SÜPÜRENLER...

Rizespor - Trabzonspor maçının değerlendirilmesine geçmeden önce şu bilet iptalindeki meseleye göz atalım.

Ben bu işte bir bit yeniği olduğunu düşünerek ıskalamadan geçmek istemedim. Sizler de bilirsiniz her takım kendi tribününde %10'luk yer ayırırlar rakip takıma bu yasal haktır. Ama çeşitli nedenler ortaya sürerek bu hakkı vermeyebilirsiniz de ancak bizim hikâyemiz bambaşka!

Trabzonspor sekiz yüz bilet talep ediyor Rizespor'dan ve satın alıyor biletleri ancak maça ramak kala "çizdim de oynamıyoruz" diyorlar! Her ne düşündüyseler yapılan iş yakışı kalmadı!

Bu gibi Ali Cengiz oyunlarına hiç gerek yoktu! Hâlâ ucuz etten yahni yapmaya uğraşıyorsanız ayıp ettiniz! Bakın efendiler Rize'de bazı maçlarda da olsa kafası gözü yarılanlar Trabzonlular, gece yarılarına kadar Rize Stadı'na hapsedilenler Trabzonlular! İşin tuhafı istenmeyenler de Trabzonlular, yarın da Trabzon "ben de sizi istemiyorum" derse iyi mi olacak!

Ben yıllar yılı yazdım, çiçeklerle Rize derneklerine gittim. Biz komşu değil kardeşiz dedim. Rizeli hapşırırsa Trabzonlu nezle olur diye yazdım ama nafile! Yazık ki çok yazık. Gelelim bir türlü gelemediğimiz maça, önce şu derbi işi benim hâlâ kafamı karıştırıyor bunu düzeltelim. Şayet Trabzon ve Rize aynı şehrin takımı ise maçın adı da derbidir.

Ben öyle biliyorum vesselam dedikten sonra dün Rize karşısındaki ilk 20 dakikalık dilimde takımımı zevkle izledim. Peş peşe gelen gollerin arasında direkten dönen toptan sonra Trabzonspor artık tarihi farka gider derken burnundan deneyim akan Savic çıktı sahneye, bir amatör futbolcunun dahi yapmayacağını yaparak bir çuval inciri berbat etti.

Sonrasında futbolcular adeta gaz yerine frene bastılar. Sahasından çıkmakta zorlanan Rizespor bunu görünce sazı aldı eline! Sonuç zor da olsa galibiyet moraldir, şayet eksiklerini görebilirsen avantajdır. Şimdi ha galibiyet galibiyettir, yenen de haklıdır felsefesinde olanlar vardır. Takım ikinci sırada ve başarılıdır diyenler de olacaktır. Onlar meseleye nereden nasıl baktıkları önemlidir. Bunlara ben eksikleri, yokları görme yerine "halının altına süpürmeyi yeğeleyenler" diyorum.

Bakın 10. hafta Trabzonspor'un 11'i belli değil, oyuncu seçiminde gelgitler var. Takım istenilen oyunun sadece bir dilimini oynayabiliyor. Çok daha önemlisi mazideki gibi top kayıplarında topu alma yerine geriye koşuyorlar. İki yeni transfer gençler ofansta yaptıkları gibi defansif anlayıştan oldukça uzaklar. Onuachu hâlâ yerini bulmuş değil! Neredeyse adama "attığın ortaya git kafa vur" diyecekler. Okay mı? Bildiğiniz gibi! O da zamanın törpüsüne katılıp gitti. Gitmiyor artık diyor.

Son sözüm Fatih Tekke Hoca'ya; herhangi bir hatada, eksiklikte "ben çalıştırdım" demeden vazgeç be kardeşim. Yoksa "senin işin ne?" sorarlar adama!

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }