlanacaklarında bizzat işin içinde olmaları ve çiftçilerin plan ve projeyi sahiplenmelerine yönelik sistemlere geçilmelidir.

Ayrıca su ücretleri hacim bazında belirlenerek ona göre üreticilerin ödeyeceği su parası tespit edilmelidir.

Su dağıtımını proğramlayan kuruluşların sorunları çözülmekte ancak suyu kullananların problemleri çözülmemiş olup, aslında bu husus çiftçilerin hayat standartlarında gerçek bir refaha yani devrime yol açamamaktadır.

Sorun bu noktada düğümlenmiş olup, acilen çözülmeli ki su israf edilmesin ve verim yani rekolte artsın çiftçide özlediği hedefi olan çağdaş refah seviyesine ulaşsın.

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }