Tarihin En Şöhretli İmparatoriçesi'nin Trabzon'daki Ayak İzleri...

Tarihi çok eskilere dayanan Trabzon, binlerce yıl farklı uygarlıklara ev sahibi yapmıştır.

Kuzeyin en ucunda bir deniz ve liman kenti olan Trabzon, Anadolu'nun kadim şehirlerinin en önemlilerinden bir tanesidir.

Denize sıfır inen surlarla ve burçlarla dört bir tarafı dağlarla çevrili TRABZON !!

Tarihi çok eski yıllara dayanan Roma'nın en güçlü üç imparatorundan Birincisi, On iki aydan biri olan Temmuz ayına da ismi verilen Jul Sezar'dan sonra ikinci sırada sayılan, Yaptırdığı dünyanın en büyük ve en önemli ulaşım limanlarından biri olarak kabul edilen Trabzon pazarkapıdaki limana kendi adını veren Roma İmparatoru Hadrian, Hadrian Limanı zamanının en modern ve en büyük limanlarından birisiydi.

Pazarkapı Mahallesi sınırları içerisinde, şimdiki kadınlar pazarının yerinde, eski kadınlar pazarının yıkılarak yeniden inşa edilmesine karar verildikten sonra inşaat çalışmaları için yıkımlar başlayınca bütün ihtişamıyla ortaya çıkan Hadrian limanı, Aradan binlerce yıl geçmesine rağmen bütün güzelliğiyle ortaya çıkmış günümüze merhaba demişti.

Çıplak gözle bile görebileceğimiz netlikte yeni balıkhaneden başlayarak kadınlar pazarı ve hemen karşısındaki belediye otoparkı ve devamında kuzgundere mahallesinin içlerine kadar devam eden Hadrian limanı maalesef ne acıdır ki,

Binlerce yıl sonra gün ışığına çıkmasına rağmen, günümüzdeki yetkililer tarafından ne akla hizmetse, üzerine betonlar dökülüp inşaatlar yapılarak kapatılmıştır.

Trabzon'un göbekli tepesi diye tabir edilmesi gereken HADRİAN LİMANI ve çevresinde bulunan antik kent kalıntıları, çeşitli düzenlemelerle tarihe ve turizme kazandırılabilseydi,

Trabzon yıllarca süren maküs talihini yenebilecek yerli ve yabancı binlerce turisti bağrında ağırlayabilecek, ekonomisine çok büyük katkılar sağlayabilecekti.

Aslen Yunanlı makedon bir ailenin kızı olan tarihin tanık olduğu en ünlü Mısır kraliçesi olan,

Kleopatra'nın yolu Hadrian limanı sayesinde Tarsus'a, oradan da Mısır'a gitmek için Trabzon'dan geçmiştir.

Hayatı çalkantılarla ve entrikalarla dolu olan meşhur ve güzel Kraliçe Kleopatranın, aşık olduğu Roma imparatoru Jül Sezar'ın ölümünden sonra oldukça zor günler geçirdi.

Sezar'ın ölümünün ardından Roma İmparatorluğu da Doğu-Batı olarak ikiye bölündü.

Roma’nın bölünmesiyle beraber Kleopatra’nın hayatı tamamen değişti ve Sezar’a duyduğu aşkın kat ve kat fazlasını duyacağı hayatının aşkı Marcus Antonius ile tanıştı.

Roma imparatorluğunun doğu tarafının Kralı Marcus Antonius oldu.

Romalı komutan Marcus Antonius Mısır'ı ziyareti sırasında Kleopatra’yı görmüş,

Birbirlerine görür görmez aşık olmuş olan Antonius ve Kleopatra çifti aradan 4 yıl geçtikten sonra da evlenmişlerdi.

Marcus Antonius, eşi Kleopatra'ya o kadar âşık olmuştu ki, Kleopatra'yı Mısır, Kıbrıs, Girit ve Suriye valisi tayin etmişti.

Fakat Antonius'un kendi gücünü bu şekilde Kleopatrayı onure etmek için kullanması Roma Senatosunu karıştırmış ve Marcus Antonius vatan hain ilan edilmişti.

Bu olaydan sonra Marcus Antonius ve Kleopatra Mısır'a kaçmak zorunda kalmıştı.

Roma imparatorluğu çok geniş topraklara sahipti.

Büyük Biritanya'dan Anadolu'nun en kuzeyine kadar Trabzon sınırlarına kadar dayanmıştı.

İmparatorluk toprakları çok büyüdüğünden zaman içinde ikiye bölünmüş

Trabzon Doğu Roma imparatorluğu tarafında kalmıştı.

Klopetra, aslen Makedon (Yunanlı) olması nedeniyle Yunanistan'dan
Roma'nın doğudaki en önemli şehri Trabzon'a, Deniz yoluyla Hadrian Limanı'na gelmiş ve buradan da
sonradan eşi olacak olan Romalı general Marcus Antonios ile de Tarsus'ta gözlükulede buluşup Mısır'a İskenderiye'ye geçmiştir.

Yıllarca süren taht kavgaları sonucunda tarihin gördüğü en büyük ve şöhretli kadın imparatoriçe Kleopatra yanından hiç ayırmadığı zehirli yılanının ısırmasıyla, çok genç yaşta 39 yaşında hayata veda etmişti.

Bu acıya dayanamayan Marcus Antonius'de kendini bıçaklayarak öldürmüştü.

Doğu Roma imparatorluğu'nun Anadolu'nun kuzeyindeki en işlek liman kenti
Trabzon tarihin şekillenmesinde çok önemli roller üstlenmiştir.

Roma, Bizans,
Mısır, Osmanlı
ve
Cumhuriyet tarihinin
en kudretli imparatorları, komutanları,
Sultanları, imparatoriçeleri sayılan,

Büyük İskender, Kleopatra,
Yavuz Sultan Selim,
Kanuni Sultan Süleyman,
Fatih Sultan Mehmet
ve
Mustafa Kemal Atatürk'ün
yolları bir şekilde tarihin derinliklerindeki en gizemli şehirlerden biri olan
Trabzon'dan geçmiştir.

Tabiatın bütün güzelliklerini bahşettiği, kadim şehir Trabzon'un kıymetini binlerce yıl öncesinde yaşayan imparatorlar ve imparatoriçeler bilmişse de,

Günümüzde yaşayan bizler maalesef bilememişizdir.

Binlerce yıllık gizemli tarihi bünyesinde barındıran Trabzon'dan bugüne elimizde maalesef çok az şey kalmıştır.

Trabzon, dünyada belki de terk edildiği andan itibaren özlem duyulan tek şehir devletidir.

Adına şiirler, şarkılar ve yüzlerce hikayeler yazılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu'nun en kudretli padişahı Fatih Sultan Mehmet bile Constantine'yi fetih ettiği zaman paşaları ona sorar;

Padişahım ulu hünkarım...

Constantine artık bizim neden mutlu değilsiniz?

Fatih ise paşalarına dönerek doğuda kuzeyin en ucundaki, Bizansın Anadolu'daki son kalesi olan Trabesuz'u almadıktan sonra Constantine'nin fethi bitmiş sayılmaz diye cevap vermiştir.

Trabzon o kadar önemliydi onun için...

Nitekim Constantine'yi aldıktan sekiz sene sonra 1461 yılında Bizansın Anadolu'daki en son kalesi Trabzon'u fetih etmiştir.

İlginçtir fetihin olduğu tarihin(1461)
Son iki numarası bugün bizim plaka(61) numaramızdır.

Tarihin gizli ve tozlu sayfalarında unutulmaya yüz tutmuş bilinmeyenlerle dolu olan gizemli şehir Trabzon'un geçmişinden bugüne anlatacak çok yaşanmış hikayeleri vardır.

Resmi tarih bu hikayeleri yazmaz,
tabiiki ben de Kleopatra döneminde yaşamadım,

Kleopatrayla da yakınen tanışıklığım yoktur ama,

Yaşadığım doğduğum büyüdüğüm mahalle olan pazarkapı mahallesinin tarihe ışık tutan hadrian limanının kalıntılarını çıplak gözle görmüş ve bu limanın hikayesini araştırıp kendi yorumumla harmanlayıp sizlere aktarmaya çalışan Trabzon sevdalısı birisiyim.

Anlatmaya çalıştığım
yaşanmış olan bu hikaye de onlardan bir tanesidir.
Bir sonraki hafta buluşmak üzere,
Kalın sağlıcakla...

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }